22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

al dese, gümüş yerine altın alsa, câiz olur. Borclunun vekîli, borcu ödeyince, borcludan<br />

ister. Yemîn keffâreti veyâ zekât vermek için vekîl olan, verince, emr edenden<br />

istiyebilmesi için, emr verilirken, sonra sana öderim denilmesi lâzımdır. Filâna<br />

benim tarafımdan on altın ver dese, yâhud benim tarafımdan demeyip, ona olan<br />

borcumu dese, sonra vekîle ödemesi lâzım olur. Mâlımın zekâtı olarak veyâ sadakam<br />

olarak veyâ filâna hediyyem olarak ver dese, sonra öderim demezse, vekîl verdiğini<br />

âmirden istiyemez. Vekîl öderken Beyyine [ya’nî iki şâhid] bulunmazsa veyâ<br />

makbûz almazsa, mes’ûl olmaz. Emr verilirken, bunlar istenildi ise, mes’ûl<br />

olur. Falana olan borcumu ver diyerek vekîl etdikden sonra, alacaklı mürted olsa<br />

ve ölse, vekîl borclunun parasını öder. Çünki mürtede vermesi câiz değildir. Borcumu<br />

öde diyerek vekîline on altın verse, vekîl bunu vermeyip kendi parasından<br />

verse veyâ alacaklıya on altınlık mal satsa, yâhud ondan alacağı on altın ile takas<br />

etse [ödeşse] câiz olur. Ya’nî borclunun borcu ödenmiş olur. Dâr-ül-harbde harbînin<br />

vekîli olsa, biri veyâ ikisi müslimân olunca, vekâlet bâtıl olur. Sadaka için verilen<br />

parayı kendi ihtiyâcına sarf edip, sonra kendi parasından o kadar sadaka verse,<br />

câiz olmaz. Sarf etdiğini geri verir. Aldığı para yanında iken, kendi malından<br />

verirse câiz olur. Sendeki buğdayımı falana sadaka ver dese, falan da vekîle buğdayı<br />

sat parasını bana ver dese, buğday sâhibinin izni olmadan satamaz. Çünki, sadaka<br />

kabz edilmedikce mülk olmaz. Falandaki alacağımı alıp sadaka ver dese, vekîl<br />

de önce kendi malından sadaka verip, sonra borcludan alması câiz olur). (Fetâvâ-yı<br />

Kâdîhân)da diyor ki, (Birisine, herşeyde vekîlimsin dese, yalnız malını korumak<br />

için vekîl etmiş olur. Her şeyde vekîlimsin, emrin câizdir dese, bey’ ve şirâ<br />

ve hibe, ya’nî hediyye etmek ve sadaka gibi bütün alış verişde vekîl yapmış olur).<br />

İbni Âbidîn (Hibe)yi anlatırken diyor ki, (Hibe, ya’nî teberru’ ve hediyye, karşılık<br />

beklemeden, ayn olan malını, zengine vermekdir. Menfe’at hediyye edilmez.<br />

İ’âre edilir. Deyn, ya’nî alacak, ancak borcluya veyâ bundan almasını emr etmek<br />

şartı ile, başkalarına hediyye edilebilir. Verdiği malın, kendi malı ile meşgûl<br />

olmaması ve hisse-i şâyı’alı olmıyacak sûretde ayrı olarak kabz olunması lâzımdır.<br />

Kurban maddesine bakınız! Verenin, hediyye etdim, hibe etdim gibi âdet olan sözü<br />

söylemesi, alanın kabûl etdim demesi veyâ kabz etmesi ile temâm olur. Kabz<br />

edince, mülkü olur. Tabağı, hayvanı, evi hediyye ve teslîm edip de, yemeğini, semerini,<br />

evdeki eşyâyı hediyye etmez ise, câiz olmaz. Bunların aksi câiz olur. Çünki,<br />

yemek, semer ve eşyâ, verenin mülkü ile meşgûl değil, şâgildirler. Kısaca, şâgil<br />

hediyye edilir. Meşgûl hediyye edilmez. Yalnız, tarladaki ekin, ağaç şâgil oldukları<br />

hâlde, hibe edilemezler. Sadakanın ve rehnin kabz edilmeleri de böyledir. İki<br />

kimse, ortak oldukları bir evi birine hediyye etseler, câiz olur. Bir kimse, evini iki<br />

kişiye hediyye etse, câiz olmaz. Çünki, taksîmi mümkin olan şeyi, hisse-i şâyı’alı<br />

olarak vermek câiz değildir. On lirayı iki fakîre sadaka veyâ hediyye etmek câiz<br />

olur. Çünki, fakîre hediyye olarak verilen şey sadaka olur. Ya’nî, sadaka ahkâmına<br />

uymak lâzım olur. Sadakanın hisse-i şâyı’alı verilmesi câizdir ve sadakayı geri<br />

almak câiz değildir. On lirayı iki zengine sadaka veyâ hediyye etmek câiz değildir.<br />

Çünki zengine sadaka diyerek verilen şey hediyye olur ve hediyye ahkâmına uymak<br />

lâzım olur. Şüyû’ olmaması için, on lirayı ikiye ayırıp, herbirine beşer lira vermek<br />

lâzımdır. Hediyye verirken belli olmıyan birşey karşılık isterse, bu şart bâtıl<br />

olur. Belli birşey isterse, ikisinin de birlikde kabz etmesi lâzım olur. Kabzdan evvel<br />

hibe ahkâmı, kabzdan sonra bey’ ahkâmı cârî olur. Bunun için, kabzdan sonra,<br />

yalnız birisi vazgeçemez. Birisi kabz etmezse, herbiri vazgeçebilir).<br />

(İhtiyâr)da diyor ki, (Ömrî) denilen hibe câizdir. Ya’nî, ömrün boyunca evim<br />

senin olsun deyince, öldükden sonra ev, sâhibine, sâhibi ölmüş ise, vârislerine geri<br />

verilir. (Rukbî) denilen hibe, tarafeyne göre bâtıldır. Ya’nî, sen ölürsen benim<br />

olsun. Ben ölürsem senin olsun diyerek evini birisine vermek bâtıldır. Herbiri, ötekinin<br />

ölümünü terakkub etdiği, beklediği için, rukbî denilmişdir. Mülk edinmeği<br />

– 838 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!