22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

id’at-i hasenelere de, bid’at-i seyyie dedi. Sünnet-i hasenelere de şirk dediler. Câhil<br />

din adamları da, bid’at-i seyyielerin çoğuna, bid’at-i hasene diyerek, kötü<br />

bid’atlerin yayılmalarına sebeb oldular. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, bid’atleri kötülemekde,<br />

islâm âlimlerine karşı değil, câhil din adamlarına karşıdır.)]<br />

Zemânımızın tesavvuf adamları da, insâfa gelerek ve müslimânlığın za’îfliğini,<br />

uydurma şeylerin din ve ibâdet hâlini aldığını düşünerek, kendi pîrlerinin sünnete<br />

uymıyan sözlerini ve hareketlerini yapmamalıdır. Dinde bulunmıyan şeyleri, kendi<br />

pîrleri yapdı diye, kendilerine din ve ibâdet etmemelidir. Sünnete yapışmak, insanı<br />

elbette kurtarır ve iyiliklere, se’âdetlere kavuşdurur. Sünnetden başka şeyleri<br />

taklîd etmek, insanı tehlükelere, felâketlere götürür. Bizim vazîfemiz doğruyu<br />

bildirmekdir. Herkes istediğini yapar, yapdıklarının karşılığını da bulur. [Âkıl bâlig<br />

olan her erkek, kendi işinden, kendisi mes’ûldür.]<br />

Bizi yetişdiren büyüklerimize, Allahü teâlâ çok iyi mükâfât ihsân eylesin ki, bizim<br />

gibi câhilleri, bid’atlerden korudular. Kendilerine uyarak karanlık tehlükelere,<br />

uçurumlara sürüklemediler. Sünnetden başka bir yol göstermediler. Dînin<br />

sâhibine “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” uymakdan ve harâmlarla berâber şübhelilerden<br />

bile kaçmakdan başka yol göstermediler. Bunun için, bu büyüklerin kazancları<br />

pek fazladır. Kavuşdukları dereceler, çok yüksekdir. Bunlar, tegannî ve<br />

raksa dönüp de bakmamış, vecde, tevâcüde [ve kendinden geçmeğe] ehemmiyyet<br />

vermemişlerdir. Başkalarının kalbleri ile buldukları, gördükleri, büyüklük dedikleri<br />

hâlleri, maksaddan uzak, matlûbdan başka bilmişler, onların kapıldıkları hayâlleri,<br />

def’ ve tard etmişlerdir. Bunların işleri, görmekle, bulmakla, bilinmekle<br />

anlaşılacak şeylerden değildir. İlmin, hayâlin, tecellîlerin ve zuhûrların, keşflerin<br />

ve görüşlerin üstündedir. Başkaları, birşey bulmak, birşeye kavuşmak için uğraşıyor.<br />

Bu büyükler ise, Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyi istemiyor, hepsini kovuyor.<br />

Başkalarının Kelime-i tevhîdi tekrâr tekrâr söylemesi, Allahü teâlâya yaklaşmak<br />

içindir. Kelime-i tevhîdi söylemekle, Allahü teâlânın âciz bir mahlûku olan<br />

ve Onunla başka hiçbir münâsebeti bulunmıyan bütün bu kâinâtda, Hak teâlâyı<br />

bulmağa, görmeğe uğraşıyorlar. Bu büyükler ise; (Lâ ilâhe illallah) kelimesini, herşeyi<br />

yok bilmek, bütün görüşleri, buluşları, bilişleri ve hayâlleri, (Lâ) derken, red<br />

etmek, yok bilmek için tekrâr eder ve varlıkda birşey duyarlarsa, hepsini nefy e-<br />

der ve hâtırlarına hiçbirşey getirmezler. [Bu mektûbun yarısı terceme edildi. Son<br />

kısmı terceme edilmedi.]<br />

Cihânda iki dürlüdür, mürâi,<br />

ki aldatır bunlar, fakîri, bâyi.<br />

Birisi, yürür eski kisvetle,<br />

ki, zâhid sanılsın bu sûretle.<br />

Saf kimseleri bunlar, yimek ister,<br />

kendilerine dervîş denmek ister.<br />

Giyerler, yamalı, eski câme,<br />

dilerler böyle görünmek avâme.<br />

Haftalar geçer taramaz sakalın,<br />

ki, desinler, unutmuş kendi hâlin.<br />

İkincisi ise, ehl-i riyânın,<br />

işit imdi alâmetlerin ânın.<br />

Gider ardınca dâim nîk-i nâmın,<br />

diler makbûlü ola hâssu âmmın.<br />

Güzel kumaşları dikdirir ince,<br />

giyinir hergün moda âdetince.<br />

Nasîhat verir, kitâb yazar durmaz,<br />

âlim geçinir, nemâz bile kılmaz.<br />

– 777 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!