22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

60 — NEMÂZ VAKTLERİ<br />

(Mukaddimet-üs-salât), (Tefsîr-i Mazherî) ve (Halebî-yi kebîr)deki hadîs-i şerîfde<br />

buyuruldu ki: (Cebrâîl aleyhisselâm Kâ’be kapısı yanında iki gün bana imâm oldu.<br />

İkimiz, fecr doğarken sabâh nemâzını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi, herşeyin<br />

gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batarken [üst kenârı gaybolunca] akşamı<br />

ve şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü de, sabâh nemâzını, hava aydınlanınca;<br />

öğleyi, herşeyin gölgesi kendi boyunun iki katı uzayınca; ikindiyi, bundan<br />

hemen sonra, akşamı, oruc bozulduğu zemân, yatsıyı gecenin üçde biri olunca kıldık.<br />

Sonra, yâ Muhammed, senin ve geçmiş Peygamberlerin nemâz vaktleri budur.<br />

Ümmetin, beş vakt nemâzın herbirini, bu kıldığımız iki vaktin arasında kılsınlar dedi).<br />

Bu hâdise, mi’râcın ertesi günü, hicretden iki sene evvel, 14 temmuz günü idi.<br />

Kâ’benin irtifâ’ı 12,24 m, meyl-i şems 21 derece 36 dakîka, arz derecesi 21 derece<br />

26 dakîka olduğundan, fey-i zevâl 3,56 cm. idi. Hergün beş kerre nemâz kılınması<br />

emr olundu. Nemâz sayısının beş olduğu, bu hadîs-i şerîfden de anlaşılmakdadır.<br />

Âkıl ve bâlig olan, ya’nî aklı olup, evlenme yaşına gelmiş olan her müslimân erkeğin<br />

ve kadının, hergün beş vakt nemâzı, vaktlerinde kılmaları farzdır. Bir nemâz,<br />

vakti gelmeden önce kılınırsa, sahîh olmaz. Hem de, büyük günâh olur. Nemâzın<br />

sahîh olması için, vaktinde kılmak lâzım olduğu gibi, vaktinde kıldığını bilmek, şübhe<br />

etmemek de farzdır. (Tergîb-üs-salât)daki hadîs-i şerîfde, (Nemâz vaktlerinin<br />

bir evveli vardır. Bir de sonu vardır) buyuruldu. Bir mahalde, bir nemâzın evvel<br />

vakti, güneşin o mahal zâhirî üfk hattından belli bir irtifâ’a geldiği vaktdir.<br />

Üzerinde yaşadığımız (Erd küresi), mihveri (ekseni) etrâfında, boşlukda dönmekdedir.<br />

Bu mihver, Erdin merkezinden geçer ve Erdin sathını (yüzeyini) iki noktada<br />

delen bir doğrudur. Bu iki noktaya (Erdin kutubları) denir. Güneşin ve yıldızların<br />

üzerinde hareket etdikleri zan olunan küreye (Semâ küresi) denir. Güneş<br />

hareket etmez, fekat, Erd küresi döndüğü için, güneş hareket ediyor zan ediyoruz.<br />

Etrâfımıza bakınca yer ile gök, büyük bir dâirenin kavsi üzerinde birleşmiş gibi görünüyor.<br />

Bu dâireye (Üfk-ı zâhirî hattı) denir. Güneş, sabâhları, bu hattın şark tarafından<br />

doğuyor. Semânın ortasına doğru yükseliyor. Öğle vakti, tepeye kadar yükselip,<br />

tekrâr alçalmağa başlıyor. Sonra üfk-ı zâhirî hattının garb tarafında, bir<br />

noktadan batıyor. Üfkdan i’tibâren en yüksek olduğu vakt (zevâl vakti)dir. Bu vakt,<br />

güneşin (üfk-ı zâhirî hattından) olan yüksekliğine, güneşin (Gâye-i irtifâ’ı) denir.<br />

Semâya bakan insana (Râsıd) denir. Râsıdın ayaklarından geçen Erdın yarı çapı<br />

istikâmetine râsıdın (Şâkûlü) denir. Râsıd, yer küresinin hâricinde herhangi bir yükseklikdeki<br />

bir M noktasındadır. ME hattı râsıdın şâkûlüdür. Bu şâkûle dik olan düzlemlere<br />

râsıdın (Üfk düzlemleri) denir.<br />

Altı üfk düzlemi vardır: Sahîfe 180 deki şeklin altındaki yazıyı okuyunuz! 1– Râsıdın<br />

ayaklarından geçen MF (Riyâdî üfk) düzlemi. 2– Yer küresine temâs eden BN<br />

(Hissî üfk) düzlemi. 3– Râsıdın etrâfını çeviren (Zâhirî üfk hattı) dâiresinin (LK dâiresinin)<br />

çizildiği LK düzlemi (Mer’î üfk) düzlemi. 4– Erdin merkezinden geçen<br />

(Hakîkî üfk) düzlemi. 5– Râsıdın bulunduğu yerin en yüksek noktasının zâhirî üfk<br />

hattından geçen P (Şer’î üfk) düzlemidir ki, bu düzlemin yer küresini kesdiği q dâireye<br />

(şer’î üfk hattı) denir. Bu beş düzlem, birbirlerine paraleldir. 6– Râsıdın ayaklarından<br />

geçen üfk-ı hissî düzlemine (Sathî üfuk) denir. Râsıdın bulunduğu yer yükseldikce,<br />

(zâhirî üfk hattı) dâiresi büyür ve hissî üfkdan uzaklaşır. Hakîkî üfka yaklaşır.<br />

Bundan dolayı, bir şehrde, muhtelîf yükseklikler için, bir nemâzın zâhirî muhtelîf<br />

vaktleri olur. Hâlbuki, bir şehrde, bir nemâzın tek bir vakti vardır. Bundan dolayı,<br />

nemâz vaktleri için zâhirî üfk hatları kullanılamaz. Yükseklik ile değişmiyen (Şer’î<br />

üfk) hattından olan şer’î irtifâ’ kullanılır. Her mahallin altı üfkundan üçü için bir nemâzın<br />

birer nemâz vakti vardır: Hakîkî, zâhirî ve şer’î vaktler. Güneşi ve üfku görenler,<br />

güneşin, şer’î üfkdan, nemâz vaktinin irtifâ’ına geldiği şer’î vaktlerde kılar. Gör-<br />

– 175 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!