22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

metidir) buyurdu. Bu azâb, Cennetde yüksek dereceye yetişememek acısı olsa gerekdir.<br />

Nitekim, başka biri vefât edince, (Kıyâmetde bunun yüzü, ayın ondördü gibi<br />

parlar. Eğer, yazlık elbisesini kışdan ve kışlığı yazdan hâzırlamasaydı, güneş gibi<br />

parlardı), buyurdu. Bir kerre de, (Size en az verilen şey, yakîn ve sabrdır) buyurdu.<br />

Ya’nî, elbiseyi, bir yıl önce hâzırlamak, yakînin az olmasındandır. Fekat,<br />

bütün büyükler, söz birliği ile buyuruyor ki, su kabları, su te’sîsâtı, sofra takımı,<br />

dikiş, temizlik vâsıtaları, ya’nî bir evde her zemân lâzım olan şeyleri saklamak câizdir<br />

ve lâzımdır ve tevekkülü bozmaz. Çünki, Allahü teâlâ, bu dünyâyı öyle yaratmışdır<br />

ki, gıdâ ve giyim eşyâsı her sene, tâze olarak husûle gelmekdedir. Allahü<br />

teâlânın âdetine uymamak câiz değildir. Fekat ev eşyâsı, her lâzım olduğu zemân<br />

ele geçmiyebilir.<br />

FASL: Bir kimse, gıdâsını ve elbisesini saklamayınca, kalbi râhat etmez, başkalarının<br />

getirmesini beklerse, böyle kimsenin saklaması, dahâ iyidir. Hattâ tarlası,<br />

tezgâhı, herhangi bir geliri olmayınca düşüncesiz, sıkıntısız ibâdet, zikr yapamıyan<br />

kimsenin, bir gelir edinmesi dahâ iyidir. Çünki, asl maksad, kalbin râhat, üzüntüsüz,<br />

Allahü teâlâyı düşünmesidir. Ba’zılarını, mal meşgûl eder. Malının hesâbını<br />

yapmakdan, râhat ibâdet edemez. Malı olmayınca düşüncesi, sıkıntısı kalmaz.<br />

Böyle kimselerin malı olmaması hayrlıdır. Ba’zıları da, geçinecek kadar malı<br />

olunca râhat eder. Bunların, geçinecek kadar gelir edinmesi dahâ iyidir. Fekat, geçinecek<br />

kadar mal ile râhat etmeyip, dahâ çoğu peşinde koşan, süs, keyf ve zevklerini<br />

düşünen kalbler, müslimânlığa bağlı olan kalblerden değildir. Bunları hesâba<br />

katmıyoruz.<br />

3 — Zararlardan sakınmakda tevekkül:<br />

İnsanı zarardan koruyan sebebler arasında da, te’sîri kat’î olan veyâ te’sîr ihtimâli<br />

çok olan sebebleri bırakmak, tevekkülün şartı değildir. Hırsız girmesin diye,<br />

evin kapısını kapamak, kilitlemek, tevekkülü bozmaz. Tehlükeli yerde silâh taşımak,<br />

düşmandan sakınmak da, tevekküle zararlı değildir. Üşümemek için fazla giyinmek<br />

de, tevekkülü bozmaz. Fekat, vücûdün ısınması için fazla kalori hâsıl olmak<br />

için, çok yimekle kışın ısınmak gibi ince düşünmek, böyle sebeblere baş vurmak,<br />

tevekkülü bozar. [Hasta olmamak için, sağlam insanı ateşle] dağlamak ve efsûn<br />

yapmak da böyledir. [Doktorun hastayı dağlaması câizdir.] Tevekkül etmek<br />

için, te’sîri kat’î olan ve herkesce bilinen sebebleri bırakmak lâzım değildir. Birgün,<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin yanına bir köylü geldi.<br />

(Deveni ne yapdın?) buyurdu. (Allaha tevekkül edip, kendi hâline bırakdım) deyince,<br />

(Bağla ve sonra tevekkül et!) buyurdu.<br />

Bir insandan gelen zararı önlemeyip buna sabr etmek, tevekküldür ve iyidir. Sûre-i<br />

Ahzâbda, (Kâfirlerin ve münâfıkların zararlarına, işkencelerine karşılıkda bulunma!<br />

Ben onların cezâsını veririm. Onlardan korunmak, kurtulmak için Allahü<br />

teâlâya tevekkül et!) meâlindeki 48.ci âyet-i kerîmesi ve sûre-i İbrâhîmde, (Yapdıkları<br />

işkencelere sabr ederiz. Tevekkül ediciler, yalnız Allahü teâlâya tevekkül<br />

etmelidir) meâlindeki 12.ci âyet-i kerîmesi bunu bildiriyorlar.<br />

Akreb, yılan, yırtıcı hayvânların zarar vermesini önlemek lâzımdır. Tevekkülü<br />

bozmaz. [Mikropların hastalık yapmasına sabr etmemeli, bunları her sûretle men’<br />

etmelidir. Mikroplu hastalığa yakalanınca, antiseptik ilâcları, antibiyotikleri, (penicilin<br />

ve benzerleri) kullanmalıdır.]<br />

Düşmandan sakınmak için silâh taşıyan bir kimse, kuvvetine ve silâhına güvenmezse,<br />

tevekkül etmiş olur. Kapıyı kilidlemelidir. Fekat kilide güvenmemelidir. Nitekim,<br />

hırsızlar, çok kilidleri kırmışdır. Tevekkül edenin alâmeti şudur ki, evine<br />

gelip, eşyânın çalındığını görünce üzülmez. Allahü teâlâ, böyle takdîr etmiş deyip,<br />

kazâya râzı olur. Kapıya kilid takarken, (Yâ Rabbî! Bu kilidi, senin kazânı değişdirmek<br />

için değil, senin emrine, âdetine uymak için takıyorum. Yâ Rabbî! Eğer ma-<br />

– 690 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!