22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tegannî, müzik üzerinde tâm bilgi edinmek için, Gazâlînin (Kimyâ-ı se’âdet) kitâbı,<br />

birinci rükn, sekizinci aslını terceme etmek, uygun görüldü. (Ahlâk-ı alâ’î) yüzseksenikinci<br />

sahîfesinde ve Zehebînin (Et-tıbbün-nebevî) kitâbının sonunda da tegannî<br />

için güzel ve geniş bilgi vardır. İmâm-ı Gazâlî buyuruyor ki:<br />

İnsanların yüreğinde kalb veyâ gönül denilen bir kuvvet vardır. Çelik, taşa<br />

sürtülünce ateş çıkdığı, [cam veyâ bakelit çubuk, yün parçasına sürtülünce, çubuk<br />

ucunda elektrik hâsıl olup, kâğıd parçalarını çekdiği] gibi, güzel ve âhenkli ses işitmek<br />

de, gönül denilen bu gizli kuvveti harekete getirir. Güzel ses, insanın elinde<br />

olmıyarak, kalbine te’sîr eder. Çünki, kalbin ve rûhun, Arşın üstündeki (Âlem-i<br />

ervâh) ile bağlılığı vardır. Maddesiz, ölçüsüz olan o âlem, hüsn-i cemâl, güzellik<br />

âlemidir. Güzelliğin temeli ise (tenâsüb, uygun, düzgün) olmakdır. Bu dünyâdaki<br />

bütün güzellikler, o âlemin güzelliğinden gelmekdedir. Güzel, düzgün, âhenkli<br />

sesler de, o âleme benzemekdedir. İslâmiyyete uyanların kalbi temiz olur. Kuvvetli<br />

olur. Böyle kalblerin (Âlem-i emr) ile bağlılıkları kuvvetlidir. Bunlara müzik<br />

te’sîr edip, harekete getirir. Böyle olan kalb, bir şeye tutulmuş ise, meşgûl olduğu<br />

şeyi harekete getirir. Rüzgârın ateşi tutuşdurmasına benzer. Kalbde, Allah<br />

sevgisi varsa, güzel ses, bu sevgiyi artdırır. Fâideli olur. Bir kimse islâmiyyete uymaz,<br />

Allahü teâlânın düşmanı olan nefsine uyarsa, kalbi bozulur. Çalgı dinlemek<br />

ve her günâhı işlemek nefsi kuvvetlendirir. Sâlim, temiz kalb müzikden zevk<br />

alamaz. Müzik nefsi kuvvetlendirip, harekete getirip zararlı olur. Kalbde Allah sevgisi<br />

olabileceğini anlamıyanlar, her güzel sese harâm der. Bunlar, insan kendi<br />

cinsini sevebilir. İnsanın kalbi, kendi cinsinden başka şeye bağlanamaz diyerek, Allah<br />

sevgisine inanmıyor. İslâmiyyet, Allah sevgisini emr ediyor denince, bundan<br />

maksad, emrlerini seve seve yapmakdır diyorlar. Güzel ses, kalbe, dışardan birşey<br />

getirmez. Sağlam kalbdeki halâl olan bağı harekete getirir. Hasta olmıyan kalbin<br />

tegannî dinlemesi halâl olur. Kalbde bir bağlılık yoksa, güzel sesden lezzet alması,<br />

kuş sesi dinlemek, yeşillik, akar su, çiçekler seyr etmek gibi olur. Bunları seyr,<br />

göze lezzet verdiği gibi, güzel koku, burna hoş geldiği gibi, lezzetli yemek ağza tatlı<br />

geldiği gibi ve lise bilgileri, fennî buluşlar, akla hoş geldiği gibi, güzel ses de, kulağa<br />

lezzet vermekde olup, onlar gibi mubâh olur.<br />

Kalbi hasta olanın ya’nî Allahdan başka birşeye bağlı olanın, ya’nî sevenin<br />

nefsi azar. Meselâ, yabancı bir kızı veyâ oğlanı ister. Çalgı, müzik dinlediği zemân,<br />

nefsinde onlara kavuşmak arzûsu artar. Kalbi bu yola hareket etdirir. Bunlarla buluşması<br />

harâm olduğundan, her çeşid çalgıyı dinlemesi de, harâma sebeb olur.<br />

Kalbi hasta olmıyan, ya’nî kalbinde yalnız Allah sevgisi bulunan kimse, kız, aşk,<br />

şehvet anlatan sesleri işitince, kalbi bunlardan zevk almaz. Sıkılır. Kalb hasta<br />

ise, bunlardan nefs zevk alıp, kalbi bu yola hareket etdirir. Böyle kimselerin müzik<br />

dinlemeleri harâm olur. Erkek ve kız, bütün gençler böyledir. İslâmiyyetin, sönmesini<br />

emr etdiği nefs ateşini tutuşduran herşey harâmdır. Hasta olmıyan kalbin,<br />

halâl şeylere olan sevgisini, bağını artdıran ve nefsi za’îfleten sesleri dinlemek de,<br />

ba’zı şartlarla mubâh olur.<br />

Hacca gidecek olanın Kâ’be, hac, Mekke, Medîne şarkılarını dinlemesi, askerlerin<br />

harb, kahramanlık şarkılarını dinlemesi mubâh, hattâ sevâb olur.<br />

(Mevâhib-i ledünniyye)de diyor ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

Mekkeye girdiği zemân, önünde İbni Revâha beytler okuyarak gidiyordu. Ömer<br />

“radıyallahü anh” bunu görünce, Resûlullahın önünde şi’r okunur mu? diyerek darıldı.<br />

Resûlullah da, Bırak yâ Ömer. Mâni’ olma! Bu beytler kâfirlere, ok atmakdan<br />

dahâ çok te’sîrlidir buyurdu). Buradan anlaşılıyor ki, nefsi azdıran şi’rleri okumak<br />

câiz olmayıp, harbde kâfirlere zarar verici, onları üzücü şi’rleri okumak câizdir.<br />

Günâhları, kusûrları, azâbları anlatan kasîdeleri, ilâhîleri dinliyerek, üzülmek,<br />

tevbeye sebeb olmak sevâbdır. Fekat, ölüme, kazâ kadere karşı üzülmeğe sebeb<br />

– 719 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!