22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

se, hangisine verirse, o oturur. İkisi de istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bundan<br />

alıp ikincisine veremez. Fekat, burayı, onun emri ile, onun için ayırdım, kendim<br />

için ayırmadım diye yemîn ederse, kaldırabilir. Satıcıların pazar yerinde yerleşdikleri<br />

yer de böyle olup, önce geleni sonra gelen yerinden kaldıramaz. Bütün<br />

bu umûmî yerlerde, ilk oturan, herkese zararlı olmuş ise, kaldırılabilir.<br />

Nemâz kılanlar sıkışıyorsa, kılmıyanları kaldırabilirler.<br />

Mahalle mescidi dar geliyor ise, o mahalleden olmıyanları, dışarı çıkarabilirler.<br />

Mahalle câmi’inin gelirini toplaması, ta’mîrini, masraflarını idâre etmesi için,<br />

mahalle halkının bir (Mütevellî) ta’yîn etmesi câizdir [ve lâzımdır].<br />

Câmi’in bir tarafında hâfız Kur’ân-ı kerîm okuyor, bir tarafda da Ehl-i sünnet<br />

olan sâlih bir kimse va’z veriyor ise, va’z dinlemek efdaldir. [Hele hâfız fâsık ise,<br />

tegannî ile okuyorsa, dinlemek câiz değildir. Câmi’, kubbesi, minâresi olan binâ<br />

demek değildir. İçinde, hergün beş kerre, cemâ’at ile nemâz kılınan binâ demekdir.<br />

Nemâzdan evvel veyâ sonra, bu cemâ’ate va’z vermek de câizdir. Va’z, Ehl-i<br />

sünnet i’tikâdında olan bir zâtın, Ehl-i sünnet âlimlerinden birisinin bir kitâbına<br />

bakarak okuduğu veyâ ezberden söylediği bir sözünü açıklaması demekdir. Mezhebsizlerin,<br />

ingiliz câsûslarının ve misyonerlerin konuşmalarına va’z denmez, nutuk<br />

ve konferans vermek denir. Câmi’lerde nutuk ve konferans vermek ve bunları<br />

dinlemek câiz değildir. Ehl-i sünnet âlimlerinin her sözü, Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i<br />

şerîflerin tefsîrleri, îzâhlarıdır.]<br />

Câmi’lerdeki yarasa ve güvercinleri koğmak ve yuvalarını dışarı atmak câizdir.<br />

Çünki, câmi’leri kirletirler. Câmi’lerin temiz olması için bunlar çıkarılır. (Fetâvâ-i<br />

kâri-ül-Hidâye)de ve (Cevâhir-ül-fetâvâ)da diyor ki, (Câmi’leri kirleten kuşları çıkarmak<br />

mümkin olmazsa, öldürmek câizdir. Eziyyet veren hayvanlar heryerde öldürülebilir).<br />

Câmi’ dışındaki kuş yuvalarını bozmak, câiz değildir.<br />

Kâdîhân “rahmetullahi aleyh” fetvâsında diyor ki, (Bir şehrde, bir köyde, bir<br />

mahallede ezân okunmazsa, hükûmetin zorla okutması lâzımdır.) (Fetâvâ-yı<br />

Hindiyye)de diyor ki, (Ezân, câmi’in dışında veyâ minârede okunur. Yüksekde<br />

okumak ve sesini çoğaltmak için kendini zorlamamak sünnetdir). Görülüyor ki,<br />

ezân ve ikâmeti ho-parlör ile okumağa lüzûm yokdur. Çünki, her mahallede ezân<br />

okunmakdadır. İbâdetleri teyp, radyo ve ho-parlörle ve televizyonla yapmak<br />

bid’atdir. Bid’at büyük günâhdır. [Müezzin ezânı ve imâm efendi kırâeti câmi’<br />

civârında bulunan ve câmi’deki cemâ’ate işitdirecek kadar tabi’î sesleri ile okur.<br />

Uzaklardan işitilmesi için, kendilerini zorlamaları mekrûhdur. Ho-parlör [Mizmâr]<br />

kullanmağa lüzûm olmadığı buradan da anlaşılmakdadır. (Müncid)de diyor<br />

ki, her dürlü ses çıkaran âletlere (Mizmâr) denir. Davul, def, ney, zurna, keman,<br />

ud, ho-parlör, teyp, televizyon, birer mizmârdır. İbni Hacer-i Mekkî, (Keffür-reâ’<br />

an muharremât-il lehvi vessimâ’) kitâbında diyor ki, (Hadîs-i şerîfde (Davulu<br />

ve mizmârı yok etmek için emr olundum) ve (Bir zemân gelir ki, Kur’ân-ı<br />

kerîmi mizmârlardan okurlar. Okuyanlara ve dinleyenlere Allahü teâlâ la’net e-<br />

der) buyuruldu.) Ezân ve mevlid okumak da böyledir. 2.ci kısmda, 52.ci maddeye<br />

bakınız!]<br />

Bî-vefâdır ey denî dünyâ senin her ni’metin.<br />

Sarsar-ı bâd-ı ecel, mahv eyliyor her rif’atin!<br />

– 247 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!