22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lunan alevîlerde ve hakîkî bektâşîlerde yokdur. Şimdi, memleketimizde, sahte bektâşî<br />

tarîkati denilen hurûfîler mevcûd değildir.]<br />

Garbî Trakyada, kal’a dışında (Gül Baba) denilen yerde, Zülfikâr adındaki bir<br />

sahte Bektâşî babası, Nevruz günü kadın erkek hurûfîleri toplayıp, içerler. Serhoş<br />

olunca, (Şu dağları ben yaratdım, şu çınar ağacına emr etsem, bana secde e-<br />

der, şu ölülere emr etsem kalkarlar) gibi sözlerle, herbiri tanrılık da’vâsında bulunur.<br />

Sonra Mürtezâ isminde bir sahte Bektâşî, ayağa kalkıp, Muhammedin<br />

eşeği kim ise gelsin der. İçlerinden biri gelip, tekbîr ile üzerine biner. Bir eline şerâb<br />

şişesini, bir eline de kadeh alıp, hurûfî tarîkatindeki kadınlar arasına girer. Tekbîr<br />

ile şerâb dağıtmağa başlar. Bütün kadınlar içdikden sonra, erkekler tarafına<br />

gelir. Nemâz kılalım diye bağırır. Hepsi kalkar. Kıbleye arkalarını dönüp, babaları<br />

imâm olup, şöyle kılarlar: (Nemâz yalandır. Ben nemâza inanmam, ben nemâz<br />

kılmam) diye bağırdıkdan sonra secdeye yatarlar. Babaları, secdede bir<br />

ayağı ile bir elini yukarı kaldırıp bağırır. Bu Mürtezâ, iki zevcesini çıplak olarak<br />

ellerinden tutup, uzakda bulunan müslimânlardan Sâmî beğin yanına gelir. Gördün<br />

mü? Bektâşîlik ne güzeldir değil mi? Sen de Bektâşî olsan, çok iyi olur.<br />

Uzakda mahrûm oturacağına, bizimle birlikde zevk ederdin, der. Kadın erkek sahte<br />

Bektâşîler, yürüyüp, ta’tîl günü hava almağa çıkan müslimân âileleri üzerine<br />

saldırırlar. Buraları bizimdir. Bizden olmıyanların burada ne işi var derler. Çarşaflarını<br />

yırtarlar. Zevallı kadınlar, can kurtaran yok mu diye bağırarak kaçar. Erkekleri<br />

az olup, kadınları kurtaramazlar. Kal’ada bulunan topcu askerleri feryâdı<br />

işitip, imdâda gelirler. Hurûfîleri dağıtırlar. Kâfirlerin bile yapamıyacağı böyle<br />

alçakça bir islâm düşmanlığı, bu bölgenin vilâyet mektûbcusu vekîli bulunan<br />

Mustafâ beğ de, Bektâşî olduğu için, örtbas edilir. Mason gazetelerinde de, başka<br />

şeklde yazılır. 1288 [m. 1871] yılında olan bu iğrenç davranışlar, hamiyyetli müslimân<br />

halk tarafından, büyük bir dilekce ile İstanbulda, sadâret-i uzmâya [Başvekilliğe]<br />

bildirilir. Cezâları verilir.<br />

Bektâşî mubârek ismi altında gizlenen bu yalancıların kâfir olduklarını gösteren<br />

kitâblarından biri de, (Hakîkatnâme) kitâbıdır. (Câvidân)ın şerhlerinden biridir.<br />

Bir kitâbları da, Emîr Alînin yazdığı (Mahşernâme)dir. Bir kitâbları da,<br />

(Mukaddemet-ül-hakâyık) kitâbıdır. (Aşknâme)deki küfrleri tekrârlamakdadır.<br />

Bunlara inanmıyanlara la’net etmekde, öldürülmelerini emr eylemekdedir. Bir kitâbları<br />

da (Viran abdal) risâlesidir. Bu kitâb, sırlarından olmayıp, müslimânları aldatıp<br />

dinden çıkarmak için okurlar. Hazret-i Âişeye “radıyallahü anhâ” iftirâ etmekde,<br />

İmâm-ı a’zama “rahmetullahi teâlâ aleyh” hâricî deyip, kötülemekdedir.<br />

Fadl-ı Hurûfînin (Câvidân)daki yazılarını, hazret-i Alînin sözleri diye yazmakdadır.<br />

Birçok uydurma abdest, nemâz ve ibâdetler anlatmakdadır. Bir kitâbları da,<br />

(Âhıretnâme)dir. (Aşknâme) gibi küfr doludur. Fadl-ı Hurûfînin tanrı olduğunu<br />

isbâta uğraşmakdadır. Bir kitâbları, (Risâle-i Fadlullah)dır. Bir kitâbları da, (Tuhfet-ül-Uşşak)dır.<br />

(Risâle-i Bedreddîn) ve (Risâle-i nokta) kitâbları da, hep (Câvidân)ın<br />

şerhleridir. Bir kitâbları da, (Risâle-i Hurûf)dur. Birisi de, (Türâbnâme)dir.<br />

Birisi de, (Vilâyetnâme)dir. Bunların çoğu fârisîdir.<br />

Bütün kitâbları altmış kadardır. Hepsi, Allahü teâlâyı inkâr etmeğe ve ahkâm-ı<br />

islâmiyyeyi kaldırmağa dayanmakda, Fadl-ı Hurûfîye tapınmağa sürüklemekdedir.<br />

Bütün kâfirlerden, bütün fırkalardan dahâ kötü oldukları, yukarıdaki bilgilerden anlaşılmakdadır.<br />

(Kâşif-ûl-esrâr) kitâbının yazısı burada temâm oldu.<br />

1327 [m. 1909] senesinde İstanbulda basılan A.Rıfkı efendinin (Bektâşî Sırrı)<br />

kitâbında diyor ki, (Bektâşîlik, hâcı Bektâş-ı Velî ve Lokman Horasânî ve hâce Ahmed<br />

Yesevî vâsıtaları ile Bâyezîd-i Bistâmîye ve Ondan Ebû Bekr-i Sıddîk hazretlerine<br />

ulaşır. Ahmed Yesevîden ayrılan iki koldan Bektâşîler ve Hâcegân hâsıl olmuşdur.<br />

Hurûfîlik, dalâlet yoludur. Bektâşîlik hidâyet yoludur. Hurûfîlik, islâmiyyet<br />

ile ve tesavvuf ile ilgisi olmıyan İsmâ’îliyyenin bir koludur. Kur’ân-ı kerîmi key-<br />

– 503 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!