22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

maları, ezânı, ho-parlör ile okumamaları lâzımdır. Ba’zı din câhilleri ho-parlörün fâideli<br />

olduğunu, sesi uzaklara götürdüğünü söyliyorlar. Peygamberimiz, (İbâdetleri<br />

benden ve eshâbımdan gördüğünüz gibi yapınız! İbâdetlerde değişiklik yapanlara<br />

(bid’at ehli) denir. Bid’at sâhibleri, muhakkak Cehenneme gidecekdir. Bunların<br />

hiçbir ibâdetleri kabûl olmaz) buyurdu. İbâdetlere fâideli şeyler ilâve ediyoruz demek<br />

doğru değildir. Böyle sözler, din düşmanlarının yalanlarıdır. Bir değişikliğin fâideli<br />

olup olmıyacağını yalnız İslâm âlimleri anlar. Bu derin âlimlere (Müctehid) denir.<br />

Müctehidler kendiliklerinden bir değişiklik yapmazlar. Bir ilâvenin, değişikliğin<br />

bid’at olup olmıyacağını anlarlar. Ezânı (Mizmâr) ile okumağa söz birliği ile bid’at<br />

denildi. İnsanları Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşduran yol insanın kalbidir.<br />

Kalb, yaratılışında temiz bir ayna gibidir. İbâdetler, kalbin temizliğini, cilâsını artdırır.<br />

Günâhlar kalbi karartır. Muhabbet yolu ile gelen feyzleri, nûrları alamaz olur.<br />

Sâlihler bu hâli anlar, üzülür. Günâh işlemek istemezler. İbâdetlerin çok olmasını isterler.<br />

Her gün beş kerre nemâz kılınması yerine, dahâ çok kılmak isterler. Günâh<br />

işlemek nefse tatlı, fâideli gelir. Bütün bid’atler, günâhlar, Allahü teâlânın düşmanı<br />

olan nefsi besler, kuvvetlendirir. Ho-parlör ile ezân okumak böyledir. Kitâbdaki,<br />

televizyondaki, imâm resmi, kendisi gibidir. O imâma çok benziyor ise de, imâmın<br />

kendisi değildir. Televizyondaki hareketlerini görse, sesini duysa da, bunun arkasında<br />

nemâz kılınmaz.<br />

Vücûde yapışık olmıyan, dar olmıyan elbise ile örtülü kadına şehvetsiz bakmak<br />

câizdir. Kaba avret yerleri dar elbise ile örtülmüş kadına, şehvetsiz de bakmak harâmdır.<br />

Yabancı kadının iç çamaşırlarına şehvetle bakmak harâmdır. Sıkı, dar örtülmüş,<br />

kaba olmıyan avret yerlerine şehvetle bakmak harâmdır.<br />

Kadınların açık ve süslü olarak sokağa çıkmaları harâm olduğu gibi, mahrem olmıyan<br />

erkeğin bulunduğu yerlere böyle girmeleri de harâmdır. Avret yeri açık olarak<br />

câmi’ içine girmek, dahâ büyük günâhdır. Avret mahalli açık olan kimselerin<br />

bulunduğu yere veyâ harâm işlenen her yere (Fısk meclisi) denir. Müslimânların,<br />

zarûret olmadıkça, fısk meclislerinde, ya’nî fâsıkların toplandığı yerde oturmalarının<br />

ve zevcelerini göndermelerinin câiz olmadığı (Bezzâziyye)de yazılıdır. Îmânı<br />

olan hanımların, sokağa çıkarken baş, saç, kol, bacak gibi kaba olmıyan avret<br />

yerlerini de örtmeleri bildirildi. Îmânın gitmemesi için, harâmdan çok korkmalıdır.<br />

[Onsekizinci maddeye bakınız!]<br />

[Yalnız keyflerini, zevklerini düşünenler, zevklerine kavuşmak için, başkalarının<br />

zarara, felâkete düşmelerinden çekinmiyenler diyorlar ki: (Umacı gibi örtünmüş<br />

kadını görmek, insana sıkıntı veriyor. Süslü, açık, güzel kadına, kıza bakmak<br />

ise, insana ferahlık, neş’e veriyor. Güzel bir çiçeğe bakmak, koklamak gibi tatlı oluyor).<br />

Hâlbuki, çiçeğe bakmak, onu koklamak rûha tatlı gelmekdedir. Rûhun Allahü<br />

teâlânın varlığını, büyüklüğünü anlamasına, Onun emrlerine uymasına sebeb olmakdadır.<br />

Kokulu, tuvâletli, açık kıza bakmak ise, nefse hoş gelmekdedir. Kulak,<br />

renkden zevk almaz. Göz de sesden zevk almaz. Çünki, anlamazlar. Nefs Allahü teâlânın<br />

düşmanıdır. Zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmakdan çekinmez.<br />

İnsan haklarını, kanûnları çiğner. Onun zevklerinin sonu yokdur. Kıza bakmakla<br />

doymaz. Onunla buluşmak, her zevkını yapmak ister. Bunun içindir ki, bütün kanûnlar,<br />

nefslerin taşkınlıklarını önlemekdedir. Nefsin taşkın zevkleri, insanı sefâlete,<br />

hastalıklara, âile fâci’alarına, felâketlere sürüklemekdedir. Allahü teâlâ, bu<br />

fâci’alara mâni’ olmak için, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını,<br />

içkiyi, kumarı yasak etmişdir. Nefslerinin esîri olanlar, bu yasakları beğenmiyorlar.<br />

Bunun için, Ehl-i sünnet âlimlerinin ilmihâl kitâblarını kötülüyor, gençlerin bu<br />

kitâbları okuyarak se’âdete kavuşmalarına mâni’ oluyorlar. Kadınların, kızların pazar<br />

yerlerinde ve mağazalarda alış-veriş yapmalarının günâh olduğu, yukarıdaki yazılardan<br />

anlaşılmakdadır. Müslimânların kızlarını böyle günâhlardan korumaları<br />

lâzımdır. Korumazlarsa, îmânları gider, kâfir olurlar. İslâm düşmanları, kâfirliği yaymak<br />

için, îmânı yok eden şeylere memleketin âdeti diyorlar.]<br />

– 169 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!