22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kalınızı uzatınız!) hadîs-i şerîfi, bir tutamdan fazla uzatınız demek değildir. Sakalı<br />

bir tutamdan kısa yapmayın veyâ temâmen kazımayın demekdir. Çünki, bu hadîsi<br />

haber veren Abdüllah ibni Ömer “radıyallahü anhümâ”, sakalının bir tutamdan<br />

fazlasını keserdi. Sakalın bir tutamdan kısa olmasına hiçbir âlim mubâh demedi.<br />

Sakal kazımak, ateşe tapanların ve Hind yehûdîlerinin âdetidir. Kâfirlere teşebbüh<br />

harâmdır). Görülüyor ki, âlimler sakal bırakmanın sünnet olduğunu bildiriyor.<br />

Vâcib diyenler, Cumhûra karşı gelmiş oluyorlar. Kâfirlere veyâ kadınlara benzemek<br />

için sakalı bir tutamdan kısa yapmak veyâ temâmen kazımak harâmdır. Benzemek<br />

niyyeti olmayıp, memleketin âdetine uymak için olursa, mekrûh olur. Kısa<br />

sakala sünnet demek bid’at olur. Sünnete ehemmiyyet vermezse, kâfir olur. Sünneti<br />

özr ile terk etmek câiz, hattâ lâzım olduğu kitâblarda yazılıdır].<br />

İbni Âbidîn, yetmişbir ve üçyüzondokuz ve dörtyüzotuzüç ve dörtyüzelliüçüncü<br />

sahîfelerde buyuruyor ki, (Nemâzların sünnetlerine ehemmiyyet, kıymet verip, tenbellikle,<br />

özrsüz ve çok zemân terk eden, azarlanır. Fekat şefâ’atden mahrûm kalmaz).<br />

(Öğleden önce olan sünneti terk eden, şefâ’atime kavuşamaz) hadîs-i şerîfi, özrsüz<br />

ve isrâr ile terk eden kimse, bu nemâz için olan ve derecenin yükselmesine yarayan<br />

şefâ’atime kavuşamaz demekdir. Özr ile terk etmenin, buna mâni’ olmıyacağı, (İbni<br />

Âbidîn)de ve (İmdâd)ın (Tahtâvî) hâşiyesinin ikiyüzüçüncü sahîfesinde yazılıdır.<br />

Zâten, sünnetleri kazâ niyyeti ile kılınca, sünnet terk edilmiş olmaz. Sünnet olan nemâz,<br />

farzdan başka kılınan nemâz demek olduğu, 281.ci sahîfe sonunda yazılıdır.<br />

(İbni Âbidîn) üçyüzdoksanaltıncı sahîfede ve (Mecma’ül-enhür)de yüzonikinci<br />

sahîfede diyor ki, (Nâfile kılan kimse, farz kılan imâma uyduğu zemân, üçüncü<br />

ve dördüncü rek’atlerde zamm-ı sûre okuması farz olmaz. Nâfile olur. Çünki,<br />

bu nemâzı, farz şeklini almışdır). Sünnet yerine kazâ kılarken de, üçüncü ve<br />

dördüncü rek’atlerde zamm-ı sûre okumanın farz olmıyacağı anlaşılmakdadır.<br />

(Uyûn-ül-besâir) yüzüçüncü sahîfesinde diyor ki, ((Tâtârhâniyye)de, kazâya kalmış<br />

nemâzı olup olmadığını bilemiyen kimsenin öğle, ikindi ve yatsının sünnetlerinde<br />

zamm-ı sûre okuması dahâ iyi olur buyuruldu. Bundan maksad, sünnetlere<br />

kazâ niyyet etmesi ve zamm-ı sûre okuması dahâ iyi olur demekdir).<br />

Farzları kılarken sünnetler yerine kazâ kılmak câiz olduğuna, Trablus fetvâ emîni<br />

fazîletli Râmiz-ül-mülk hazretlerinin fetvâ verdiği Beyrutda çıkan (Eşşihâb) mecmû’asının<br />

14 Zilka’de 1388 [m. 1969] sayısında uzun yazılıdır.<br />

75 — İKİNCİ CİLD, 20. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, mevlânâ Tâhir Bedahşîye yazılmış olup, nemâzın üstünlüklerini ve<br />

erkânını, şartlarını, edebleri ve ta’dîl-i erkânını bildirmekdedir:<br />

Allahü teâlâya hamdü senâ olsun! Onun sevdiği, iyi insanlara selâmetler olsun!<br />

Cunpurdan gönderdiğiniz mektûb geldi. Râhatsız olduğunuzu okuyunca üzüldük.<br />

Sıhhat haberini bekliyoruz. Bu tarafa gelenlerle sıhhat haberinizi bildiren mektûbu<br />

gönderiniz! Hâsıl olan hâlleri de yazınız! Ey sevgili kardeşim! Bu dünyâ, çalışmak<br />

yeridir. Ücret alınacak yer, âhıretdir. Sâlih amelleri yapmağa uğraşınız! Bu<br />

amellerin en fâidelisi ve ibâdetlerin en üstünü, nemâz kılmakdır. Nemâz, dînin direğidir.<br />

Mü’minin mi’râcıdır. O hâlde, onu iyi kılmağa gayret etmelidir. Erkânını<br />

[ya’nî farzlarını] ve şartlarını ve sünnetlerini ve edeblerini, istenildiği ve lâyık olduğu<br />

gibi yapmalıdır. Nemâzda tumânînete [ya’nî rükü’ ve secdelerde ve kavmede<br />

ve celsede, bütün a’zânın hareketsiz kalmasına] ve ta’dîl-i erkâna [ya’nî, bu dört<br />

yerde sükûn ve tumânînet buldukdan sonra, bir mikdâr durmağa], dikkat etmelidir.<br />

Çok kimse bunlara dikkat etmeyip nemâzlarını elden kaçırıyor. Tumânîneti ve<br />

ta’dîl-i erkânı yapmıyorlar. Bunlara azâblar ve tehdîdler bildirilmişdir. Nemâz, doğru<br />

kılınınca, kurtuluş ümmîdi çoğalır. Çünki, dînin direği dikilmiş olur. Se’âdet-i<br />

ebediyyeye uçmak için tayyâre elde edilmiş olur.<br />

– 287 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!