22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sıl olan ilk yeni çekirdek de, beta radioaktif şuâ’ları neşr ediyor. Bu keşfler Almanyada<br />

yapıldı ise de, fen adamları Amerikada toplanarak, ilk atom bombası orada<br />

yapıldı. Uranium cinsleri içinde parçalanabilen çekirdekler, binde yedi kadar az<br />

bulunuyor ve bunlara uran 235 ismi veriliyor. Bir kilo uran 235, bir sâniyenin milyonda<br />

biri kadar az zemânda parçalanarak, bir gram kadarı kudret hâline dönüyor.<br />

Ya’nî yirmibin kerre milyon (kilo kalori) hâsıl ediyor. Bu sûretle uran bombası<br />

yapıldı. [Hâlbuki, bir watt elektrik gücünden 0.24 küçük kalori hâsıl olmakdadır.]<br />

Uran 235 çekirdeklerinin zincirleme parçalanmağa başlaması için, hâricden<br />

nötronlarla çekirdeğine vurmağa hâcet yokdur. Uranium, radioaktif olduğundan,<br />

nötron da saçmakdadır. Bereket versin ki, çekirdeği parçalanabilen uran<br />

235 cinsi, erdımızda sâf bulunmadığı için ve saçılan nötronların sür’ati pek fazla<br />

olup, diğer çekirdeklere girmeden uzaklaşdıkları için, kendiliklerinden patlamıyor.<br />

Demek ki, bomba yapmak için, sâf uran 235 elde etmek lâzımdır ve sâniyede ikibin<br />

kilometre sür’atle uçan nötronların komşu çekirdeklere tesâdüf edebilmesi için,<br />

uran 235 sathı, asgarî bir mikdârdan az olmamalıdır. O hâlde, iki küçük sâf uran<br />

235 parçası yan yana getirilirse (asgarî boy) hâsıl olup, hemen ânî olarak zincirleme<br />

parçalanabilir. Bu asgarî boy için elli kilo sâf uran 235 lâzımdır [ki üç litre kadardır].<br />

İlk atom bombasında, üstüvâne şeklinde sâf bir uran 235, bombada bulunan<br />

bir topla, ikinci uran 235 parçasında bulunan aynı boydaki delik içine atıldı ve<br />

elli gram kadar kudret, ya’nî bir milyon kerre milyon kilo kalori, milyonda bir sâniyede<br />

meydâna geldi. Bu bomba ilk olarak [1945] de Japonyada Hiroşima şehrine<br />

atılarak, yetmişbin insanın ölümüne, bu kadar da yaralanmasına veyâ sakat kalmasına<br />

sebeb oldu.<br />

İkinci atom bombası, plutonium bombasıdır. Bunun için, grafit kömüründen, kalın<br />

bir levhada açılan üstüvâne [silindir] şeklindeki boşluklara, sâf olmıyan uran<br />

üstüvânecikleri yerleşdirilir. Buna, (uran pili) ismi verilmişdir. Kömür tabakası,<br />

nötronların sür’atini azaltıyor. Uraniumdan çıkan nötronlar, yavaşladığından,<br />

diğer çekirdeklere girebiliyor ve uran 235 çekirdeklerini parçalıyarak, yeni nötronlar<br />

saçıldığı gibi, âdî uranium çekirdekleri de, bir sıra değişmeden sonra, plutonium<br />

atomu çekirdeği hâline dönüyor ki bu da, uran 235 gibi, bir nötron girmesi ile<br />

ikiye bölünebilmekdedir ve müdhiş kuvvet meydâna getirir. Meydâna gelen plutoniumlar,<br />

diğer maddelerden, kimyâ usûlleri ile kolayca ayrılarak, asgarî boyu iki<br />

litrelik bombaları yapıldı ve ilk olarak [1945] de Japonyada Nagazâki şehrine<br />

atıldı. Her iki bomba patlayınca, ölüm şuâ’ları neşr ediyor ve etrâfdaki hava, milyonlarca<br />

derece ısınıyor ve büyük bir tazyîk dalgası hâsıl oluyor. Ya’nî bomba patlayınca,<br />

müdhiş yakma ve yıkma te’sîri derhâl görülüyor. Gamma şuâ’ları da, insanları<br />

birkaç hafta sonra öldürüyor. Etrâfa yayılan plutonium zerreleri ise, radioaktif<br />

zehrlenmesini aylarca icrâ ediyor. Japonyaya atılan iki atom bombasından<br />

ölenlerin sayısı kesin bilinemedi. Yirmiyedisi Amerikan ve kırkdokuzu Japon<br />

olan dokuzyüzaltmışaltı kişinin onbeş sene çalışarak anladığına göre Hiroşimada<br />

yüzkırkdörtbin, Nagazâkide ellibirbin beşyüzyetmiş kişi ölmüşdür.<br />

İkinci Cihân Harbinden sonra, atom çekirdeğinin parçalanmasından meydâna<br />

gelen kuvvetden istifâde ederek, yeni silâhlar yapıldı. Bu sûretle atom torpilleri,<br />

roketleri ve güdümlü mermîleri, atom topu mermîsi ve mayınları meydâna geldi.<br />

Atom silâhları patlayınca, hemen şiddetli bir rüzgâr etrâfa yayılıyor. Bu rüzgâr<br />

beş sâniye sürüyor. Sonra etrâfdan buraya, ikinci bir rüzgâr hâsıl oluyor. Bu rüzgârlar,<br />

binâları, ağaçları yıkıyor. Ancak kuvvetli çelik çerçevelerle takviye edilmiş<br />

beton binâlar, bunlara dayanabiliyor. Gamma şuâ’ları, kandaki ak yuvarları [lökositleri]<br />

tahrîb edip, al yuvarların [hematilerin] üremesini men’ ediyor. Hiroşimada<br />

bu şuâ’larla dokuzbin kişi ölmüşdür ki, bu mikdâr, tekmil zâyi’âtın [% 15]<br />

i kadardır. Patladığı yerden i’tibâren birkaç kilometreye kadar şiddetli te’sîri var-<br />

– 561 – Se’âdet-i <strong>Ebediyye</strong> 2-F:36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!