22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ni hesâblar. Kıymetleri altın nisâbını dolduruyorsa, kırkda biri kadar altın verir.<br />

Deve, sığır ve koyun zekâtı olarak, değerleri kadar altın da verilebilir.<br />

ZEKÂT KİMLERE VERİLİR? — Zekât, yalnız aşağıda yazılı, yedi sınıfda bulunan<br />

müslimânlara verilir. Sekizinci sınıf, (Müellefet-ül-kulûb) idi. Ya’nî, azılı kâfirlerin<br />

şerlerini def’ için bunlara zekât verilirdi. Ebû Bekr “radıyallahü anh” zemânında<br />

buna lüzûm kalmadı.<br />

1 — (Fakîr): Nafakasından fazla, fekat nisâb mikdârından az malı olana fakîr<br />

denir. Ma’âşı kaç lira olursa olsun, evini idârede güçlük çeken her fakîr me’mûr,<br />

îmânı var ise, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lâzım olmaz. [Birinci<br />

kısm seksenbirinci maddeye bakınız!].<br />

2 — (Miskîn): Bir günlük nafakasından fazla birşeyi olmıyan müslimâna miskîn<br />

denir. Din adamı olarak tanıtılan Hamîdullah (İslâma giriş) kitâbında, miskîn,<br />

gayr-i müslim vatandaş demekdir diyor. Bu fikri yanlışdır. Dinde reform yapmakdır.<br />

Müslimân olmıyana zekât vermek câiz değildir.<br />

3 — (Âmil): Ya’nî Sâime hayvanların ve toprak mahsûllerinin zekâtlarını toplayan<br />

(Sâ’î) ile, şehr dışında durup rastladığı tüccârdan ticâret malı zekâtını toplıyan<br />

(Âşir), zengin dahî olsalar, işleri karşılığı zekât verilir.<br />

4 — (Mükâteb): Ya’nî efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince,<br />

âzâd olacak köle.<br />

5 — (Münkatı’): Cihâd ve hac yolunda olup, muhtâc kalanlar. (Dürr-ül-muhtâr)da<br />

diyor ki, din bilgilerini öğrenmekde ve öğretmekde olanlar da, zengin olsalar<br />

bile, çalışıp kazanmağa vaktleri olmadığı için zekât alabilirler. İbni Âbidîn<br />

bunu açıklarken buyuruyor ki, (Câmi-ul-fetâvâ)da bildirilen hadîs-i şerîfde, (İlm<br />

öğrenmekde olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek câizdir) buyuruldu.<br />

6 — (Medyûn): Borcu olan ve ödeyemeyen müslimânlar.<br />

7 — (İbnüs-sebîl): Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında<br />

mal kalmamış olan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtâc kalan.<br />

Bunların hepsine veyâ birine vermelidir. Zekât parası ile meyyite kefen alınmaz.<br />

Meyyitin borcu ödenmez. Câmi’, cihâd, hac yapılmaz. Zimmîye, ya’nî gayr-i müslim<br />

vatandaşa zekât verilmez. Zimmîye fıtra, adak, sadaka, hediyye verilebilir. Zenginin<br />

kölesine ve zenginin küçük oğluna da verilmez. Zenginin büyük çocuğu veyâ<br />

zevcesi veyâ babası veyâ yetîm kalan küçük çocuğu fakîr iseler bunlara, başkaları<br />

zekât verebilir. Küçük çocuk akllı ise, ya’nî parayı başka şeyden ayırabiliyor<br />

ve aldatılarak elinden alınamıyor ise, buna verilir. Böyle âkıl değilse, babasına veyâ<br />

vasîsine yâhud akrabâsından veyâ yabancıdan çocuğa bakan kimseye vermek<br />

lâzım olur. Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” ve amcalarının evlâdlarından,<br />

kıyâmete kadar geleceklere zekât verilmez. Çünki, her mühârebede, düşmandan<br />

alınan ganîmetin beşde biri bunların hakkıdır. Ahmed Tahâvî, (Emâlî) kitâbının<br />

şerhinde diyor ki, (İmâm-ı a’zam buyurdu ki, bunlara ganîmet hakları verilmediği<br />

için, zekât ve sadaka vermek câizdir). Câiz olduğu (Dürr-i Yektâ)da da<br />

yazılıdır.<br />

Anaya, babaya ve dedelerin, ninelerin hiçbirine ve kendi çocuklarına ve torunlara<br />

zekât verilmez. Bunlara, sadaka-i fıtr, adak ve keffâret gibi vâcib olan sadakalar<br />

da verilmez. Fakîr iseler, nâfile sadaka verilebilir. Zevceye de zekât verilmez.<br />

İmâm-ı a’zam buyurdu ki, kadın da, fakîr olan zevcine zekât veremez. İmâmeyn<br />

ise, fakîr zevcine zekât verir dediler. Fakîr olan gelinine, dâmâdına, kayın vâlideye,<br />

kayın pedere ve üvey çocuğuna zekât verilir. Zimmîye sadaka ve hediyye verilir.<br />

Zekât verilebileceğini soruşdurup anlıyarak, zekâtını verdikden sonra, bunun<br />

zengin veyâ zimmî olan kâfir veyâ ana, baba, evlâd veyâ kendi zevcesi olduğu an-<br />

– 307 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!