22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kerre okur ve boynuna asarsa, şifâ bulur. Bir mikdâr suya, (Âyet-el-kürsî) ve<br />

(İhlâs) ve (Mu’avvizeteyn) okumalı. Büyülenmiş kimse bundan üç yudum içmeli,<br />

kalan ile gusl abdesti almalıdır. Şifâ bulur. (İbni Âbidîn)de, hastalık sebebi ile<br />

boşanmakda, (Zerkânî)nin 7.ci cild, 104. cü sahîfesinde ve (Mevâhib-i ledünniyye)<br />

tercemesinde diyorlar ki, (Sidr ağacının yeşil yaprağından yedi adedi iki taş arasında<br />

ezilip su ile karışdırılır. Üzerine Âyet-el-kürsi, İhlâs ve Kul-e’ûzüler okunur.<br />

Üç yudum içip, gusl edilir). Sidr, Lotus denilen yabânî kiraz [Kâzib abanoz] ağacıdır.<br />

(Mekâtîb-i şerîfe)nin doksanaltıncı mektûbunda diyor ki, (Hâcetlere kavuşmak<br />

için, iki rek’at nemâz kılıp, sevâbını (silsile-i aliyye)nin rûhlarına hediyye etmeli,<br />

bunların hurmeti için diyerek düâ etmelidir).<br />

Mevlânâ Muhammed Osmân sâhib “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Fevâid-i Osmâniyye)<br />

kitâbının yüzüçüncü sahîfesi sonunda buyuruyor ki, (Sihr ve cadı, ya’nî büyü<br />

âfetlerinden kurtulmak için, üç kerre Salevât-ı şerîfe okumalı, sonra yedi Fâtiha,<br />

yedi Âyet-el-kürsî, yedi Kâfirûn sûresi, yedi İhlâs-ı şerîf, yedi Felak ve yedi Nâs<br />

sûreleri okuyup kendi üzerine veyâ hasta üzerine üflemelidir. Bunları tekrâr okuyup,<br />

büyülenmiş olanın odasına, yatağına, evin her yerine, bağçesine üflemelidir.<br />

İnşâallahü teâlâ, büyüden halâs olur. [Buna karşılık ücret almamalıdır.] Bütün hastalıklar<br />

için de iyidir. Tarlaya bereket gelmesi için, mahsûlün uşrunu vermeli, sonra<br />

Eshâb-ı Kehfin ismleri dört kâğıda yazılıp, ayrı ayrı sarılıp, tarlanın ayak basmıyan<br />

dört köşesine defn edilmelidir. Sabâh ve yatsı nemâzlarından sonra büyük âlimlerin<br />

[silsile-i aliyyenin] ismlerini, sonra Fâtiha-i şerîfeyi okuyarak rûhlarına gönderip,<br />

onları vesîle ederek yapılan düânın kabûl olduğu tecribe edilmişdir). 148.ci<br />

sahîfesinde ve (Rûh-ul-beyân)da diyor ki, (Eshâb-ı Kehfin ismleri yazılı kâğıdı evinde,<br />

üstünde bulundurmak da, korur. Bereket verir). Roma imperatörlerinden Domityanus<br />

veyâ Dokyanus denilen kimse, çok rezîl, zâlim ve putperest idi. Tanrılığını<br />

i’lân etdi. 95 de öldürüldü. Efsus, ya’nî Tarsus şehrine gelince, yedi genç Îsâ aleyhisselâmın<br />

dînini bırakmayıp, şehrin onbeş kilometre şimâl garbîsinde bir mağarada<br />

saklandılar. Üçyüzdokuz sene devâmlı uyudular. İmperatör Teodos zemânında<br />

uyanıp Aryüsün talebeleri ile konuşdular. Tekrâr uyudular. Teodos putperestliği<br />

yıkdı. Nasrâniyyeti yaydı. Mağaraya gidip Eshâb-ı Kehf ile görüşdü. Düâlarını aldı.<br />

Mağara kapısında bir mescid yapdı. 395 de öldü. Abbâsî halîfelerinin yedincisi<br />

olan Me’mûn, Hârûn Reşîdin oğlu olup, kabri Tarsusdadır. (Eshâb-ı Kehfin<br />

ismleri), Yemlîhâ, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şâzenûş, Kefeştatayyûş<br />

ve köpekleri Kıtmîrdir. Ehl-i Bedrin ismleri ile tevessül, şifâ ve bereket verdiği, Kabânînin<br />

(Esmâ-i Ehl-i Bedr) kitâbında yazılıdır. Bu kitâb Bombayda basılmışdır.<br />

Nazar değmesi hakdır. Ya’nî, göz değmesi doğrudur. Ba’zı kimseler, birşeye bakıp,<br />

beğendiği zemân, gözlerinden çıkan şuâ’ zararlı olup cânlı ve cânsız, herşeyin<br />

bozulmasına sebeb oluyor. Bunun misâlleri çokdur. Fen, belki birgün, bu<br />

şuâ’ları ve te’sîrlerini anlıyabilecekdir. Nazarı değen kimse, hattâ herkes, beğendiği<br />

birşeyi görünce (Mâşâallah) demeli, ondan sonra o şeyi söylemelidir. Önce<br />

Mâşâallah deyince, nazar değmez. Nazar değen veyâ korkan çocuk için, çöp yakıp<br />

etrâfında döndürerek tütsülemek veyâ ergimiş mumu başı üzerinde suya<br />

dökmek [ve kurşun dökmek] câiz olduğu, (Fetâvâ-yı Hindiyye)de yazılıdır. (Fâtiha,<br />

Âyet-el-kürsî ve E’ûzü bi-kelimâtillâhittâmmeti... okumak) hadîs-i şerîfde<br />

emr edildiği (Teshîl) 76.cı sahîfede yazılıdır. (Mevâhib)de ve (Medâric)de diyor<br />

ki, (İmâm-ı Mâlike göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, demirle, tuzla, iplik düğümlemekle<br />

ve mühr-i Süleymânla Rukye yapmak mekrûhdur).<br />

(Rukye), okuyup üflemek veyâ üzerinde taşımak demekdir. Âyet-i kerîme ile ve<br />

Resûlullahdan gelen düâlar ile Rukye yapmağa, (Ta’vîz) denir. Ta’vîz câizdir ve inanan,<br />

güvenen kimseye fâide verir. Ta’vîz yazılı muskayı [muşamba, naylon gibi su<br />

geçirmez şeylere] sarılı olarak cünübün taşıması ve halâya girilmesinin câiz olduğu<br />

(Halebî)de ve (Dürr-ül-muhtâr)da, tahâret bahsi sonunda [s. 119 da] yazılıdır.<br />

– 783 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!