22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kerîmesini okuyarak temâmlamalıdır) demekdedir. Şernblâlî hazretleri, molla Hüsrevin<br />

(Dürer)i hâşiyesinde buyuruyor ki, (Nemâzdan ve düâdan sonra hazret-i Alînin<br />

“radıyallahü anh” bildirdiği üzere, (Sübhâne rabbike) âyet-i kerîmesini okumalıdır).<br />

(Merâkıl-felâh)da böyle yazmakdadır. (Dürr-ül-muhtâr) sâhibinin, kitâbının<br />

başında (ilm deryâsı, zemânının bir dânesi, asrının süsü) diye medh etdiği ve<br />

İbni Âbidîn hazretlerinin, şerhinde, çok övdüğü, şeyh-ül-islâm Hayreddîn Remlînin<br />

fetvâları, İstanbulda, Süleymâniyye kütübhânesi, Yeni câmi’ kısmında vardır.<br />

(Fetâvâ-i Hayriyye) denilen bu kitâbın beşinci sahîfesinde buyuruyor ki, (Nemâzda,<br />

düâların hepsinde müfred olarak [ya’nî rabbike diyerek] okumak, yalnız<br />

kunût düâsında cem’ [ya’nî rabbinâ şeklinde] okumak sünnetdir). Dört mezhebin<br />

inceliklerini iyi bilen, ârif-i billah, seyyid Abdülhakîm efendi, birçok derslerinde,<br />

Sübhâne rabbike âyet-i kerîmesini, değişdirmeden okumak lâzım olduğunu beyân<br />

buyururdu.<br />

Görülüyor ki, hadîs-i şerîfler, fıkh kitâbları ve fetvâlar, bu âyet-i kerîmenin değişdirilmeden<br />

okunmasını istemekdedir. Yalnız, (Tecnîs) kitâbı ve bundan alınmış<br />

birkaç kitâbda, bu âyet-i kerîmenin şekli bozulmakdadır. Hâlbuki, âyet-i kerîme<br />

ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilen şeylerde, ictihâd edilemiyeceği ve bunların<br />

değişdirilemiyeceği dört mezheb kitâblarında da bildirilmekdedir. Nass bulunan<br />

yerde ictihâda izn yokdur denilmekdedir. (Tecnîs) kitâbı da, baş tarafında (Bu kitâb,<br />

büyüklerin söylemeyip, sonra gelenlerin çıkardığı mes’eleleri bildirmekdedir)<br />

diyerek, kendinden önce gelenlerin bu âyet-i kerîmeyi değişdirmeğe cesâret etmemiş<br />

olduklarını anlatmakdadır. Mezhebimizin reîsi, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyh” (Mezhebim, hadîs-i şerîflere yapışmakdır) buyurduğu<br />

için, hadîs-i şerîfi bozan bir fetvâya nasıl uyulabilir? Evet, (Tecnîs) kitâbının sâhibi<br />

çok büyükdür ve tercîh sâhiblerindendir. Fekat bu mes’ele, bir tercîh, imâmların<br />

sözleri arasından birini seçmek mes’elesi değildir. (Tecnîs) kitâbının, (Bu âyet-i kerîme,<br />

nemâzda selâmdan önce, Kur’ân olarak değil, düâ olarak okunduğu için, Sübhâne<br />

rabbinâ demek dahâ uygun olur) sözü, hadîs-i şerîflere uymamakla berâber,<br />

şeyh-ül-islâm Hayreddîn-i Remlî “rahmetullahi teâlâ aleyh”in fetvâsı, bunun aksini<br />

emr etmekdedir. Bu fetvâ, (Tecnîs)in sözü bilinerek, ona cevâb olarak, sonradan<br />

verilmişdir. (Tecnîs)de, nemâzın son teşehhüdündeki düâları anlatan bir sahîfeye<br />

yakın yazıyı okuyan âlimler, bu yazıların edeb, belâgat, me’ânî, mantık ve<br />

fıkh ilmlerinin kâ’idelerine uymadığını da görerek, bu satırların, büyük âlim Burhâneddîn-i<br />

Mergınânî hazretlerinin kaleminden çıkmadığı, câhiller tarafından<br />

sokulduğu düşüncesi de hâsıl olmuşdur. Hattâ bu satırları terceme ve kabûl eden<br />

(Behce) kitâbının sâhibi, bu hatâları görerek, tercemesini değişdirip, yeniden düzeltmek<br />

zorunda kaldığı, her iki kitâbı okuyanlara, açıkça görünmekdedir. (Behce)nin<br />

sâhibi, ne yazık ki, burada ma’nâyı da değişdirerek, (Yalnız nemâzda selâmdan<br />

önce) sözünü (her düâda) diye terceme etmek sûretiyle (Tecnîs)e iftirâ eylemişdir.<br />

(Dürr-i yektâ) şerhi, (Mecma’ul-âdâb) gibi toplama kitâblar da, bu fetvâ<br />

tercemesine uyarak, milleti yanlış yola sürüklemiş, sünnetden ayırmışdır, bid’at ateşini<br />

körüklemişlerdir.<br />

(Tecnîs) sâhibi, bu âyetin nemâz içinde düâ sonunda okunmasını söyliyerek,<br />

mühim bir sünnetin yapılmasına sebeb olmak şerefini ve sevâbını kazanmış ise<br />

de, âyet-i kerîmeyi değişdirmek hatâsına düşmüşdür. Bu hatâsı, onun yüksek derecesini<br />

sarsmaz. Çünki, mezheb imâmlarımız, büyük müctehidler ve hattâ Eshâb-ı<br />

kirâm “aleyhimürrıdvân” bile ictihâdlarında yanılmış, bu yanılmaları kusûr<br />

sayılmamışdı. O hâlde, (Tecnîs) sâhibinin, hadîs-i şerîflere muhâlif sözünün<br />

hatâ olduğunu söylemek ve bu sözüne uymamak lâzımdır. Böyle söylemek, onu<br />

küçültmek olmaz.<br />

Şunu da söyliyelim ki, (Rabbike), senin Rabbin demekdir. Âlemlerin, her şeyin<br />

üstünü olan Muhammed “aleyhisselâm”ın Rabbi demekdir. Ya’nî, (Ey, kıymet-<br />

– 393 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!