22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ları akl ile nakl ile isbât edecek ve sapıklara, dinsizlere anlatacak kadar okumak<br />

farz-ı ayn olup, bundan fazlasını öğrenmek, ancak din âlimlerine lâzımdır. Başkalarına<br />

câiz değildir. Dîne yardım etmek için, fazla öğrenmek farz-ı kifâye ise de,<br />

bunu ancak, Allah rızâsı için çalışan, zekî din adamının öğrenmesi câizdir. Başkaları<br />

öğrenirlerse, bâtıl yollara kayar. [(Zındık) ya’nî sinsi islâm düşmanı olurlar.]<br />

İmâm-ı Şâfi’î “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyurdu ki, (İlm-i kelâm ile uğraşıp sapıtmak<br />

yanında, büyük günâh işlemek hafîf kalır). İmâm-ı Şâfi’înin zemânındaki<br />

ilm-i kelâm için böyle denilince, şimdiki din câhillerinin kısa görüşleri ve hayâlleri<br />

ile yazdıkları din kitâblarını okumanın yasaklık derecesini ve zararlarını artık<br />

düşünmelidir. İmâm-ı Şâfi’î yine buyurdu ki, (Ehl-i sünnet i’tikâdını iyi öğrenmeden<br />

önce ilm-i kelâm ile uğraşmanın zararı bilinmiş olsaydı, kelâm ilmi ile uğraşmakdan,<br />

arslandan kaçar gibi kaçınılırdı). Şimdi, kendi aklı, kendi görüşü ile<br />

kelâm ilmi kitâbları yazanlar çoğaldı. Bunların kitâbları şirk ve dalâlet ile doludur.<br />

İmâm-ı Ebû Yûsüf, (Kelâm ilmi ile uğraşanların imâm olması câiz değildir) buyurdu.<br />

Bezzâziyye fetvâsında, (İlmi kelâm ile uğraşanların çoğu zındık olur) buyuruldu.<br />

Fıkh ilmi ile uğraşmak, ya’nî farzları ve harâmları öğrenmek ise, her müslimâna<br />

farz-ı ayndır. Fazlasını öğrenmek de, farz-ı kifâye olup, çok sevâbdır. Hiç zararı<br />

yokdur. (Hadîka)dan terceme temâm oldu. Kendi noksan bilgileri ve sapık düşünceleri<br />

ile din kitâbı yazmak moda hâline geldi. Bu kitâblarına (Kur’ân tercemesi)<br />

ve (Kur’ânın hakîkatleri) gibi ismler takıp, gençliğin önüne sürüyorlar.<br />

Yalnız bu kitâbları okuyun diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri doğru din<br />

bilgilerinin öğrenilmesine mâni’ oluyorlar. Bunlara (Zındık) denir. Zındıklar,<br />

müslimânları dalâlete, felâkete sürüklemekdedirler. Hakîkî müslimân olmak için,<br />

sâlih müslimânların yazdığı (İlmihâl) kitâblarını okumalıdır].<br />

Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan (Âlet ilmleri) onikidir.<br />

Bunlar: Sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân,<br />

me’ânî, bedî’, belâgât, inşâ ilmleridir. Bunlar, (Hadîka)nın 328. ci ve (Berîka)nın<br />

329. cu sahîfelerinde yazılıdır. Din bilgileri, böylece yirmi olmakdadır.<br />

Din âlimi olmak için, sekiz yüksek din bilgisini, bütün incelikleri ile öğrenmek,<br />

fen bilgilerinde de lüzûmu kadar ilm sâhibi olmak lâzımdır. İslâm âlimleri de iki<br />

kısmdır: Biri, din imâmlarıdır. Bunlar, Müfessirîn-i ızâm, Muhaddisîn-i kirâm ve<br />

Mütekellimîn, Mütesavvifîn ve Fükahâ-i fihâmdır “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”.<br />

Bunların her sözü, her beyânı, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açıklamasıdır.<br />

Her sözleri sâbit ve müsellem ve muhakkak doğrudur.<br />

Müfessirler, tefsîr kitâbı yazanlar demek değildir. Müfessir, kelâm-ı ilâhîden, murâd-ı<br />

ilâhîyi anlayandır. (Tefsîr), ancak Fahr-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

mubârek lisânından, Sahâbe-i kirâma “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” ve<br />

onlardan Tâbi’ ve Tebe’i tâbi’lere ve böylece sağlam, kıymetli insanların söylemesi<br />

ile, tefsîr kitâbı yazanlara, dahâ doğrusu fıkh ve kelâm âlimlerine gelen haberlerdir.<br />

Bundan başka olan bilgilere tefsîr denemez, (Te’vîl) denir. Te’vîl, bir kelimenin<br />

muhtelif ma’nâlarından, islâmiyyete uygun olanı seçmekdir. Te’vîllerin<br />

doğruluğu da, tefsîr ile ölçülerek anlaşılır. Te’vîl, tefsîre uymazsa atılır. Uyarsa, alınabilir<br />

denildi. Tefsîr kitâblarını yapanlar, tefsîr kısmlarını tefsîr olarak, te’vîl kısmını<br />

da, tefsîre uygun olduğu için, meâlen tefsîr olarak kabûl buyurmuşlardır.<br />

Bunlardan başka olan tefsîr kitâblarının bir kısmı, Kur’ân-ı kerîmin te’vîllerini<br />

bildiriyor. Ya’nî tefsîr değildirler. Murâd-ı ilâhîyi bildirmiyorlar. Şeyh-i ekberin<br />

ve Necmeddînin “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” tefsîrleri, te’vîl kitâblarıdır. Bunlar,<br />

dînin temel bilgileri olan kelâm ve fıkh ilmleri için sened olamaz.<br />

İslâm âlimlerinin ikinci kısmı, bildirdiğimiz tefsîr, hadîs, kelâm, tesavvuf ve fıkh<br />

âlimlerinden başka olanlardır ki, bunlar dinde müctehid kabûl edilmiyenlerdir. Bunların<br />

sözleri, lehde ve aleyhde huccet, sened olamaz.<br />

Dîn-i islâmın esâslarını, temellerini açıklıyan, birinci kısm âlimlerdir. Bunlar, bü-<br />

– 414 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!