22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

mı yüzden az olan ufaklık alınırsa], fâizden kurtulmak için, iki karşılığın da ta’yîn<br />

edilmeleri lâzımdır. Şeyhayne göre, ancak bu hâlde [ve selem satışında] niyyet etmekle<br />

fülûs semenlikden çıkar. Urûz gibi olurlar. Ta’yîn edilince, te’ayyün ederler.<br />

Fekat, yine aded ile ölçülürler. Fâizin bir şartı bulunduğu için, ya’nî aynı cins<br />

oldukları için, ta’yîn edilmekle, satışın peşin yapılması te’mîn edilmiş olur. Ta’yîn<br />

edilen malın kendisi verilir. Benzerleri verilemez). Birisinin ta’yîn edilmesi de kâfî<br />

ise de, deynin semen olması ve bunun ayrılmadan önce kabz edilmesi lâzım olur.<br />

Bankada, bono kırdırmanın câiz olmadığı buradan da anlaşılmakdadır.<br />

Zimmînin zimmîlerle ve müslimânlarla alışverişi, müslimânların birbirleri ile alışverişi<br />

gibidir. Yalnız kendi aralarında domuz ve şerâb satmaları da câizdir. Dârül-harbde<br />

[ya’nî, yehûdî, hıristiyan veyâ müşriklerin memleketlerinde] bulunan<br />

mürtedin malları onun mülkü değildir.<br />

Altın ve gümüş, ağırlıkla ölçülür. Basılı liraların ağırlığı belli olduğu için, liraları<br />

sayı ile de kullanmak câiz olur. Kullanırken, ağırlıklarını düşünmek lâzımdır.<br />

On dirhem gümüş para borcu olan kimse, alacaklısına, bunlar yerine bir altın<br />

verse, ya’nî on dirhem borcuna karşı, bir altını peşin olarak satsa câiz olur. Çünki<br />

gümüşler, semen yapılmış olup, te’ayyün etmeleri için, borclunun teslîm alması<br />

lâzımdır. Zâten borcluda bulundukları için, yeniden teslîm almasına lüzûm kalmamışdır.<br />

Çünki, mebî’in ve semenin birlikde te’ayyün etmeleri, veresiye olan satışda<br />

fâizden sakınmak için şart edilmişdir. Ödenip biten borcda, böyle fâiz olamaz.<br />

Borcda, ileride düşülecek fâiz tehlükesi olabilir. (Dürr-ül-muhtâr). Üçüncü kısm,<br />

onikinci maddesinin son sahîfesine bakınız! (Rıyâd-un-nâsıhîn)de diyor ki:<br />

Satışdaki ve ödünc vermekdeki fâiz için, Ömer Nesefînin “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyh” (Erba’în-i Selmânî) kitâbındaki otuzüç misâli aşağıya yazıyoruz:<br />

1 — Kile ile satılan birşey, kendi cinsine [meselâ buğdayı buğdaya] peşin satılırken,<br />

birinin hacmi ziyâde olursa, fâiz olur.<br />

2 — Hacmleri müsâvî, fekat biri veresiye [ya’nî söz kesilen yerden ayrılıncıya<br />

kadar te’ayyün etmez] ise, yine fâiz olur.<br />

3 — Dartarak satılan birşey, kendi cinsine [meselâ beşibiryerdeyi, altın liralar<br />

karşılığı] peşin satılırken, verilen ile alınanın ağırlığı müsâvî olmazsa, fâiz olur.<br />

4 — Veznleri müsâvî, fekat biri veresiye ise, fâiz olur. Vezn veyâ hacmleri müsâvî<br />

olmıyan peşin satışda, fâizden kurtulmak için, vezni veyâ hacmi az olan malın<br />

yanına, aynı cinsden olmıyan, başka az birşey de ilâve edip, iki şey bir arada iken,<br />

pazarlık etmelidir. Böylece fâizden kurtulunur ise de, ilâve edilen şeyin kıymeti az<br />

ise, harâma yakın mekrûh olur. O şeyi, pazarlıkdan sonra ilâve ederse câiz olmaz.<br />

5 — Kile ile satılan şeylerden, aynı cinsden olmıyanlar, birbiri ile [meselâ, arpayı<br />

buğdaya] satılırken, hacmleri aynı olsa da, veresiye satmak, ribâ [ya’nî fâiz]<br />

olup, hacmleri farklı olsa da, her ikisi peşin câizdir.<br />

6 — Dartılarak satılan şeylerden aynı cinsden olmıyanlar, birbiri ile [altın, gümüş<br />

ile] satılırken, ağırlıkları eşit olsa da, biri veresiye olunca fâiz olur. Ağırlıkları<br />

farklı olsa da, ikisi peşin [eline teslîm etmek] câiz olur. Altınlı ve gümüşlü eşyâyı,<br />

birbiri karşılığı veresiye satmak fâiz olur.<br />

7 — Vezn ile ve kile ile ölçülen ve ölçülmeyen herşey, kendi cinsi ile, veresiye<br />

satılınca, mikdârı aynı olsa da, fâiz olur.<br />

8 — Kile ile veyâ vezn ile ölçülen birşeyi, kendi cinsi karşılığı, ölçmeden topdan<br />

satmak fâiz olur. Mikdârları müsâvî ise de, fâiz olur. Çünki, böyle şeylerin satışında,<br />

söz kesilirken, ölçülerek, mikdârlarının aynı olduğunu bilmek, bey’in sahîh<br />

olması için, şartdır.<br />

9 — Birkaç kimse arasında müşterek olan, kile veyâ vezn ile ölçülen bir malı,<br />

ölçmeden paylaşmak fâiz olur. [Çünki, üçüncü kısm, yirminci maddede bildirildiği<br />

gibi herbiri, kendi payında bulunan diğerinin mülkünü, diğerinde kalan ken-<br />

– 856 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!