22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

metleri olduklarından (İlm-ül-yakîn) denilen bilgiye sebeb olurlar. (Ayn-ül-yakîn)<br />

ve (Hakk-ul-yakîn) denilen bilgiler, zıllerin üstünde, hayâlin dışında hâsıl olan bilgilerdir.<br />

Hayâl bilgilerinden kurtulmak için, tesavvufun (Seyr-i enfüsî) dediği yolu<br />

ve dereceleri de, (Seyr-i âfâkî) denilen yol gibi aşmak, âfâk ve enfüsün dışında<br />

ilerlemek lâzımdır. Evliyânın çoğu, ancak öldükden sonra, buraya varmakdadır.<br />

Bu dünyâ hayâtında, hayâlden kurtulmaları imkânsızdır. Evliyânın büyüklerinden,<br />

pek az seçilmişleri, bu dünyâ hayâtında iken, bu devlete erdirmekle şereflendirirler.<br />

Dünyâda oldukları hâlde, bilgilerine hayâl karışmaz. Hayâl araya girmeden matlûba<br />

kavuşurlar. Başkalarına, şimşek gibi çakıp geçen Zât-ı ilâhînin tecellîleri, bu<br />

büyüklere dâimî olur. (Vasl-ı uryânî)ye kavuşurlar.<br />

Ni’mete kavuşanlara, bol bol, âfiyet olsun,<br />

Zevallı, fakîr âşıklar, birkaç lokmayla doysun!<br />

Süâl: Ba’zı kimseler, uykuda, rü’yâda, âlem-i misâl ve hayâlin sûretlerini görerek,<br />

kendilerini büyük bir hükümdâr veyâ yüksek mevkı’ sâhibi görür. Veyâhud<br />

büyük din âlimi olmuş, herkes, ilm öğrenmek için, etrâfına toplanmış görür. Hâlbuki,<br />

âlem-i şehâdetde, ya’nî uyanık iken, bunların hiçbiri hâsıl olmamakdadır. Böyle<br />

rü’yâlar doğru mudur, yoksa aslı, esâsı yok mudur?<br />

Cevâb: Böyle rü’yâlar boş ve esâssız değildir. Bu rü’yâyı gören kimsede, mevkı’<br />

sâhibi olmak, âlim olmak hâli ve kâbiliyyeti var demekdir. Fekat, kuvveti az<br />

olup, âlem-i şehâdetde hâsıl olacak kadar değildir. Eğer, bu hâl, zemânla kuvvetlenirse,<br />

Allahü teâlânın lütfu ile, âlem-i şehâdetde de hâsıl olur. Eğer âlem-i şehâdetde<br />

hâsıl olacak kadar kuvvetlenmezse âlem-i misâlde görünmekle kalır. Kuvveti<br />

mikdârınca, orada görünür. Tesavvuf yolunun sâliklerinin rü’yâları da böyledir.<br />

Kendilerini yüksek makâmlarda, Velîlerin mertebelerinde görürler. Bu<br />

hâl, âlem-i şehâdetde nasîb olursa, pek büyük ni’metdir. Yok eğer, âlem-i misâlde<br />

görünmekle kalırsa, hiç kıymeti yokdur. Çöpçüler, hammallar, rü’yâda, kendilerini<br />

hâkim, pâşa görür. Hâlbuki, uyanık iken, ellerine birşey geçmez. Rü’yâları<br />

üzülmekden, pişmânlıkdan başka birşeye yaramaz. O hâlde, rü’yâlara güvenmemeli,<br />

uyanık iken ele geçene sevinmelidir.<br />

Ben güneşi severim, ne dersem ondan derim,<br />

Geceyle işim yokdur, ben rü’yâyı neylerim.<br />

Bunun içindir ki, büyüklerimiz rü’yâlara ehemmiyyet vermemiş, talebenin<br />

rü’yâsını ta’bîr etmeğe lüzûm görmemişlerdir. Uyanık iken ele geçene kıymet<br />

vermişlerdi. Bundan dolayı, devâmlı görünenlere ehemmiyyet vermişler, hiç gayb<br />

olmıyan huzûru, kazanc bilmişlerdi. Allahü teâlâdan başka herşeyi unutmak, hiçbir<br />

şeyi hâtırlamamak, bunlar için dâimî idi. Başlangıcında nihâyetde ele geçecekler<br />

derc edilmiş olanlara, bu kemâller zor ve uzak değildir.<br />

40 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 31. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, Molla Bedreddîne yazılmışdır. Âlem-i ervâh ve âlem-i misâl ve<br />

âlem-i ecsâd üzerinde bilgi vermekde, kabr azâbını anlatmakdadır:<br />

Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçdiği, sevdiği kimselere selâm olsun! Diyorsunuz<br />

ki, rûh bu bedene bağlanmadan önce, âlem-i misâlde idi. Bedenden ayrıldıkdan<br />

sonra da, âlem-i misâle gidecekdir. Bunun için, kabr azâbı âlem-i misâlde<br />

olacakdır. Âlem-i misâldeki elemi, acıları, rü’yâda duymak gibi olacakdır. Sonra,<br />

bu bilginin çeşidli kolları vardır. Eğer izn verirseniz, bu konuda size çok şeyler yazarım.<br />

Cevâb: Böyle hayâller, aslsız sözler, doğru olmakdan çok uzakdır. Böyle düşüncelerin,<br />

sizi doğru yoldan sapdırmasından korkuyorum. Hiç vaktim yok ise de, bu<br />

– 87 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!