22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

71 — 61. ci MEKTÛB<br />

Büyük âlim Abdüllah-i Dehlevînin “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” (Mekâtib-i<br />

şerîfe) kitâbındaki altmışbirinci mektûb, hâce Hasen Mevdûda yazılmış olup,<br />

aşağıdadır:<br />

Üstünlüğünü gösteren kelimeleri yazmağa lüzûm olmıyan kıymetli hâce Hasen<br />

Sâhibin [Vahdet-i vücûdü bildiren] yazılarının hepsi doğru, akla uygun, lüzûmlu<br />

ve büyüklerin kabûl edeceği, kıymetli bilgilerdir. Evliyâ-yı kirâmın “rahmetullahi<br />

aleyhim” beğendikleri şeylerdir. O büyükler şiddetli sıkıntılar çekerek, canlarını<br />

tehlükelere atarak bu hâllere kavuşdular. Tevhîdin sırları, çok zikr ve murâkabe<br />

yaparak ve aşırı muhabbetden ortaya çıkmakdadırlar. Tevhîd hâllerini böyle<br />

açık yazmanız, bu fakîri çok sevindirdi. Allahü teâlâ sizi mubârek eylesin! Bu<br />

hizmetinize, iyi karşılıklar ihsân eylesin! Bu konuda bildiğimi yazmazsam, hakkınızı<br />

ödememiş olurum. Eğer yazarsam, büyük bir zâta karşı saygısızlık yapmış olurum.<br />

Büyüklerimiz, ihlâs ile olan süâllere cevâb vermeği emr buyurmuşlardır.<br />

Emre uymak, edebi gözetmekden önce gelir. Onun için yazıyorum. (Müceddidiyye)<br />

büyükleri, [ya’nî, imâm-ı Rabbânî talebelerinden tâ bu zemâna kadar gelenler]<br />

buyurdular ki, murâkabe ve zikr ederken, keyfiyyetlerin, hâllerin ve nûrların<br />

hâsıl olmasına (İlm-ül-yakîn) denir. Hadîs-i şerîfde bildirilen (İhsân) mertebesinden<br />

bir ışıkın kalbde parlamasına, (Ayn-ül-yakîn) denir. Allahü teâlânın ahlâkı ile<br />

huylanmağa da (Hakk-ul-yakîn) dediler. Zikr ederken, bunun ma’nâsını düşünmek<br />

lâzımdır. Bu ma’nâ insanın şu’ûrunu kaplayınca, kalb nûrlanır. Bu ma’nâ hâsıl<br />

oldu sanılır. Hak teâlâ ile ittihâd, birlik varmış görülür. Kıymetli efendim!<br />

Büyüklerin bu sözlerine kim karşı gelebilir? Ruzbehân-ı Baklî ve molla Aliyy-ülkârî,<br />

bu ma’rifeti red etmekde inâd etdiler. Bu fakîr, onlara cevâb olarak yazdım<br />

ki, Mecnûn-i Âmirî, Leylâya olan aşırı aşkından dolayı, yimez içmez oldu. Herşeyden<br />

yüzçevirdi. Leylâ adını dilinden düşürmedi. Sonra da Leylâyım demeğe başladı.<br />

Herşeyi Leylâ gördü. Çok riyâzetler [sıkıntılar] çekerek, nefs tasfiye bulunca,<br />

bedenin maddî özellikleri, te’sîrleri kalmaz, rûh hâline girer. Çok zikr edince,<br />

bunun ma’nâsı kendini kaplarsa, kendisini tenzîh mertebesi ile de birleşmiş görür.<br />

Hüseyn bin Mensûr “rahimehullah”, [böyle görünce], (enel-Hak) [ben Hakkım]<br />

dedi. Biz zevallılar, bu ince ma’rifet üzerinde duramayız. (Ben, mimsiz Ahmedim)<br />

[ya’nî Ehadim] ve (Ben, aynsız arabım) [ya’nî, ben Rabbim] gibi sözler, hadîs değildir.<br />

Tevhîd mertebesinde olanlara uyanların uydurdukları sözlerdir “Allahü teâlâ<br />

hepsini afv eylesin!”. (Nehc-ül-belâga) kitâbındaki, hazret-i Alînin hutbeleri<br />

denilerek yazılmış olanlar da doğru değildir.<br />

[(Nehc-ül-belâga) kitâbını Radî isminde bir şî’î yazmış olduğunu islâm âlimleri<br />

sözbirliği ile bildirdiler. Hindistân âlimlerinden Abdül’Azîz-i Dehlevî “rahmetullahi<br />

teâlâ aleyh”, (Tuhfe-i isnâ aşeriyye) adındaki büyük kitâbında, bu kitâbı<br />

yazan Radînin yehûdî olduğunu uzun yazmakdadır. Hindistânda Rampur şehrinde,<br />

İmtiyâz Alî Arşî isminde bir şî’î 1389 [m. 1969] senesinde, (İstinâd) isminde<br />

kitâb yazarak, Nehc-ül-belâganın doğru olduğunu isbâta kalkışmış ise de, vesîka<br />

olarak ileri sürdükleri, Abdüh gibi masonlar ve belli şî’îlerdir. İstinâdın,<br />

1393 [m. 1973] de Tahranda ikinci baskısı yapılarak islâm memleketlerine dağıtılmakda,<br />

(Sünnî) olan gençler aldatılmağa çalışılmakdadır. İmâm-ı Zehebî ve İbni<br />

Hacer-i Askalânî gibi derin islâm âlimlerinin, (Bu kitâbı, şî’î Radî yazmışdır) dediklerini,<br />

İstinâd kitâbı da önsözünde yazıyor. Bu üç büyük âlimin her sözü huccetdir,<br />

sağlam vesîkadır. (Nehc-ül-belâga)nın bozuk olduğunu göstermek için,<br />

başka şâhid aramağa lüzûm yokdur. Müslimânlar böyle bozuk, şübheli kitâbları<br />

okumamalıdır. (Buhârî) ve (Müslim) ve benzerleri sağlam hadîs kitâblarını ve bunların<br />

şerhlerini [açıklamalarını] okumalıdır].<br />

(Tevhîd-i vücûdî)nin sırları, riyâzet çekenlerin ve muhabbet deryâsına dalmış<br />

– 765 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!