22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mekrûh değildir). (Eşbâh)da diyor ki: (Ödünc verirken, senede ödeme târîhi koyabilmek<br />

yollarından biri de, Mâlikî mezhebini taklîd etmekdir. Mâlikî mezhebinde,<br />

ödünc verirken, ödeme zemânının bildirilmesi lâzımdır). (Mîzân-ül-kübrâ)da<br />

diyor ki: (Mâlikî mezhebinde, ödünc verilen malı ve satış semenini, ödeme zemânından<br />

önce veyâ sonra istiyemez. Zemânında istemesi lâzımdır). Fekat, başka mezhebi<br />

taklîd etmek, ancak, sıkışık durumlarda câiz olur. Taklîd edilen mezhebin bütün<br />

şartlarını öğrenip bunlara uymak lâzım olur. (Beydâvî)nin (Şeyhzâde) hâşiyesi,<br />

birinci cild, 590.cı sahîfesinde diyor ki, (Âyet-i kerîmedeki müdâyene ya’nî borçlanma<br />

kelimesi, muâmele ya’nî bey’ ve şirâ demekdir. Bu da, dört şeklde olabilir:<br />

Aynı ayna satmak, müdâyene değildir. Deyni deyne satmak da, bâtıldır. Aynı deyn<br />

karşılığı satmak, bildiğimiz veresiye satışdır. Deyni ayn karşılığı satmak, (selem)dir.<br />

Bu iki satışda, deynin belli vaktde ödenmesi için sened yazılır. Ödünç vermek,<br />

bu iki satışa dâhil değildir. Ödünç vermekde, belli vakt bildirmek, Hanefîde<br />

câiz değildir.) Vakt bildirilirse, fâiz olur.<br />

Ödünc verirken bir menfe’at şart koymak fâiz olur. Harâm olur. Şart koymadığı<br />

hâlde, öderken ayrıca birşey fazla vermek câizdir. İbni Âbidîn “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh”, ödünc vermeği anlatmağa başlamadan buyuruyor ki, (Falana olan<br />

borcuma kefîl ol dese, o da kabûl edip ödese, kefîl borcluya, (Belli zemânda bana<br />

ödersin) diyebilir. Fekat, falana olan borcumu öde dese, o da kabûl edip ödese,<br />

borclunun bunu ona belli bir zemânda ödemesi câiz olmaz. Çünki, borclu için<br />

ödemiş, borclu şimdi buna borclu olmuşdur. Borcun belli bir zemânda ödenmesi<br />

ise câiz değildir).<br />

(El-Ukûd-üd-dürriyye) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Alacaklısına,<br />

evini verip ücretsiz otur demek, fâsiddir. Ecr-i misl lâzım olur. Alacaklısına evini<br />

rehn verip, ücretsiz oturmasına izn verse, ücret lâzım olmaz. Alacaklıya rehni<br />

kirâya verirse, rehn fâsid olur. Alacaklının rehnden istifâde etmesi tahrîmen mekrûhdur.<br />

Bir kadın, oğlunu evinde, ta’mîr etmek şartı ile oturtsa, senelerce oturup,<br />

ta’mîr etmeden çıksa, anasına ecr-i misl ödemesi lâzım olur).<br />

Büyük âlim Hayreddîn Remlî hanefî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Fetâvâ-i<br />

Hayriyye)de diyor ki, (Zimmî zimmîye elli lira ödünc verip, fâizi ile birlikde ellibeş<br />

lira alsa, beş lirayı geri vermesi lâzımdır. Çünki, fâiz her dinde harâmdır.)<br />

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Mîzân-ül-kübrâ) kitâbında<br />

diyor ki, (Dört mezhebde de ödünc vermek müstehabdır. Belli bir zemân sonra<br />

alacağı satış parasının bir kısmını, vaktinden önce almak için, geri kalandan vaz<br />

geçmesi câiz değildir. Bir kısmını vaktinden önce alıp, geri kalanı, vaktinden sonra,<br />

başka vakte bırakması da câiz değildir. Vaktinden önce, bir kısmını aynen, gerisini<br />

de, başka şey olarak almak câiz değildir. Vakti gelince, bir kısmını alıp, geri<br />

kalanı, başka vakte bırakması veyâ vaz geçmesi câizdir). Peşin olan satış semeni<br />

için, yarısını şimdi (veyâ yarın) verirsen, gerisi bir sene sonra olsun demek câizdir.<br />

Ödünc verirken veyâ verdikden sonra, alacağının taksîdler hâlinde ödenmesine<br />

râzı olmak câiz değildir. Taksîd ile, uzun zemânda ödenmesini kabûl eden<br />

alacaklı, bu sözünden vaz geçebilir. Hepsini birden peşin istiyebilir. Borclu, elinde<br />

taksîdle ödiyeceğini bildiren sened olduğu hâlde, gücü yeterse, hepsini birden<br />

ödemeğe mecbûrdur. Borclu bir kısmını inkâr ederse, mümkin olanı belli zemânda<br />

almak câiz olur. Mehr-i mu’accelin de te’cîli câiz değildir. Kadın veyâ vârisleri,<br />

hepsini hemen alır. Borcludan kefîl istemesi ve kefîlin belirli târîhlerde taksîdlerle<br />

ödemesi câizdir.<br />

Bir vakte kadar ödünc vermek câiz olmadığı gibi, bu vakti beklemeden, alacağını<br />

istemesi câizdir. (Mâlikî mezhebinde, ödünc verenin, şart olmasa dahî, borcludan<br />

hediyye alması, yemeğini yimesi ve ondan herhangi bir sûretle menfe’atlenmesi<br />

câiz değildir. Şâfi’î ve Hanbelî mezheblerinde, söz kesilirken şart edilmezse,<br />

– 825 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!