22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ması ve bundan aldığı para harâmdır. Hattâ borcunu ödemek için, müslimân şerâb<br />

satsa, alacaklının, bu parayı alması harâmdır. Zimmîdeki borcunu, şerâb parasından<br />

alması halâldir. Fekat, tenzîhen mekrûhdur. [İkinci kısmda, kırkıncı ve<br />

üçüncü kısmda, altıncı maddelere bakınız!]<br />

İbni Âbidîn, hayvân zekâtının sonunda ve Kâdî-zâde Ahmed efendi, (Birgivî vasıyyetnâmesi<br />

şerhi)nde diyor ki, (Bir kimse, elindeki kat’î harâm olan maldan sadaka<br />

verse, sevâb umsa, alan fakîr, harâmdan olduğunu bilerek, verene Allah râzı<br />

olsun dese, veren de veyâ başka bir kimse de âmîn dese, hepsi kâfir olur). İbni<br />

Âbidîn, burada buyuruyor ki, (Harâm olduğu bilinen belli mal ile câmi’ yapdırmak<br />

ve başka hayr yapdırmak ve bunlara karşılık sevâb beklemek de küfrdür).<br />

İbni Âbidîn “rahmetullahi teâlâ aleyh”, zekât verilecek yerlerin sonunda buyuruyor<br />

ki, kendisine ve bakması vâcib olanlara lâzım olandan fazla malı bulunan kimsenin<br />

sadaka vermesi müstehabdır. Bakması vâcib olan kimsesi muhtâc iken, bunun<br />

sadaka vermesi günâhdır. Sıkıntıya sabr edemiyecek kimsenin, kendi muhtâc<br />

olduğu malı, parayı sadaka vermesi câiz değildir. Tahrîmen mekrûhdur. Sadaka veren<br />

kimsenin, sadaka sevâbını, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize<br />

ve bütün mü’minîn ve mü’minâta göndermeğe niyyet etmesi iyi olur. Çünki, kendi<br />

sevâbı azalmaz ve hepsine de ayrı ayrı, hep o kadar sevâb verilir.<br />

(Hadîka) sonunda diyor ki, (Bir kimse, sultândan hediyye, sadaka alsa ve bunun,<br />

birinden zulm ile alınmış olduğunu bilse, sultân, bu malı, kendi halâl malı ile<br />

veyâ başkasından zulm ile aldığı mal ile karışdırmış ise ve birbirlerinden ayrılamaz<br />

ise, alması câiz olur. Yalnız o malı verirse, alması câiz olmaz. Çünki, başka mal ile<br />

karışdırınca, hepsi sultânın mülkü olur. Sâhibinin o malda hakkı kalmaz. Sâhibine<br />

tazmîn etmesi, ya’nî malın benzerini, benzeri yoksa, aldığı gündeki kıymetini<br />

vermesi lâzım olur. Tazmîn etmeden kullanması halâl olmaz. Başka mal ile karışdırmazsa,<br />

mülkü olmaz. Sultân, zulm ile aldığı mal ile, gıdâ maddesi satın alıp, fakîre<br />

yidirse, yimesi halâl olur. Zulm ile aldığını bilmiyen kimsenin, zulm ile toplanan<br />

maldan yimesi câiz olup, bilmemesi özr olur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” buyurdu ki, (İstemeden verilen şeyi alınız! Allahü teâlânın gönderdiği<br />

rızkdır). Hükûmet adamlarından hediyye almak câizdir. Bir kimse, bir ta’âm<br />

çalsa, zorla alsa, eline geçirmesi harâm ise de, malın sıfatı değişince de mülkü olur.<br />

Böyle bir ta’âmı pişirdikden sonra, tazmîn etmek şartı ile, yimesi, satsa veyâ hediyye<br />

etse, alanın da yimesi, câiz olur. Kıymetini vermeden satması, hediyye, sadaka<br />

vermesi harâm ise de, nâfiz [ya’nî sahîh] olur. Fâsid bey’ ile satın aldığı malı<br />

kullanmasına benzer. Satsa, bedeli halâl olur.) Hâlbuki, mırdar eti, ya’nî leş eti<br />

ve domuz eti ve şerâb gibi kendileri kat’î, açık delîl ile harâm olanlar, hiçbir zemân<br />

halâl olmaz. Sâhibi satsa, hediyye etse, halâl etse de, yimek câiz olmaz. Bunlara halâl<br />

diyen, yirken bilerek Besmele çeken kâfir olur. Kat’î harâmların hepsi böyledir.<br />

Meselâ, nikâhı harâm olan kadınlarla evlenmeğe halâl diyen kâfir olur.<br />

İbni Âbidîn, beşinci cildde buyuruyor ki, (Âlimlerin çoğuna göre, müslimân ölüp,<br />

şerâb parası bırakırsa, vârislerin bu parayı alması halâl olmaz. Gasb edilmiş mal<br />

ve zulm ile alınan ve rüşvet, çalgı, tegannî ücretleri, kumâr paraları da böyledir.<br />

Vârislerin, bu paraları sâhiblerine geri vermesi, sâhibi bilinmiyorsa, fakîrlere dağıtması<br />

lâzımdır. Kullanması harâm olur. Ölenin harâm kazandığını bilir, fekat hangi<br />

malın harâmdan geldiğini ayıramazlarsa, mîrâsın hepsi halâl olur ise de, fakîrlere<br />

vermeleri iyi olur. Kullanmaları harâm olan malı vererek satın aldıklarını yimeleri<br />

ve kullanmaları halâl olur. Sâhibleri bilinmiyen harâm malın vârislere halâl<br />

olacağı da bildirildi. Tegannî, çalgı ücretleri, pazarlıkla olmayıp, parasız okursa,<br />

hediyye olarak aldıkları para habîs olmaz. Halâl olur. Dilencinin birikdirdiği<br />

para ve mal habîsdir. Bir kimse, harâm olarak edindiği malı başkasına verse, o da,<br />

başka birine verse, harâmdan geldiğini bilenlerin bunu alması harâm olur. Fâsid<br />

satış müstesnâdır. Zevce, kocasının harâm para ile satın aldığını, harâm karışık ma-<br />

– 613 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!