22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lışmaları, işlerini bunlara uygun yapmaları lâzımdır. Bu çalışmaları nefs ile cihâd<br />

olur. Felâketden, azâbdan kurtulmak istiyenler için, ya’nî Kur’ân-ı kerîme, islâmiyyete<br />

uymak istiyenler için, doğru yol budur. Kendi akllarına güvenerek, Kur’ân-ı kerîmden<br />

ve hadîs-i şerîflerden ma’nâ, hükm çıkarmağa kalkışanlar, yanılır, aldanır<br />

ve Ehl-i sünnetden ayrılırlar. Ehl-i sünnetden ayrılan da, yâ sapık olur, yâ kâfir olur.<br />

Kendisi için mal satın alamıyan bir zengin, para vermek istediği san’at sâhibini,<br />

(Şu para ile, şu malı almak için, seni umûmî vekîl yapdım) diyerek, vekîl yapar.<br />

San’at sâhibi de, vekîl olup, sened karşılığı, parayı zenginden alır. Bu para ile, bu<br />

malı, kendi adına satın alır. Zengine teslîm edip, senedini geri alır. Aralarındaki<br />

ikinci bir sözleşme ile, bu malı, zenginden veresiye, yüksek fiyâtla satın alır. Böylece,<br />

ikisi de, fâiz günâhından kurtulmuş ve dahâ çok kazanmış olurlar.<br />

Süâl: Bankalar, zenginlerin, hasîslerin sakladıkları paraları alıp, iş adamlarına<br />

veriyor. Kalkınmağa yardım ediyorlar. Müslimânlar, banka ile iş görmezse, bankalar<br />

kapanır. Bankada çalışan binlerce insan işsiz kalır. Bu zarar nasıl önlenebilir?<br />

Cevâb: Zengin, parasını az bir fâiz almak için bankaya yatırıyor. İş adamına verince,<br />

katkat çok kazanır. Elbet bunu tercîh eder. Banka, bunların arasına giremez,<br />

iş adamını sömüremez olur. Bankalar, her sene milyonlarca lirayı iş adamlarının<br />

cebinden alamayınca, önceki sahîfede bildirdiğimiz fâideli hizmetlerine hız verir.<br />

Fâizsiz kazanclarını artdırır. Hem kazanırlar, hem de kalkınmağa dahâ çok yardımcı<br />

olurlar. Bankada çalışanların ücretlerini bu halâl kazançlarından öderler.<br />

20 — ŞİRKETLER<br />

(İbni Âbidîn)de ve Âtıf beğin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Mecelle)nin 1045 ve<br />

1060 ve 1329 uncu maddeleri ve sonrası şerhlerinde diyor ki:<br />

Şirket, ortaklık demekdir. İslâmiyyetde, şirketler iki kısmdır:<br />

1 — Mülk şirketi: İki veyâ dahâ çok kimsenin, mîrâs veyâ hediyye sûreti ile veyâ<br />

parasını belirli oranda verip satın alarak, ayn veyâ deyn olan bir mala berâber<br />

sâhib olmalarıdır. Yâhud, mallarını, ayrılamıyacak şeklde, karışdırıp ortak olmalarıdır.<br />

Birincisinde, ortak malın her parçasında, her dânesinde ortakdırlar. İkincisinde<br />

ise, her birinin dâneleri diğerinin dâneleri ile karışmışdır. Birincisinde, hisse-i<br />

şâyı’asını dilediğine satabilir. İkincisinde ise, ancak ortaklarına veyâ onlardan<br />

izn alarak dilediğine satabilir. Ortak binâdan ve tarladan, kendi malının mikdârı<br />

nisbetinde ve diğerlerinin hisselerine zarar vermiyecek şeklde, istifâde edebilir. İznsiz<br />

başkalarına kullandıramaz. İzn verenlerin hisselerini de kullanabilir. Mislî<br />

olanlardan hissesini fâiz olmıyacak şeklde ayırıp kullanabilir. Meyveden hissesini<br />

yiyebilir. Çürüyecek, bozulacak şeyleri satıp, semenini ortaklarına dağıtır. Hissesini<br />

iznsiz herkese satabilir. Satın al veyâ hisseni bana sat diye zorlanılmaz.<br />

Ortaklaşa sığır kurban edenlerin, bu kurban etinde olan hisseleri de, mülk şirketi<br />

olur. Üçüncü kısmda, onbirinci madde sonuna bakınız!<br />

Mülk şirketinin çeşidleri, ortakların hakları, düyûn-i müştereke, müşterek malın<br />

taksîmi, menfe’atlerin taksîmi, apartmanlarda oturanların müşterek hakları,<br />

(Mecelle)de binkırkbeşinci [1045] maddeden başlıyarak uzun yazılıdır.<br />

2 — Akd ile ya’nî sözleşerek kurulan şirketdir: Bir yazılı mukâvele yaparak,<br />

ortakların kabûl etmesi ile kurulur. Birinin vazgeçmesi ile şirket bozulur. A’zâdan<br />

birine, kârdan mu’ayyen birşey verilmesini şart koymak şirketi bozar. Sermâye mal<br />

olduğu zemân, sermâyenin, altın veyâ gümüş veyâ geçer her çeşid para olması ve<br />

mevcûd ve ma’lûm olması lâzımdır. Deyn [alacak] olan para ve urûz, ya’nî hacm<br />

ile, vezn ile, sayı ile ölçülen şeyler sermâye olamaz. Bunlar ve binâ önceden müşterek<br />

bulunurlarsa, imâm-ı Muhammede göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, sermâye<br />

olabilirler. Malları önceden müşterek değilse, müsâvî kıymetdeki mallarının ya-<br />

– 865 – Se’âdet-i <strong>Ebediyye</strong> 3-F:55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!