22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yet etmemişdi. İbnis-Serrâc, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” için onbinden<br />

fazla hatm okumuşdu. Mubârek rûhu için kurban kesmişdi. Bu hediyyelerle<br />

derecesi ve şerefi artar denildi].<br />

Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, fârisî (Medâric-ün-nübüvve) kitâbında, ikinci cild,<br />

yüzotuzikinci sahîfede diyor ki: (Bedr gazâsında, dokuzyüzü aşan kâfir ordusundan,<br />

yetmişi öldürülmüşdü. Bunlardan yirmidördü, bir leş çukuruna atıldı. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” üç gün sonra çukur başına geldi. Birkaçının ismini<br />

sayarak, (Rabbinizin ve Onun Resûlünün bildirdikleri azâblara kavuşdunuz<br />

mu? Ben, Rabbimin va’d etdiği zafere kavuşdum) buyurdu. Ömer “radıyallahü anh”<br />

bunu işitince: (Yâ Resûlallah! Cansız ölülere neden söylüyorsun?) dedi. (Sözlerimi<br />

siz onlardan dahâ iyi işitici değilsiniz! Fekat onlar cevâb veremez) buyurdu.<br />

Bu hadîs-i şerîf, hadîs âlimlerinin sözbirliği ile bildirilmekdedir. Bu hadîs-i şerîf,<br />

ölülerin diriler gibi işitdiğini, fekat cevâb veremediklerini gösteriyor. (Müslim-i şerîf)de<br />

bildirilen bir hadîs-i şerîfde de: (Defnden sonra cemâ’at dağılırken, ölü, bunların<br />

ayak sesini işitir) buyuruldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Bakî’<br />

kabristânını ziyâret ederken, oradaki meyyitlere selâm verir, onlara söylerdi.<br />

İşitmiyen, anlamıyan kimseye birşey söylenir mi? Hattâ saçma söz olur.<br />

Süâl: Meyyitin, ayak seslerini işitmesi, süâl meleklerine cevâb verinciye kadar<br />

işiteceğini gösteriyor. Bundan her zemân işiteceği anlaşılır mı?<br />

Cevâb: Hadîs-i şerîfde, süâllere cevâb verinciye kadar işitir denilmiyor. Süâli işitmesi<br />

ve cevâb vermesi için, meyyit sonra ayrıca diriltilecekdir.<br />

Süâl: Meyyit, yalnız Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” sözlerini işitir.<br />

Bu ise, bir mu’cizedir. Herkesin sözünü işitir demek nasıl doğru olur?<br />

Cevâb: Hadîs-i şerîfde açıkca bildirilen birşeyi sınırlamak için veyâ başka dürlü<br />

anlatmak için, bu şeyin, açıkca bildirildiği gibi olamıyacağını isbât etmek lâzımdır.<br />

Allahü teâlâ, ölüye, kulaksız, sinirsiz, bizim bilmediğimiz bir sûretle işitdirebilir.<br />

Süâl: Fâtır sûresinin yirmiikinci âyetinde meâlen, (Sen ölüye işitdiremezsin. Sen<br />

kabrde olana duyurucu değilsin!) buyuruluyor. Bu âyet-i kerîme karşısında, o hadîs-i<br />

şerîf nasıl doğru olabilir? Hazret-i Ömere “radıyallahü teâlâ anh” verilen cevâbda,<br />

(Dahâ iyi bilici) denilmiş, bizlere ise, yanlışlıkla (Dahâ iyi işitici) şeklinde<br />

gelmiş olabilir. Çünki, ölüler, âhıret işlerini, dirilerden elbette dahâ iyi bilirler.<br />

Cevâb: Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” gibi çok sağlam bir zâtın bildirdiği<br />

bir hadîs-i şerîfde yanlışlık olabileceğini, hiçbir müslimân düşünemez. Bu<br />

âyet-i kerîmede meâlen, (Ölülere sen işitdiremezsin. Senin sesini, Allahü teâlâ işitdirir)<br />

buyuruldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Mekke kâfirlerinin<br />

îmân etmeleri için uğraşıyordu. İnanmadıkları için üzülüyordu. Bu âyet-i kerîme<br />

o zemân gelmişdi. Ölülere işitdiremezsin demek, ölü kalbleri, ya’nî kâfirleri îmâna<br />

kavuşduramazsın demekdir. Kâfirlerin bedenleri kabre, kalbleri de ölüye benzetilmekdedir.<br />

Hadîs-i şerîfler ve din büyüklerinin kitâbları, ölülerin işitdiklerini<br />

ve anladıklarını gösteriyor. Bu haberleri bozan başka bir haber bildirilmedi.)<br />

(Kıyâmet ve Âhıret) kitâbının (Müslimâna Nasîhat) kısmını okuyunuz!<br />

Enfâl sûresinin onyedinci âyetinde meâlen, (Kâfirlere atdığını sen atmadın, onları<br />

Allahü teâlâ atdı) buyuruldu. Bu âyet-i kerîmeyi yanlış anlıyarak, insanın yapdığı<br />

şeyleri, insan yapmıyor demek, insandan birşey istemenin câiz olmıyacağını<br />

sanmak yanlışdır. Böyle olsaydı, ağaç meyve verdi, yemek beni doyurdu, ilâc ağrıyı<br />

durdurdu, taş camı kırdı gibi söz yanlış ve günâh olurdu. Hâlbuki, böyle sözleri<br />

kendileri de söylemekdedir. Bu sözler (Bu şey, bu işin yapılmasına sebeb oldu,<br />

vâsıta oldu) demekdir. Meselâ, taş camı kırmağa sebeb oldu demekdir. Herşeyi<br />

yapan, yaratan, yalnız Allahü teâlâdır. Allahü teâlâdan başka yaratıcı yokdur.<br />

İnsan birşeyi yaratdı demek şirk olur. Çok çirkin söz olur. Fekat Allahü teâlâ, çok<br />

– 478 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!