22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

47 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 34. cü MEKTÛB<br />

Bu mektûb, mîr Muhammed Emînin annesine yazılmışdır.<br />

Nasîhatlerin birincisi, Ehl-i sünnet âlimlerinin, kitâblarında bildirdiklerine göre,<br />

i’tikâdı düzeltmekdir. Çünki, Cehennemden kurtulan yalnız bu fırkadır. Allahü<br />

teâlâ, o büyük insanların çalışmalarına, bol bol mükâfât versin! [Dört mezhebin<br />

ictihâd derecesine yükselmiş müctehidlerine ve bunların yetişdirdikleri büyük<br />

âlimlere (Ehl-i sünnet) âlimi denir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâbları çokdur.<br />

Meârif nezâretinin 465 numaralı ruhsatı ile 1217 senesinde İstanbulda yazılmış olan<br />

türkçe (Necât-ül müsallî) kitâbında Ahmed Şevkı efendi çok güzel anlatmakdadır.]<br />

İ’tikâdı (Îmânı) düzeltdikden sonra, fıkh ilminin bildirdiği ibâdetleri yapmak,<br />

ya’nî islâmiyyetin emrlerini yapmak, yasak etdiklerinden kaçınmak lâzımdır. Beş<br />

vakt nemâzı, üşenmeden, gevşeklik yapmadan, şartlarına ve ta’dîl-i erkâna dikkat<br />

ederek, kılmalıdır. Nisâb mikdârı malı ve parası olan, zekât vermelidir. İmâm-ı<br />

a’zam buyuruyor ki: (Kadınların süs olarak kullandıkları altın ve gümüşün de zekâtını<br />

vermek lâzımdır).<br />

Kıymetli ömrü, lüzûmsuz mubâhlara bile harcamamalıdır. Harâm ile geçirmemek,<br />

elbette lâzımdır. Tegannî ve şarkı [ve çalgı âletleri] ile meşgûl olmamalı, bunların<br />

nefse verecekleri lezzete aldanmamalıdır. Bunlar bal karışdırılmış, şekerle<br />

kaplanmış zehrdir.<br />

(Gîbet) etmemelidir. Gîbet harâmdır. [Gîbet, bir müslimânın veyâ zimmînin gizli<br />

bir kusûrunu, arkasından söylemekdir. Harbîlerin ve bid’at sâhiblerinin ve<br />

açıkca günâh işliyenlerin bu günâhlarını ve müslimânlara zulm edenlerin ve alış verişde<br />

onları aldatanların bu fenâlıklarını müslimânlara duyurarak, bunların şerrinden<br />

sakınmalarına sebeb olmak ve müslimânlığı yanlış söyliyenlerin ve yazanların<br />

bu iftirâlarını söylemek lâzımdır, gîbet olmaz (Redd-ül muhtâr: 5-263).]<br />

Nemîme, ya’nî müslimânlar arasında söz taşımamalıdır. Bu iki günâhı işleyenlere<br />

çeşidli azâblar yapılacağı bildirilmişdir. Yalan söylemek ve iftirâ etmek<br />

de harâmdır, sakınmak lâzımdır. Bu iki fenâlık, her dinde de harâm idi. Cezâları<br />

çok ağırdır. Müslimânların ayblarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusûrlarını<br />

afv etmek çok sevâbdır. Küçüklere, emr altında bulunanlara [zevceye, çocuklara,<br />

talebeye, askere], fakîrlere merhamet etmelidir. Kusûrlarını yüzlerine vurmamalıdır.<br />

Olur olmaz sebeblerle o zevallıları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir.<br />

[Hiç kimsenin dînine, malına, canına, şerefine, nâmûsuna saldırmamalı,<br />

herkese ve hükûmete olan borcları ödemelidir. Rüşvet almak ve vermek harâmdır.<br />

Yalnız zâlimin zulmünden kurtulmak için ve ikrâh edilince vermek rüşvet olmaz.<br />

Fekat, bunu almak da harâm olur.] Herkes, kendi kusûrlarını görmeli, Allahü<br />

teâlâya karşı yapdığı kabâhatleri düşünmelidir. Allahü teâlânın, kendisine cezâ<br />

vermekde acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir. [Ananın, babanın,<br />

hükûmetin, ahkâm-ı islâmiyyeye uygun emrlerine itâ’at etmeli, ahkâm-ı islâmiyyeye<br />

uygun olmıyanlara ısyân etmemeli, karşı gelmemeli, fitneye sebeb olmamalıdır.]<br />

[(Mektûbât-ı Ma’sûmiyye) ikinci cild, 123. cü mektûba bakınız!]<br />

İ’tikâdı düzeltdikden ve fıkhın emrlerini yapdıkdan sonra, bütün zemânları,<br />

Allahü teâlâyı zikr ile geçirmelidir. Buna, büyüklerin bildirdiği gibi, devâm etmelidir.<br />

Buna, ya’nî kalbin, Allahü teâlâyı zikr etmesine mâni’ olan herşeyi, düşman<br />

bilmelidir. Ahkâm-ı islâmiyyeye ne kadar çok yapışılırsa, Onu anmanın lezzeti artar.<br />

Ahkâm-ı islâmiyyeye uymakda, gevşeklik, tenbellik artdıkca, o lezzet de azalır<br />

ve kalmaz olur. [Zikrin çeşidleri vardır. Bunlardan biri, (Allahü ekber, Allahü<br />

ekber. Lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillâhilhamd)dır. Buna (Tekbîr-i<br />

teşrîk) de denir. Her gün çok söylemelidir. (İstigfâr düâsı) da, fâidesi pek çok<br />

olan bir zikrdir. İslâm düşmanlarının yalanlarına, iftirâlarına aldanıp da, onların tuzaklarına<br />

düşmemeğe çok dikkat etmelidir.] Dahâ ne yazayım? Aklı olana bu kadar<br />

yetişir. Allahü teâlâ hepimize se’âdet-i ebediyyeye kavuşduran şeyleri yapmak<br />

nasîb eylesin! Âmîn.<br />

– 115 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!