22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

70 — CEMÂ’AT İLE NEMÂZ<br />

Câmi’e sağ ayak ile girilir. Câmi’den çıkarken, önce sol ayak ile çıkılır. (Uyûnül-besâir)de<br />

diyor ki, (Câmi’e girerken, girmeden evvel, önce sol, sonra sağ ayakkabı<br />

çıkarılır. Bundan sonra, önce sağ ayakla câmi’e girilir. Önce sol ayakla çıkdıkdan<br />

sonra [veyâ çıkmadan evvel], önce sağ ayakkabı giyilir). (Hadîka)da, el ve ayak<br />

âfetlerinde diyor ki, (İmâm-ı Nevevî Müslim şerhinde buyuruyor ki, mubârek, şerefli<br />

ve temiz işleri yaparken sağdan başlamak müstehabdır. Ayakkabı, don, gömlek<br />

giyerken, baş traş ederken ve tararken, bıyık kırkarken, misvâk kullanırken, tırnak<br />

keserken, el, ayak yıkarken, mescide, (müslimânın evine) ve odasına girerken,<br />

halâdan çıkarken, sadaka verirken, yemek yirken, su içerken sağdan başlanır.<br />

Bunların zıddı olanları yaparken, meselâ ayakkabı, çorab, elbise çıkarırken, câmi’den<br />

ve müslimânın evinden, odasından çıkarken, halâya girerken, sümkürürken,<br />

tahâretlenirken soldan başlamak müstehabdır. Bunları tersine yapmak, tenzîhî<br />

mekrûh olur. Çünki heyetde, şeklde olan sünneti terk etmek olur.) [Bulunduğu yerin<br />

âdetine uymak için sakalı kazımak da böyledir. 249.cu sahîfeye bakınız!]<br />

İbni Âbidîn “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki, (İki cins imâmlık vardır.<br />

Evvelâ (İmâmet-i kübrâ)yı bildireceğiz.) Üçüncü cildde bâgîleri anlatırken, üçyüzonuncu<br />

sahîfede de bildirilecekdir. Abdülganî Nablüsînin “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyh” (El-Hadîkat-ün-nediyye) kitâbının yüzkırküçüncü ve ikiyüzdoksandördüncü<br />

ve üçyüzellibirinci sahîfelerinde de yazılıdır. İmâmlığın ikincisi (İmâmet-i<br />

sugrâ)dır ki, farz nemâzı kıldırmak için imâm olmakdır. Beş vakt nemâzın farzlarını<br />

cemâ’at ile kılmak, erkeklere hanefî, şâfi’î ve mâlikîde sünnetdir. Cum’a ve bayram<br />

nemâzlarında ise şartdır. Nâfile nemâzları cemâ’at ile kılmak mekrûhdur. Beş<br />

vakt nemâzda, bir kişi de cemâ’at olarak yetişir. Kırâeti güzel olan imâm olur, ya’nî<br />

Kur’ân-ı kerîmin harflerini tanıyan, tecvîd ile okumasını bilen olur. Sesi güzel ve<br />

tegannî ile okuyan değil! Fâsıkın imâm olması mekrûhdur. Çok âlim olsa bile, ona<br />

uymak tahrîmen mekrûhdur. Hadîs-i şerîfde, (Müttekî bir âlim ile nemâz kılan, bir<br />

Peygamber ile kılmış gibidir) buyuruldu.<br />

(Uyûn-ül-besâir) kitâbının yüzotuzbeşinci sahîfesinde buyuruyor ki, ([Özrlü<br />

olmadığı hâlde] câmi’e gitmeyip, evinde âilesi ile cemâ’at yapan kimse, câmi’deki<br />

cemâ’atin sevâbına kavuşamaz. Ya’nî, câmi’e mahsûs olan, fazla sevâba kavuşamaz.<br />

Yoksa, evde cemâ’at ile kılınca da, cemâ’at sevâbına, ya’nî yirmiyedi kat sevâba kavuşur.<br />

Şunu da bildirelim ki, iki cemâ’at de, şartlara, sünnetlere uygun olduğu zemân<br />

böyledir. Evdeki cemâ’at dahâ uygun ise, evde kılmak lâzımdır). (Halebî-i kebîr)in<br />

dörtyüziki, altıyüzonüç ve altıyüzondokuzuncu sahîfelerinde de yazılıdır.<br />

[Görülüyor ki, nemâzın şartlarına ehemmiyyet vermiyen imâmların arkasında nemâz<br />

kılmamalıdır. Bunların nemâzı sahîh olmaz. Günâh işlediği hâlde, meselâ içki<br />

içdiği, fâiz yidiği, kadınlara, kızlara bakdığı, kumar oynadığı hâlde, abdestin, nemâzın<br />

farzlarını bilen ve ehemmiyyet veren imâm arkasında kılmak câiz olsa da, mekrûhdur.<br />

Ebüssü’ûd efendi fetvâsında buyuruyor ki, (Sâlih ve fâcir arkasında nemâz<br />

kılınız!) hadîs-i şerîfi, câmi’ imâmları için değil, Cum’a kıldıran emîrler, vâlîler içindir.<br />

Bunlara uymak ve itâ’at etmek içindir. Günâh işlediği bilinen imâmların arkasında<br />

nemâz kılmamalıdır. İmâmlık şartları bulunmıyan, Kur’ân-ı kerîmi tegannî ile<br />

okuyan imâma uymamalıdır. Dînine bağlı imâmın mescidine gitmelidir. Her nemâz<br />

için, câmi’e gitmeli, fâsık, câhil, mezhebsiz, dinde reformcu olduğu bilinen<br />

imâma rastlanınca, ona uymamalıdır. Böyle imâm var zan etmekle, câmi’i terk etmemelidir.<br />

Molla Murâd kütübhânesi, [1114] numaralı, Ebüssü’ûd efendi fetvâsında buyuruyor<br />

ki, (Harâm yiyen, fâiz alan imâmı azl etmek vâcibdir. Kur’ân-ı kerîmi tecvîd<br />

üzere okumasını bilmek farzdır. Tecvîdi bilmiyen, mehâric-i hurûfu gözetemez.<br />

Harflerin ağızdaki yerlerini gözetemiyen bir kimsenin okuduğu Kur’ân-ı kerîm ve<br />

kıldığı nemâz sahîh olmaz). İkinci kısmda birinci maddeye bakınız! İmâmlık şartla-<br />

– 248 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!