22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

da-i mutahhera) denir. Burası Cennet bağçelerindendir.<br />

Kabr-i şerîfini ziyâret etmek, tâ’atların büyüğü ve ibâdetlerin en kıymetlisidir.<br />

(Beni ziyâret edene şefâ’atim vâcib olur) buyurmuşdur.<br />

Server-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem” üç veyâ dört yâhud beş erkek, dört<br />

kız evlâd-ı kirâmı, onbir zevce-i mutahherası, oniki amcası ve altı halası vardı.<br />

[İslâm düşmanları, gencleri aldatmak için, Peygamber “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” kadınlara, kızlara düşkün imiş diyerek ve habîs rûhlarına yakışan, çok çirkin<br />

şeyler söyleyerek ve yazarak küstahca iftirâ yapıyorlar. Hâlbuki, Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” ilk olarak, yirmibeş yaşında evlenmiş, Hadîceyi “radıyallahü<br />

anhâ” almışdır. Kırk yaşında ve dul idi. Fekat, malı, cemâli, aklı, ilmi, şerefi,<br />

nesebi, iffeti ve edebi pek fazla idi. Yirmibeş sene berâber yaşayıp, hicretden<br />

üç sene evvel Mekkede, Ramezân-ı şerîf ayında vefât etdi. Bu hayâtda iken, Resûl-i<br />

ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem” hiç evlenmemişdi.<br />

Ellibeş yaşında iken, Ebû Bekrin “radıyallahü anh” kızı; Âişe “radıyallahü<br />

anhâ” ile evlendi. Bunu, Hadîce-i kübrânın “radıyallahü teâlâ anhâ” vefâtından<br />

bir sene sonra, Allahü teâlânın emri ile nikâh eylemişdi. Ölünciye kadar, sekiz sene<br />

onunla yaşadı.<br />

Diğerlerini, hep Âişeden “radıyallahü anhünne” sonra, dînî, siyâsî sebeblerle<br />

veyâ merhamet ve ihsân ederek nikâh etdi. Bunların hepsi dul idi. Çoğu yaşlı idi.<br />

Meselâ, Mekkedeki kâfirlerin, müslimânlara eziyyet ve zararları dayanılamıyacak<br />

bir dereceye geldikde, Eshâb-ı kirâmın bir kısmı Habeşistâna hicret etmişdi. Habeş<br />

pâdişâhı Necâşî, Îsevî idi. Müslimânlara çeşidli şeyler sorup, aldığı olgun cevâblara<br />

hayrân kalarak îmâna geldi. Müslimânlara çok iyilik etdi. Îmânı za’îf<br />

olan Ubeydüllah bin Cahş, mal ve mevkı’ için nefsine aldanıp, meâzallah, mürted<br />

olmuş, dînini dünyâya değişmişdi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” halasının<br />

oğlu olan bu mel’ûn, karısı Ümm-i Habîbeyi de “radıyallahü anhâ” dinden<br />

çıkıp zengin olmağa cebr ve teşvîk etdi ise de, kadın, fakîrliğe ve ölüme râzı olacağını,<br />

fekat Muhammed aleyhisselâmın dîninden çıkmıyacağını söyleyince, bunu<br />

boşadı. Sürünerek, sefâletden ölmesini bekliyordu. Fekat, az zemânda kendi<br />

öldü. Ümm-i Habîbe, Mekkedeki Kureyş kâfirlerinin baş kumandanı Ebû Süfyânın<br />

kızı idi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, o zemânlarda, Kureyş orduları<br />

ile, çok çetin muhârebelerle uğraşıyordu ve Ebû Süfyân, islâmiyyeti yok etmek<br />

için son gayreti ile çarpışıyordu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Ümm-i<br />

Habîbenin dîninin kuvvetini ve başına gelen çok acı hâli işitdi. Necâşîye mektûb<br />

yazıp, (Oradaki Ümm-i Habîbe ile evleneceğim. Nikâhımı yap! Sonra, kendisini<br />

buraya gönder!) şeklinde talebde bulundu. Necâşî dahâ önce müslimân olmuşdu.<br />

Mektûba çok hurmet edip, oradaki müslimânları serâyına da’vet ederek, ziyâfet<br />

verdi. Hicretin yedinci senesinde nikâh yapılıp, hediyye ve ihsânlarda bulundu. Bu<br />

sûretle, Ümm-i Habîbe, îmânının mükâfâtına kavuşarak, orada zengin ve râhat oldu.<br />

Onun sâyesinde, oradaki müslimânlar da râhat etdi. Cennetde, kadınlar kocalarının<br />

yanında bulunacakları için, Cennetin en yüksek derecesi ile de müjdelenmiş<br />

oldu ki, dünyânın bütün zevk ve ni’metleri, bu müjde yanında pek küçük kalır.<br />

Bu nikâh, Ebû Süfyânın “radıyallahü teâlâ anh” ilerde müslimân olmakla şereflenmesini<br />

hâzırlıyan sebeblerden birisi oldu. Görülüyor ki bu nikâh, kâfirlerin<br />

iftirâlarının ne kadar yanlış ve çürük olduğunu bildirdiği gibi, Resûlullahın “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” aklının, zekâsının, dehâsının, ihsânının ve merhametinin<br />

derecesini de göstermekdedir.<br />

İkinci misâl olarak; hazret-i Ömerin “radıyallahü anh” kızı Hafsa “radıyallahü<br />

anhâ” dul kalmışdı. Hicretin üçüncü senesinde, Ömer “radıyallahü anh”, Ebû Bekre<br />

ve Osmâna “radıyallahü anhümâ” kızımı alır mısın dedikde, düşüneyim, demişlerdi.<br />

Birgün, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, her üçü ve başkaları yanında<br />

iken, (Yâ Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?) diye sordu. Bir şi-<br />

– 380 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!