22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

62 — BİRİNCİ CİLD, 303. cü MEKTÛB<br />

Bu mektûb, müezzin hâcı Yûsüfe gönderilmiş olup, Ezân kelimelerinin ma’nâlarını<br />

bildirmekdedir:<br />

Ezânın kelimeleri yedidir. [Tekrâr ederek onbeş oluyor. Ezân, bu onbeş kelimeyi<br />

okumak ve işitmekdir. Ho-parlör ile, tegannî yaparak okunan ezânda, bu kelimeler<br />

işitilmiyor. Bir oğultu, ne olduğu anlaşılmıyan ses işitiliyor. Ho-parlör, ezân<br />

okumağa değil, ezânı yok etmeğe sebeb oluyor.]<br />

1 — ALLAHÜ EKBER: Allahü teâlâ, büyükdür. Ona birşey lâzım değildir. Kullarının<br />

ibâdetlerine de muhtâc olmakdan büyükdür. İbâdetlerin, Ona fâidesi yokdur.<br />

Bunu, zihnlerde iyi yerleşdirmek için, bu kelime, dört kerre söylenir. [Birinci<br />

ve üçüncü (R)ler cezm veyâ vasl ederek üstün okunur.]<br />

2 — EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLALLAH: Kibriyâsı, büyüklüğü ile ve kimsenin<br />

ibâdetine muhtâc olmadığı hâlde, ibâdet olunmağa Ondan başka kimsenin<br />

hakkı olmadığına şehâdet eder, elbette inanırım. Hiçbir şey Ona benzemez.<br />

3 — EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESÛLULLAH: Muhammed “aleyhi<br />

ve alâ âlihissalâtü vesselâm”ın, Onun gönderdiği Peygamberi olduğuna, Onun<br />

istediği ibâdetlerin yolunu bildiricisi olduğuna ve Allahü teâlâya, ancak Onun bildirdiği,<br />

gösterdiği ibâdetlerin, yaraşır olduğuna şehâdet eder, inanırım.<br />

4 ve 5 — HAYYE ALESSALÂH, HAYYE ALELFELÂH: Mü’minleri, felâha,<br />

se’âdete, kurtuluşa sebeb olan nemâza çağıran iki kelimedir.<br />

6 — ALLAHÜ EKBER: Ona lâyık bir ibâdeti kimse yapamaz. Herhangi bir kimsenin<br />

ibâdetinin Ona lâyık, yakışır olmasından, çok büyükdür, çok uzakdır.<br />

7 — LÂ İLÂHE İLLALLAH: İbâdete, karşısında alçalmağa müstehak olan,<br />

hakkı olan ancak Odur. Ona lâyık bir ibâdeti kimse yapamamakla beraber, Ondan<br />

başka kimsenin ibâdet olunmağa hakkı yokdur.<br />

Nemâzın şerefinin büyüklüğünü, onu herkese haber vermek için seçilmiş olan<br />

ezânın büyüklüğünden anlamalıdır. Fârisî mısra’ tercemesi:<br />

Senenin bereketi, behârından belli olur.<br />

Yâ Rabbî! Bizleri, istediğin gibi nemâz kılanlardan eyle! Âmîn.<br />

[(Sâvî) tefsîrinde, (İnşirâh) sûresinde diyor ki, (Allahü teâlâ, senin ismini şarkda,<br />

garbda, yer küresinin her yerinde yükseltirim buyurdu). Garba doğru, bir tûl<br />

derecesi gidilince, nemâz vaktleri dört dakîka gecikiyor. Her yirmi sekiz kilometre<br />

gidişde, aynı vaktin ezânı birer dakîka sonra tekrâr okunuyorlar. Böylece, yer<br />

yüzünün her yerinde, her an ezân okunmakda, Muhammed aleyhisselâmın ismi,<br />

her an, her yerde işitilmekdedir. (Şir’ât-ül-islâm) şerhinde diyor ki, (Birisi, Abdüllah<br />

ibni Ömer hazretlerine, Allah için, seni çok seviyorum deyince, ben de Allah<br />

için, seni hiç sevmiyorum. Çünki sen, ezânı tegannî ederek, şarkı söyler gibi<br />

okuyorsun buyurdu)].<br />

Seslendi ol müezzin, durdu kâmet eyledi,<br />

Kâ’beye döndü yüzün, hem de niyyet eyledi.<br />

Duyunca ehl-i îmân, hurmet ile dinledi.<br />

sonra nemâza durup, Rabbe kulluk eyledi.<br />

– 209 – Se’âdet-i <strong>Ebediyye</strong> 1-F:14

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!