22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nerden olsa gönderir diyen bir kimse nasıl bir adamdır? Cevâbında buyurdu ki, (Bu<br />

kimse câhildir. İslâmiyyetden haberi yokdur. Çünki, Resûlullah “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” buyurdu ki, (Allahü teâlâ benim rızkımı, süngümün ucuna koymuşdur).<br />

Ya’nî rızkım, islâm dînine ve müslimânlara saldıran kâfirlerle harb etmekle<br />

gelmekdedir). Görülüyor ki, harbde düşmandan alınan ganîmet ve sulhde, harbe<br />

hâzırlananların aldıkları ücret halâl rızkdır. İmâm-ı Evzâî, İbrâhîm Edhemi “rahmetullahi<br />

aleyhimâ” gördü ki, sırtında bir yığın odun götürüyor. Niçin bu kadar<br />

sıkıntı çekiyorsun? Kardeşlerin, seni hiçbirşeye muhtâc bırakmıyor dedi. İbrâhîm<br />

Edhem “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” buyurdu ki, öyle söyleme, hadîs-i şerîfde<br />

buyuruldu ki, (Halâl kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vâcib olur).<br />

Süâl: Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bana, tüccâr ol,<br />

mal topla diye emr olunmadı. Fekat, Rabbini tesbîh et ve ona secde et. Rabbine<br />

ölünciye kadar ibâdet et! diye emr olundu). Bu hadîs-i şerîf, ibâdetin, mal kazanmakdan<br />

dahâ iyi olduğunu göstermiyor mu?<br />

Cevâb: Kendinin ve çoluk çocuğunun ihtiyâclarına mâlik olan zengin bir kimsenin,<br />

vaktlerini ibâdetle geçirmesi, para kazanmakdan dahâ sevâbdır. İhtiyâcı olmıyanların<br />

mal kazanmak için uğraşması sevâb değildir. Hattâ kalbini dünyâya bağlamak<br />

olur. Dünyâya bağlamak ise, bütün günâhların başıdır. Malı olmıyan, fekat,<br />

vazîfe görüp ma’âş alanların da, mal kazanmak için ayrıca uğraşmaması dahâ iyidir.<br />

Meselâ ilm adamlarının, millete ilm öğretmesi, ya’nî din âlimlerinin, tabîblik,<br />

hâkimlik, subaylık ve her dürlü fâideli ilmleri bilenlerin ve tesavvuf büyüklerinin,<br />

ya’nî kalb gözü açılmış olanların ihtiyâcları, hükûmetce veyâ hayr müesseseleri ve<br />

hayr sâhibleri tarafından istenmeden veriliyorsa, bunların halkı irşâd etmeleri, onlara<br />

yardım etmeleri, mal kazanmakdan dahâ sevâbdır. Fekat, zemân değişir,<br />

bunlara, istemeden, boyun bükmeden birşey verilmez olursa, bunların da çalışarak<br />

kazanması dahâ iyi olur. Çünki, istemek harâmdır. Ancak zarûret hâlinde mubâh<br />

olabilir. Mal kazanırken halâle, harâma dikkat edenin, ya’nî Allahü teâlâyı<br />

unutmıyanın, kesb etmesi dahâ iyidir. Çünki bütün ibâdetlerin rûhu, özü, Allahü<br />

teâlâyı hâtırlamakdır. (Kimyâ-i se’âdet)den terceme burada temâm oldu.<br />

(Hadîka)da, amelde iktisâd faslında diyor ki, (Kesb, yaşamak için lâzım olan malları<br />

halâlden kazanmağa çalışmak demekdir. Kendine, evlâdına ve ıyâline ve<br />

borclarını ödemeğe lâzım olanları kesb etmek farzdır. Bunun için çalışan sevâb kazanır.<br />

Özrsüz terk edene azâb yapılacakdır. Kendilerine nafaka verilmesi vâcib olanlara<br />

(Iyâl) denir. Borc ödemek farzdır. Ödeyemeden vefât edenin, ödemek niyyeti<br />

varsa, günâhlı olmaz. Hadîs-i şerîfde, (Beş vakt nemâzı kıldıkdan sonra, çalışıp<br />

halâl kazanmak, her müslimâna farzdır) buyuruldu. Peygamberlerin “aleyhimüsselâm”<br />

hepsi, çalışıp kazanmışlardır. Çalışmayıp, câmi’de oturarak, Allaha tevekkül<br />

ediyorum diyene inanmamalıdır. Bu, çalışmağı terk etdiği için, günâh işlemekdedir.<br />

Sâlih değil, fâsıkdır. Bunun kalbi, Allahü teâlâya değil, kulların mallarına<br />

bağlıdır. Önce sebebe yapışmak, sonra bu sebebin te’sîrini Allahü teâlâdan beklemek<br />

emr olundu. Muhtâc olduğu malı kazandıkdan sonra, fazla çalışmayıp,<br />

ibâdet etmek câizdir. Bunun için, çalışmayıp ibâdet edene sû-i zan ve tecessüs etmemelidir.<br />

İkisi de harâmdır. İhtiyâcdan fazla çalışıp, kazandıklarını, senelerce saklamak<br />

mubâhdır. Saklamayıp hayra, hasenâta sarf etmek müstehabdır. Nâfile<br />

ibâdetlerden dahâ sevâbdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanların iyisi, insanlara fâidesi<br />

olanlardır) buyuruldu. Öğünmek için, kibrlenmek için, ihtiyâcdan fazla kazanmak<br />

harâmdır). Görülüyor ki, ehlinin ve ıyâlinin nafakalarını ve borçlarını ödemek için<br />

çalışıp, halâl kazanmak, nâfile ibâdetleri yapmakdan katkat dahâ sevâbdır. (Râmûz-ül-ehâdîs)<br />

s. 105 deki hadîs-i şerîfde, (Eshâbım için fakîrlik se’âdetdir. Âhır<br />

zemândaki ümmetim için, zenginlik se’âdetdir) buyuruldu.<br />

Hakîkî islâm âlimi, büyük Velî Abdüllah Dehlevî “rahmetullahi teâlâ aleyh” seksensekizinci<br />

mektûbunda buyuruyor ki, (Çoluk çocuğunun ihtiyâclarını te’min için<br />

– 789 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!