22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ları için, (Herkes Kur’ân ve hadîs okumalı, dînini bunlardan kendi anlamalı, mezheb<br />

kitâblarını okumamalıdır) diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarının okunmasını<br />

yasak ediyorlar. Bütün müslimânları felâkete sürükliyorlar. Fârisî (Redd-i<br />

vehhâbî) kitâbı, mezhebsizlerin bu iftirâlarına, çok güzel cevâb vermekdedir.<br />

İmâm-ı Rabbânî de, ikinci cildin, 97. ci mektûbunda, cevâb vermekdedir.<br />

Sonsöz olarak, yine bildireyim ki, Velî demek, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine<br />

kavuşmuş olan, Ehl-i sünnet âlimi demekdir. (Ehl-i sünnet) demek, Kur’ân-ı kerîmin<br />

ve hadîs-i şerîflerin gösterdiği yol demekdir. Ehl-i sünnet âlimleri, bu yolu Eshâb-ı<br />

kirâmdan öğrendiler. Kendi anladıklarına değil, Eshâb-ı kirâmdan işitdiklerine sarıldılar.<br />

Ehl-i sünnetden ayrılmak, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin doğru yolundan<br />

ayrılmak olur. Ehl-i sünnetden ayrılanlar arasında, Kur’ân-ı kerîmdeki ve mütevâtir<br />

olan hadîs-i şerîflerdeki açıkca anlaşılamıyan delîlleri yanlış te’vîl edenler, kâfir<br />

olmazlar ise de, bid’at sâhibi oluyorlar. Bu delîllerden çıkardıkları yanlış ve bozuk<br />

bilgilere, (Kur’ân yolu), (Eshâb yolu) diyerek, ahmakları, câhilleri aldatıyorlar.<br />

Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşmak için, ihlâs, kalb-i selîm sâhibi olmak<br />

lâzımdır. Kalb de, ancak Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” inanmak, Onu sevmek<br />

ve Ona tâbi’ olmakla temizlenir. Bunun için, birinci yol, hayâtda olan bir Velîyi<br />

tanıyıp, Onun sözlerinden, kitâblarından Ehl-i sünnet i’tikâdını, ahkâm-ı islâmiyyeyi<br />

ve tesavvufun edeblerini öğrenmek ve bunlara uymak şartı ile, Ona (Râbıta)<br />

yapmak, ya’nî kalbini Onun kalbine bağlamakdır. Bir Velî, kendi üstâdlarından<br />

almış olduğu yazılı vesîkadan ve bütün sözlerinin, hareketlerinin ahkâm-ı islâmiyyeye<br />

uygun olmasından anlaşılır. Böyle bir Velî görülemediği zemân, herhangi bir<br />

Velîye râbıta yapan Onun (Üveysî)si olur. Birinci cildde ikiyüzseksenaltıncı ve<br />

ikinci cildde seksendokuzuncu mektûbda diyor ki, (Bir Ârifin sohbetine kavuşamıyana,<br />

büyüklerin rûhlarından feyz almak nasîb olur. Allahü teâlâ onun ilerlemesi için,<br />

bunların rûhlarını vâsıta yapar.) Ârifler, Velîler, birinci kısmın kırkaltıncı maddesinin<br />

sonunda bildirdiğimiz hadîs-i kudsîde, Allahü teâlânın va’d etdiği müjdeye kavuşdukları<br />

için, öldükden sonra da, tâliblere feyz verirler. İkinci kısmda, ellidördüncü<br />

maddeye bakınız! Ve ikiyüzdoksanbirinci mektûba da bakınız! Vefât etmiş olan<br />

Velînin rûhundan nasıl feyz alınacağı, ikinci kısmın, onyedinci maddesinde bildirildi.<br />

Muhammed Masûm-i Fârûkî “rahmetullahi aleyh” üçüncü cildin yüzkırkikinci<br />

mektûbunda buyuruyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin “kuddise sirruh” kabr-i şerîfini ziyâret<br />

niyyeti ile Serhend şehrine gelmeniz çok iyi olur. Buradaki feyzlere ve bereketlere<br />

kavuşursunuz. Medîne-i münevveredeki menba’dan buraya gelen nûrlardan<br />

ve esrârdan istifâde edersiniz. Hindistândaki küfr ve isyân zulmetleri, kalbleri karartmakda,<br />

rûhları hasta yapmakda ise de, rûhlara hayât veren ve kalbleri temizliyen<br />

şifâlı su, karanlık ormanlarda bulunduğu gibi, bugün Serhend şehri, Medîne-i<br />

münevveredeki kaynakdan [Evliyânın mubârek kalbleri vâsıtası ile] gelen feyzlerin,<br />

nûrların yayıldığı yerdir. Burasını Hindistânın küfr, zulm yerleri gibi sanmayınız. Burası,<br />

[insanı Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşduran] vilâyet yolunun kapısıdır.<br />

Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” mubârek kalbinden gelen<br />

envâr ve esrâr, buradan fışkırmakdadır. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak istiyenler,<br />

inanarak bu mezârı ziyâret ediyor, sevgileri nisbetinde, bu feyzlere, bereketlere<br />

kavuşuyorlar. Bu mubârek makâmda bulunanların çoğu, inanmadıkları, kıymetini<br />

bilmedikleri için, bu ni’metden mahrûmdurlar. Misk bulunan odaya giren, güzel<br />

kokuyu duyar. Miski, nezle hastasının burnuna soksan, kokusunu duyamaz.) Bunların,<br />

Eşrefzâde Abdüllah Rûmînin, (Müzekkin-nüfûs) kitâbının sonunda da yazılı<br />

olduğu, arabî (Tuhfet-ül-uşşak)da bildirilmekdedir. (Tuhfe), (El-münkız) sonunda<br />

basılmışdır. Sohbetde feyzler, ma’rifetler bol bol alındığı hâlde, Üveysîler damla<br />

damla alabilir. Fekat bunun tek damlası, bütün dünyâ kazançlarından dahâ kıymetli<br />

ve pek lezzetlidir. Kabrini ziyâret etmek, damlaların artmasına, mezhebsizlerin,<br />

sapıkların ve sahte, yalancı şeyhlerin tuzaklarına düşmek de, büsbütün kesilmesine<br />

sebeb olur. Kalblerin, rûhların arasındaki bağ, inanmak, sevmek ve istemekdir.<br />

– 1055 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!