22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

müeccel olmaz. Küçük olsun, büyük olsun, bâkire olarak evlenen kızın mehrini,<br />

babası, dedesi ve kâdî, zevcden alabilirler. Bunlardan başkası alamaz. Bâkire kız<br />

olarak evlenen râzı olmazsa, bunlar da alamaz).<br />

(Rıyâdunnâsıhîn)deki hadîs-i şerîfde, (Mehr vermemek niyyeti ile nikâh yapan<br />

kimse, kıyâmet günü hırsızlar arasında haşr olunacakdır) buyuruldu.<br />

(Mehr) söylemeden, hattâ mehr vermemek şartı ile nikâh yapmak da sahîh, şart<br />

fâsid olur. Zevcin, (Mehr-i misl) vermesi vâcib olur. Kadının baba tarafından akrabâsına<br />

verilen kadar verir. Mehrin bir kısmı (Mehr-i mu’accel) ise, bunu, vatydan<br />

önce veyâ halvetden önce verir. Hepsi (Mehr-i müeccel) ise veyâ mu’accel ve müeccel<br />

kelimeleri söylenmedi ise, vatydan veyâ halvetden sonra, zevcenin istediği zemânda,<br />

eğer istemedi ise, ikisinden biri ölünce, verilmesi vâcibdir. Vârisleri verir veyâ<br />

alır. Mehrin değeri on dirhem gümüşden az olmaz. Bugün gümüş para kullanılmıyor.<br />

Altın karşılığı olan kâğıd liralar kullanılıyor. Bunun için on dirhem, ya’nî yedi<br />

miskal ağırlığındaki gümüş değerinde olan bir miskal [beş gram, ya’nî üçde iki lira]<br />

altından az olmamalıdır. Fârisî (Cevâhir-ül-fıkh) kitâbında, mehrin bir altından<br />

az olmaması yazılıdır. O zemân, bir altının bir miskal ağırlığında olduğu anlaşılıyor.<br />

Dahâ az söylerse, yine bir altın liranın üçde ikisi veyâ bu değerde söylemiş olduğu<br />

bir malı verir. Zevce, mehr-i mu’acceli almadıkça, düğünü, halveti ve birlikde sefere<br />

çıkmağı istemeyebilir. Bunları red edince, zevc, zevcesinin nafakasını kesemez.<br />

Mehrin hepsi müeccel [gecikebilir, sonra olacak] ise, zevce, mehri almadığı için bunları<br />

men’ edemez. Mehr-i mu’acceli almıyan kadın, zevcinden iznsiz evden çıkabilir<br />

ve başka bir mahremi ile sefere gidebilir. On altın mehrini zevcinden aldıkdan sonra,<br />

bunu zevcine geri verip hediyye etse, [fekat, mehrimi hediyye etdim demese], zevci<br />

de, halvetden önce bunu boşasa, kadının zevcine beş altın dahâ vermesi lâzım olur.<br />

Çünki, altın, ta’yîn ile te’ayyün etmediği için, bu on altını zevcine geri vermekle, mehr<br />

parası geri verilmiş olmaz. Boşamak halvetden evvel olduğu için, mehr parasının yarısı<br />

kadının hakkı olacağından, diğer yarısını erkeğe geri vermesi lâzım olur. Zevcden<br />

mehri almayıp ona halâl etseydi veyâ mehr, altın olmayıp, mal olsaydı, bu malı<br />

zevcinden aldıkdan sonra ve zevcine geri vererek hediyye etdikden sonra boşanınca,<br />

erkeğe birşey vermesi lâzım gelmezdi. Çünki, ta’yîn ile te’ayyün eden malı geri<br />

verince, kadın mehri teslîm almamış olur. [Bey’ ve şirâ bahsine bakınız!].<br />

Tekrâr bildirelim ki, nikâhın sahîh olması için, mehrin konuşulması şart değildir.<br />

Din câhili olan bir kimse, (İslâm dîninde, bir erkeğin evlenebilmesi için, kıza<br />

mehr parası vermesi lâzımdır. Kadın, pazar eşyâsı gibi, satılık mal olmakdadır) derse,<br />

islâmiyyete iftirâ etmiş olur. İslâmiyyetde mehr parası, evlenmek için değildir.<br />

Evliliğin düzenli, mes’ûd olarak devâm etmesi, kadının hak ve hürriyyetlerinin korunması,<br />

din câhili huysuz erkeğin elinde oyuncak olmaması içindir. Mehr parasını<br />

vermek ve çocukların nafaka paralarını her ay ödemek korkusundan erkek,<br />

zevcesini boşayamaz. Bu korkunun olmadığı yerlerde, mahkemeler boşanma<br />

da’vâları ile dolup taşmakdadır. Bunun için, evlenecek kızın, islâmın güzel ahlâkını<br />

ve kadına verdiği kıymeti bilen ve bunlara ehemmiyyet veren erkekden az mikdârda,<br />

böyle olmıyandan ise, fazla mikdârda mehr istemesi efdaldir.<br />

NİKÂHI CÂİZ OLMIYANLAR — Yirmibeş kadını nikâh etmek harâmdır.<br />

Bunlara (Mahrem) kimseler denir. Bunlardan onsekizi ebedî mahremdir. Bunların<br />

yedisi (Zî-rahm-i mahrem)dir. Ya’nî kan ile olan, nesebden, soydan akrabâdır:<br />

Anası ile, ananın, babanın anaları ile, kızı ve oğlunun ve kızının kızları ile, kız kardeşi<br />

ile, kız kardeşinin kızları ile, erkek kardeşinin kızları ile, hala ve teyze ile evlenmek,<br />

ebediyyen, ölünciye kadar harâmdır. Demek ki, bir kadın, babası ile,<br />

oğlu ile, kardeşi ile, amcası ile, dayısı ile ve kardeşlerinin oğulları ile hiçbir zemân<br />

evlenemez. Bu yedi kişi, soydan olmayıp, süt ile veyâ zinâ ile olursa, evlenmeleri<br />

yine ebedî harâm olur. Yalnız oğlunun süt kardeşi olan kız ile ve erkek kardeşin<br />

süt annesi ile evlenebilir. Hanbelîde, her yaşda içen, süt kardeş olur. Diğer üç<br />

– 569 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!