22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

iken, Hadîce “radıyallahü anhâ” ile nikâh etdi, evlendi. Kırk yaşına gelince, Ramezân-ı<br />

şerîf ayında, Pazartesi günü, şehrin bir sâat şimâlindeki (Cebel-i hirâ) ve<br />

(Cebel-i nûr) denilen dağdaki mağarada, melek göründü. Bütün insanlara ve cinne<br />

Peygamber olduğu bildirildi. Evvelâ Cebrâîl “aleyhisselâm” geldi. Sonra üç sene,<br />

İsrâfîl “aleyhisselâm” gelip, ba’zı şeyler öğretdi. Fekat, Kur’ân-ı kerîm getirmedi.<br />

Sonra, Cebrâîl “aleyhisselâm” gelmeğe başlıyarak, bütün Kur’ân-ı kerîmi,<br />

yirmi senede indirdi. Cebrâîl “aleyhisselâm” kendisine yirmidörtbin kerre gelmişdi.<br />

[Hâlbuki, Âdem aleyhisselâma oniki kerre, Nûh aleyhisselâma elli kerre, İbrâhîm<br />

aleyhisselâma kırk kerre, Mûsâ aleyhisselâma dörtyüz kerre ve Îsâ aleyhisselâma<br />

on kerre gelmişdi.] Peygamberliğini üç sene izhâr etmeyip, sonra Hak teâlânın<br />

emri ile teblîg eyledi.<br />

Elliiki yaşında iken, Receb ayının yirmiyedinci gecesi, Mekke-i mükerremede,<br />

Cebrâîl “aleyhisselâm” gelip, Mescid-i harâmdan, Kudüsde, Mescid-i aksâya ve oradan<br />

göklere götürdü. Bu mi’râcda, Allahü teâlâyı baş gözü ile gördü. Bu gecede<br />

beş vakt nemâz farz oldu. [İkinci kısm, beşinci maddenin son sahîfesini okuyunuz!].<br />

Elliüç yaşında iken, izn-i İlâhî ile, Medîne-i münevvereye hicret eyledi. Safer ayının<br />

yirmiyedinci perşembe günü sabâh erken evinden çıkarak, öğleden sonra<br />

Ebû Bekr-i Sıddîkın evine geldi. O gece, berâber çıkarak, Mekkenin beşbuçuk kilometre<br />

cenûb-i şark [güney doğu] tarafında bulunan (Sevr) dağındaki mağaraya<br />

geldiler. Denizden yediyüzellidokuz metre yüksek olan bu dağın yolu çok bozuk<br />

idi. Mubârek ayakları kanadı. Mağarada üç gece kalıp, pazartesi gecesi çıkdılar.<br />

Bir hafta yolculukla, efrencî Eylül ayının yirminci ve Rebî’ul-evvelin sekizinci pazartesi<br />

günü, Medînede Kubâ köyüne geldiler. Gece ile gündüzün müsâvî olduğu,<br />

Eylülün yirmiüçüncü gününü de burada geçirip, Rebî’ul-evvelin onikinci Cum’a<br />

günü Medîneye azîmet [hareket] etdiği ve aynı gün vâsıl olduğu (Beydâvî) tefsîrinde<br />

yazılıdır. Ömer-ül-Fârûk halîfe iken, bu seneki Muharrem ayının birinci günü,<br />

ya’nî hicretden yetmiş [70] gün evvel, müslimânların (Hicrî kamerî sene) başlangıcı<br />

oldu. Bu başlangıç günü, târîhcilere göre, mîlâdın altıyüzyirmiikinci [622]<br />

senesinde idi. Temmuz ayının onaltıncı Cum’a gününe rastladığı, Ahmed Ziyâ beğin<br />

1316 [m. 1898] baskılı (İlm-i hey’et) kitâbında yazılıdır. Kubâ köyüne ayak basdığı<br />

Eylül ayının yirminci günü, müslimânların (Hicrî şemsî sene) başlangıcıdır. 623.<br />

cü mîlâdî sene başı, hicrî şemsî ve kamerî senelerin birinci senelerinde oldu.<br />

Bir şemsî sene 365, 242 gündür. Ya’nî, 365 gün, 5 sâat, 48 dakîka, 47 sâniyedir.<br />

Bir kamerî sene 354, 367 gündür. Ya’nî, 354 gün, 8 sâat, 48,5 dakîkadır.<br />

Yirmiyedi kerre muhârebe yapmış, dokuzunda er olarak hücûm etmiş, diğerlerinde<br />

baş kumandanlık mevkı’inde bulunmuşdur. Gazâlarda iki dürlü bayrak<br />

kullanırdı. Râyesi siyâh idi. Livâsı dahâ küçük olup beyâz idi. Osmânlı Sancağının<br />

şeklini Timürtaş pâşanın bulduğunu birinci kısm, 29. cu maddede bildirmişdik.<br />

Medîne-i münevverede, kamerî altmışüç, şemsî sene hesâbı ile altmışbir yaşında<br />

iken 11 [m. 632] senesi Rebî’ul-evvel ayının onikinci pazartesi günü, öğleden<br />

evvel vefât edip, mubârek gömleği arkasında olarak, üç kerre yıkanıp, üç kat yeni<br />

beyâz kefene sarılıp, mubârek rûhu alındığı yere defn olundu.<br />

Server-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem” mubârek gözleri uyur, kalb-i şerîfi<br />

uyumazdı. Aç yatıp tok kalkardı. Aslâ esnemezdi. Mubârek vücûdü nûrânî olup,<br />

gölgesi yere düşmezdi. Elbisesine sinek konmaz, sivrisinek ve diğer böcekler mubârek<br />

kanını içmezdi. Allahü teâlâ tarafından Resûlullah olduğu bildirildikden sonra,<br />

şeytânlar göklere çıkarak haber alamaz ve kâhinler söyleyemez oldu.<br />

Bir kimse, Rahmeten-lil-âlemîni “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” rü’yâda<br />

görse, muhakkak Onu görmüşdür. Çünki, şeytân Onun şekline giremez.<br />

Server-i âlem “sallallahü aleyhi ve sellem”, bizim bilmediğimiz bir hayât ile, şimdi<br />

hayâtdadır. Cesed-i şerîfi aslâ çürümez. Kabrinde bir melek durup, ümmetinin<br />

söyledikleri salevâti kendisine haber verir. Minberi ile kabr-i şerîfi arasına (Rav-<br />

– 379 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!