22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kur’ân-ı kerîmi, anlamak ve anladığımıza göre amel etmek için değil, kelâm-ı ilâhîden<br />

bereketlenmek, fâidelenmek için okuyoruz. Biz mukallidler, tefsîr ilmini bilmediğimiz<br />

için, ahkâm-ı islâmiyyeyi, din imâmlarımızın kitâblarından öğreniyoruz.<br />

Mezheb imâmlarımız, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, Tâbi’înden ve Eshâb-ı kirâmdan<br />

öğrenerek, bizim kolay anlıyabileceğimiz şeklde, kitâblarına yazmışlardır.<br />

(Nahl) ve (Enbiyâ) sûrelerinde, meâl-i şerîfleri, (Âlimlerden sorup öğreniniz!) olan<br />

âyet-i kerîmeler vardır. Hadîs-i şerîfde, (Her asr, önceki asrdan dahâ bozuk olur.<br />

Böylece kıyâmete kadar hep bozulur) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, (Hadîka)da, dil<br />

âfetlerinde yazılıdır. İnsanların en iyilerinin yazdıkları kitâbları beğenmeyip, bozuk<br />

asrların bozuk adamlarına aldanmakdan Allahü teâlâya sığınırız!<br />

Yûsüf-i Nebhânî, hicrî ondördüncü asrın büyük âlimlerindendir. Uzun seneler Medînede<br />

kalıp vehhâbîliği yakından incelemek imkânını buldu. Topladığı bilgileri yaymak<br />

için, çok kıymetli kırkyedi kitâb yazdı. (El-Feth-ul-kebîr) kitâbında ondörtbindörtyüzelli<br />

hadîs harf sırasına göre dizilmişdir. Üç cild hâlinde basılmışdır. (Câmi’u<br />

kerâmât-il-Evliyâ) kitâbı iki cild olup, kerâmetin hak olduğunu isbât etmekdedir.<br />

1329 [m. 1911] de Mısrda basılmışdır. Kırkyedi kitâbının hepsi basılmışdır. Çok mühim<br />

olan (Şevâhid-ül-hak) kitâbı Mısrda üçüncü def’a olarak, binüçyüzseksenbeş<br />

[1385] hicrî ve [1965] mîlâdî senesinde basılmışdır. Kitâb beşyüzyetmiş sahîfe olup,<br />

dörtyüzelli sahîfesi İbni Teymiyyeyi red etmekde, geri kalan yüzyirmi sahîfesi de,<br />

Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini, hazret-i Mu’âviye ile Amr ibni Âs “radıyallahü teâlâ<br />

anhüm”ın yüksekliklerini ve islâmiyyete hizmetlerini bildirmekdedir.<br />

(Câmi’ulezher) profesörlerinden, allâme şeyh Alî Muhammed Beblâvî Mâlikî<br />

ve allâme şeyh Abdürrahmân Şerbînî ve şeyh Ahmed Hüseyn Şâfi’î ve şeyh Ahmed<br />

Besyânî Hanbelî ve ârif allâme Süleymân Şübrâvî Şâfi’î ve şeyh Abdülkerîm<br />

Râfi’î ve ayrıca Mısr Başmüftîsi allâme Bekrî Muhammed Sadefî Hanefî ve müderris<br />

allâme Muhammed Abdülhayy Ketânî İdrîsî Fâsî ve allâme seyyid Ahmed<br />

beğ Şâfi’î ve fâdıl allâme şeyh Sa’îd-i Mûcî Şâfi’î ve allâme şeyh Muhammed Halebî<br />

Şâfi’î ve dahâ birçok Ehl-i sünnet âlimleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”<br />

(Şevâhid-ül-hak) kitâbını beğenmişler, uzun yazıları ile övmüşlerdir.<br />

(Şevâhid-ül-hak) kitâbında, Ebul’ Abbâs Ahmed ibni Teymiyyenin bid’atlerini<br />

savunan üç kitâbdan parçalar almakda, bunları, âyet-i kerîmelerle ve hadîs-i şerîflerle<br />

çürütmekdedir. Bu üç bozuk kitâb, İbni Kayyım-ı Cevziyyenin (İgâset-üllehfân)<br />

ve İbni Abdil-Hâdînin (Firreddi ales-Sübkî) ve Nu’mân Âlûsî Bağdâdînin<br />

(Cilâ-ül-ayneyn fî muhâkemet-il-Ahmedeyn) ismi ile İbni Hacer-i Mekkîye “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh” karşı yazdığı kitâblardır.<br />

(Şevâhid-ül-hak)da, Ehl-i sünnet âlimlerinden alarak diyor ki, (İslâm âlimleri sözbirliği<br />

ile bildiriyorlar ki, hicretin dördüncü asrından sonra, dünyâda, ictihâd edebilecek<br />

âlim hiç kalmadı. Şimdi bütün müslimânların, bilinen dört mezhebden birine<br />

uymaları lâzımdır. Çünki, şimdi, Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfi anlayıp bunlardan<br />

ahkâm çıkaracak ilm sâhibi hiç yokdur. Mezheb imâmını taklîd ederek,<br />

Kur’ân-ı kerîme ve Resûlullahın sünnetine “sallallahü aleyhi ve sellem” uyulmuş olur.<br />

İmâm-ı Münâvî, İbni Hacer-i Hiytemîden nakl ederek buyuruyor ki, Celâleddîn-i<br />

Süyûtî “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” gibi bir âlim müctehid olduğunu söyleyince,<br />

zemânındaki âlimler, buna yazılı birşey sordular: Önceki âlimler buna iki<br />

ayrı cevâb vermişlerdir. İctihâdın en aşağı derecesinde olan, bunlardan birini seçebilir.<br />

Sen de seçip bize yaz dediler. İşim çok, bunu yapacak vaktim yok diyerek, birini<br />

seçmeğe cesâret edemedi. İbni Hacer buyuruyor ki, en aşağı derecedeki ictihâd<br />

işi böyle güç olunca, mutlak müctehid olmanın imkânsızlığını anlamalıdır.<br />

Şimdi ba’zı câhiller, kendilerini âlim sanıyorlar. Bid’at sâhibi olan kimseleri âlim<br />

sanıp, taklîd ederek, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden hükm çıkarmağa kalkışıyorlar.<br />

Mezheb imâmlarından birini taklîd etmeğe ihtiyâcımız yok diyorlar. Hattâ<br />

mezheb imâmlarının ictihâd buyurdukları, anladıkları bilgileri beğenmiyor,<br />

– 469 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!