22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lını satın almak câiz olur.<br />

(Hadîka) sonunda buyuruyor ki, (Vera’) ya’nî halâle, harâma dikkat etmek abdeste<br />

ve necâsete dikkat etmekden dahâ mühimdir. Fekat zemânımızda halâl ve<br />

harâmı gözetmek, hattâ Ebülleys-i Semerkandînin en kolay olan fetvâsına bile uymak<br />

çok güc oldu. Bu fetvâya göre, malının çoğunun halâl olduğu sanılan kimsenin<br />

verdiği hediyyeyi almak, onunla alış veriş ve kirâlamak câiz olur. Malının çoğu<br />

halâl olduğu sanılmıyan kimse ile bunlar câiz olmaz. Çünki, harâm olduğu bilinen<br />

mal elden ele geçince, harâmlığı yok olmaz. Harâm mâl vârise kalınca, buna<br />

halâl olur denildi ise de, bu kavl za’îfdir. (Kâdîhân) fetvâsında diyor ki, (Zemânımızda,<br />

şübheli maldan sakınmak imkânsız oldu. Şimdi, müslimânların, harâm olduğunu<br />

iyice bildiği şeyden sakınmaları vâcibdir). Şimdi ise, iş dahâ güc oldu. Çünki<br />

hadîs-i şerîfde, (Her yıl, kendinden önceki yıldan dahâ kötü olacakdır) buyuruldu.<br />

Bunun için, bugün vera’ ve takvâ, kalbi, dili ve bütün uzvları harâmdan korumakdır<br />

ve insanlara zulm yapmamakdır ve insanlara ve hayvânlara işkence<br />

yapmamakdır ve işçinin ücretini hemen vermekdir. Gönül rızâsı olmadan talebesine<br />

bile iş yapdırmamakdır.<br />

Herkesin elinde bulunan malı onun mülkü bilmekdir. Gasb, zulm, rüşvet, hırsızlık,<br />

fâiz, harâc ve hıyânet yollarından biri ile [ve alkollü içki satarak] ele geçdiği<br />

açıkca bilinen bir malı onun mülkü olmaz. Bunu ondan almak, kullanmak, yimek<br />

halâl olmaz. Başka malları, mülkü kabûl edilir. Onları verince almak harâm<br />

olmaz. Harâmdan topladığı malları, kendi halâl malı ile, yâhud birbirleri ile karışdırsa,<br />

(Mülk-i habîs) denir. Bu habîs karışımdan verince, harâm olduğunu tanımadığı<br />

malı, parayı almak câiz olur. Çünki, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfeye göre, böyle<br />

harâmdan gelen [ve emânet olarak alınan] paraları kendi halâl malı ile veyâ birbirleri<br />

ile karışdırıp da ayıramazsa, hepsi habîs mülkü olur ve kendi halâl malından<br />

sâhiblerine tazmîn etmesi, ödemesi lâzım olur. Tazmînden sonra, bu habîs mülkünü<br />

kullanması câiz olur. Fâsid akd ile habîs mülk olan malı kullanmak ise, hiç<br />

câiz değildir. (Bezzâziyye)de, nemâz sonunda diyor ki, (Fakîrlere zekât vermek için,<br />

zenginlerin vekîli olan kimse, topladığı zekâtları birbirleri ile karışdırınca, hepsi<br />

kendi mülkü olur. Fakîrlere kendi malından sadaka vermiş olur. Zenginlerin zekâtları<br />

verilmiş olmaz. Zenginlerden aldıklarını onlara ödemesi lâzım olur. Fakîrler,<br />

önceden bu kimseye izn vermiş olsalardı, onların vekîlleri olarak toplamış olur,<br />

fakîrlerin mallarını birbirleri ile karışdırmış olurdu ve zekâtlar verilmiş olurdu).<br />

(Câmi’ul-fetâvâ)da diyor ki, (Bey’ ve şirâ’ bilgilerini öğrenmeden ticâret yapmak<br />

halâl olmaz. Her tâcirin bir fıkh âlimi bulup, işlerini buna danışarak yapması,<br />

böylece fâizden ve fâsid alış verişden kurtulması lâzımdır).<br />

İmâm-ı Kerhî fetvâsında, (Harâm semeni göstermeden satın alınan mebî’ müşteriye<br />

halâl olur. Eğer, söz kesilirken, harâm olduğu bilinen semen hâzır olup, buna<br />

işâret edilir ve bâyı’a bu semen verilirse, müşteri mebî’e habîs olarak mâlik olur).<br />

(Hadîka)da el âfetlerinin sonunda diyor ki, (Gasb edilmiş veyâ hırsızlık, hıyânet<br />

gibi harâm yoldan elde edilmiş olduğu bilinen bir malı, hediyye, sadaka, mebî’, semen<br />

ve ücret olarak almak, kirâ ile kullanmak halâl değildir. Yalnız vârisin, mal<br />

sâhiblerini bilmediği zemân, mîrâs kalan böyle malları alması halâl olur. Malın böyle<br />

harâm olduğu iyi bilinmezse, herkesin alması câiz olur).<br />

Dördüncü kısm — Malının çoğu halâl olup, harâm da karışık bulunan kimsedir.<br />

Meselâ köylü, sultâna da hizmet edip birşey almış ise veyâ tüccâr, sultân adamları<br />

ile de mu’âmele etdi ise, bunların malı halâldir. Bunlarla alış veriş etmek câiz ise<br />

de, etmemek kıymetli vera’dır. Abdüllah ibni Mübârekin vekîli, Basradan yazdı<br />

ki, sultân adamları ile mu’âmele yapan kimselerle alış veriş ediyoruz. Cevâbında<br />

buyurdu ki, başkaları ile mu’âmele etmiyorlar ise, bunlardan birşey almayınız. Başkaları<br />

ile de mu’âmele ediyorlar ise, mu’âmele yapınız!<br />

Beşinci kısm — Zâlim olduğu bilinmiyen, malı belli olmıyan, fekat üzerinde zâ-<br />

– 611 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!