22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

unu dinlemek, ibâdeti değişdirmek olur, bid’at olur. Bid’at ise, günâhların en büyüğüdür.<br />

[Kitâbımızın üçüncü kısmında, birinci maddeyi okuyunuz!].<br />

Hindistânda, ba’zı câmi’lerde, vehhâbîlerin imâmsız olarak cemâ’at ile nemâz<br />

kıldıkları bildiriliyor. Bu câmi’lerin, büyük câmi’e elektrik teli ile bağlı olup, oradaki<br />

imâmın sesini ho-parlör ile işiterek, o imâma uyulduğu bildirildi. Ho-parlör<br />

sesi ile imâma uyanların nemâzlarının sahîh olmıyacağı, birinci kısmın altmışdokuzuncu<br />

maddesinde bildirilmişdi. (Fetâvâ-yı Hindiyye)de diyor ki, (İmâma uymağa<br />

mâni’ olan sebeblerden biri, imâm ile cemâ’at arasında, kayık geçecek kadar nehr<br />

veyâ araba geçecek kadar yol yâhud sahrada kılarken, arada iki saflık boşluk bulunmakdır.<br />

Câmi’lerin içinde büyük boşluk arkasında, imâma uymak câizdir. Bir<br />

başka sebeb, mescidin üstünde veyâ dışında kılanın, imâmın veyâ cemâ’atden birinin<br />

seslerini işitmeğe yâhud imâmın veyâ cemâ’atın hareketlerini görmeğe mâni’<br />

büyük dıvar bulunmasıdır. [Ho-parlörün sesi, imâmın sesi değildir. Televizyondaki<br />

şeklleri de, hakîkî şekli değildir, benzerleridir.] Mescidin üstünde ve dıvar arkasında<br />

kılanın, imâmdan veyâ cemâ’atden birinden başkasına tâbi’ olması câiz değildir.<br />

Mescid kapıya kadar dolu ise, mescide bitişik kılanın imâma uyması sahîh<br />

olur. Kapıya kadar dolu değil ise, son saf ile arasında araba geçecek mesâfe yoksa<br />

yine sahîh olur. Bundan fazla mesâfe varsa [imâmın sesini işitse de] sahîh olmaz.<br />

(Kâdîhân)da da diyor ki, mescide bitişik binâda kılanın imâma iktidâ etmesi câizdir.<br />

Bu binânın üstünde ve mescide bitişik olmıyan binâlarda iktidâ câiz değildir).<br />

Bu açık hakîkat karşısında, müslimânlara imâmsız cemâ’at ile nemâz kıldıran bu<br />

din adamlarının ibâdete değil, felâkete önderlik etdikleri anlaşılmakdadır.<br />

Kâfirler, müslimânları hıristiyan yapmağa, câmi’leri kiliseye çevirmeğe uğraşıyorlar.<br />

Bu işi sinsice yapabilmek için, müslimân görünüyorlar. Câmi’lere ilerde masa<br />

sokabilmek için, secde yerlerini biraz yükseltmekle işe başlıyorlar. Basılan yere<br />

baş konulmaz. Hastalık olur diyorlar. Secde yerlerini uzun yıllarda yükselte yükselte,<br />

masaya yol açarız diyorlar. Câmi’lere müzik, org sokabilmek için, önce hoparlörden,<br />

teypden başlıyor, ibâdetlerin çalgı âletleri ile yapılmasına, yavaş yavaş<br />

alışdırmak istiyorlar. Yapılması günâh olmıyan, mubâh birşeyin ibâdet sanılması<br />

korkusu olursa, bu mubâh şeyi yapmak harâm olur. Büyük günâh işlemek olur. Bunun<br />

için, müslimânların çok uyanık olması, ibâdetleri Eshâb-ı kirâm gibi, dedeleri<br />

gibi yapmağa titizlikle ehemmiyyet vermeleri lâzımdır. Ho-parlör, teyp ve benzerleri<br />

ile ibâdet etmek, iyi ve fâideli görülse bile, bid’at olduğu için ve ibâdetleri<br />

değişdirmeğe yol açacağı için, câmi’lere sokulmamalı, islâm düşmanlarının<br />

plânlarına, tuzaklarına kapılmamağa dikkat etmelidir. Bekara sûresi ikiyüzonaltıncı<br />

âyetinde meâlen, (Beğendiğiniz, sevdiğiniz çok şey vardır ki, sizin için zararlıdır!)<br />

buyuruldu. İbâdetlerde yapılacak ufak bir değişiklik, çok fâideli görünse de,<br />

bunu yapmakdan kaçınmalıdır. Radyo ile, ho-parlör ile okunan ezân kabûl olmaz.<br />

İmâmın ve müezzinin kendi seslerini işitmeyip, radyo, ho-parlör sesleri ile hareket<br />

eden cemâ’atin nemâzlarının sahîh olmıyacağı, birinci kısm, altmışdokuzuncu<br />

maddede de bildirilmişdi.<br />

(Tergîb-üs-salât) kitâbında buyuruyor ki, (Kitâb-ül-kırâe) risâlesindeki hadîs-i<br />

şerîfde, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kıyâmet alâmetlerini sayarken buyurdu<br />

ki, (Hâkimler rüşvet alarak haksız karâr verir. Adam öldürmek çoğalır.<br />

Gençler, ana babalarını, hısm akrabâsını aramaz, saymaz olur. Kur’ân-ı kerîm<br />

mizmârdan, ya’nî çalgı âletlerinden okunur. Tecvîd ile, güzel okuyanları, islâmiyyete<br />

uyan hâfızları dinlemeyip, mûsikî ile şarkı gibi okuyanları dinlerler.) Muhyiddîn-i<br />

Arabî hazretleri “kaddesallahü sirrehül’azîz” (Müsâmere) adındaki kitâbında<br />

diyor ki, Eshâb-ı kirâmdan Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” hazretlerinin haber<br />

verdiği hadîs-i şerîfde, (Bir zemân gelir ki, müslimânlar birbirlerinden ayrılır, parçalanırlar.<br />

İslâmiyyeti bırakıp, kendi düşüncelerine, görüşlerine uyarlar. Kur’ân-ı<br />

kerîmi mizmârlardan, ya’nî çalgılardan, şarkı gibi okurlar. Allah için değil, keyf<br />

– 727 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!