22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zûm yokdur. Bir kâmil ve mükemmilin sohbetinde kemâle geldikden sonra, feyzi<br />

asldan alıp ilerlerler. İkinci yol, (Vilâyet yolu)dur. Kutblar, Evtâd, Nücebâ, Büdelâ<br />

ve bütün Evliyâ bu yoldan vâsıl olmuşdur. Bu yola, (Sülûk yolu) da denir. Bu<br />

yolda, vâsıta, aracı lâzımdır. Her iki yolun reîsi ve rehberi Resûlullahdır. Vilâyet<br />

yolunun imâmı, feyz kaynağı, hazret-i Alîdir. Bu yolda, Resûlullah onu vekîl etmişdir.<br />

Hazret-i Fâtıma ve Hasen ile Hüseyn onunla ortakdırlar. Bu yolda gidenlerin<br />

hepsine feyz ve hidâyet, hazret-i Alînin aracılığı ile gelir. Ondan sonra hazret-i<br />

Hasen ve Hüseyn bu vazîfeyi teslîm aldı. Bunlardan sonra, sıra ile, oniki imâmın<br />

evlâdına verildi. Sonları olan Muhammed Mehdîden sonra, başkasına verilmedi.<br />

Bütün Evliyâya feyz ve hidâyet bunlardan gelmeğe devâm etdi. Abdülkâdir-i<br />

Geylânî kemâle gelince, bu mansıb, ona verildi. Bundan sonra da, kimseye verilmediği<br />

keşf ve müşâhede ile anlaşılmakdadır. Vefâtından sonra da, kıyâmete kadar,<br />

herkese, feyz, rüşd ve hidâyet, onun rûhâniyyetinden gelmekdedir. Her asrda<br />

gelen müceddidler, onun vekîlleridir. İmâm-ı Rabbânî (Nübüvvet yolu) ile<br />

vâsıl olduğundan, vâsıtaya ihtiyâcları yokdur. Ebû Bekr-i Sıddîk, nübüvvet yolunda<br />

Resûlullahın vekîlidir. 50, 60, 66, 90, 91, 120, 278, 281, 357, 456, 458, 509, 511,<br />

766, 771, 909, 919, 922, 929, 958, 1016, 1061, 1164, 1169, 1171, 1180, 1181, 1193.<br />

21 — ABDÜLKERÎM “radıyallahü anh”: Eshâb-ı kirâmdandır. Mu’âviye<br />

“radıyallahü anh”ın İstanbulu feth etmek için, gönderdiği askerler arasında iken<br />

hastalanarak, Akyazı ile Pazarköy arasında vefât etmişdir.<br />

22 — ABDÜLKERÎM-İ RÂFİ’Î “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Babası Muhammeddir.<br />

623 [m. 1226] de Kazvinde vefât etdi. Şâfi’î âlimlerindendir. (Muharrer)<br />

adındaki fıkh kitâbı meşhûrdur. Bunu birçok âlimler şerh etmişdir. İmâm-ı Nevevînin<br />

(Minhâc) adındaki muhtasarı çok kıymetlidir. (Minhâc)ı da şerh etmişlerdir.<br />

Bunların en kıymetlisi İbni Hacer-i Mekkînin (Tuhfe-tül-muhtâc) adındaki şerhıdir.<br />

Dört cilddir. 415, 1156.<br />

23 — ABDÜLKUDDÜS: Babası Abdüllahdır. Muhammed bin Muhammed Ârif<br />

Çeştînin ve Derviş Muhammed Sühreverdînin halîfesi, imâm-ı Rabbânînin babası<br />

Abdül-Ehad hazretlerinin üstâdı idi. Çok kitâbı vardır. Bunlardan (Envârül-uyûn)<br />

meşhûrdur. Buyururdu ki, (Hataralar, vesveseler iki dürlüdür: Birincisi, ibtilâ ve<br />

imtihân için gelir. Bunlara günâh, cezâ olmaz. Yükselmeğe sebeb olurlar. İkincisi,<br />

sonsuz felâkete sebeb olur.) Oğlu ve halîfesi Rükneddîne yazdığı mektûbda buyuruyor<br />

ki, (Vaktin kıymetini bil! Gece gündüz ilm öğrenmeğe çalış! Her zemân<br />

abdestli bulun! Beş vakt nemâzı, sünnetleri ile ve ta’dîl-i erkân ile, huzûr ve huşû’<br />

ile ve dînin sâhibinin bildirdiği gibi kılmağa çalış! Bunları yapınca, dünyâda ve<br />

âhıretde, sayısız ni’metlere kavuşursun. İlm öğrenmek, ibâdet yapmak içindir. Kıyâmet<br />

günü, işden sorulacak, çok ilm öğrendin mi diye sorulmıyacakdır. İş ve ibâdet<br />

de, ihlâs elde etmek içindir. İhlâs da, hakîkî ma’bûd ve kaydsız, şartsız var olan<br />

sevgiliyi sevmek içindir.) 944 [m. 1538] de, Hindistânda, Kenküh şehrinde vefât etdi.<br />

Hâcı Abdülvehhâb-ı Buhârî bir tefsîr yazmışdı. Abdülkuddüs hazretlerine<br />

gönderdi. Bir yerini açınca, Ehl-i beytin temizliğini bildirirken, (Fâtıma son nefesinden<br />

emîn idi. Onun sonu, elbette hayrlı idi) yazılmış gördü. Bunun kenârına, (Bu<br />

yazı, Ehl-i sünnet mezhebine uygun değildir) yazıp geri gönderdi. Abdülkuddüsün<br />

yazısının doğru olduğu anlaşıldı. Hâl tercemesi, 1036 da te’lîf ve 1336 da tab’<br />

edilen fârisî (Siyer-ül-aktâb) kitâbında yazılıdır. 1060, 1163.<br />

24 — ABDÜLLAH “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Resûlullahın Hadîce-tül-kübrâdan<br />

olan son çocuğudur. Nübüvvetden sonra tevellüd edip, memede iken vefât<br />

etdi. Tayyib ve Tâhir de denilir. Abdüllah vefât edince, Âs bin Vâil (Muhammed<br />

ebter oldu) ya’nî soyu kesildi dedi. (İnnâ a’taynâ) sûresi gelerek, Âs kâfirine Allahü<br />

teâlâ cevâb verdi.<br />

25 — ABDÜLLAH AĞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Üçüncü Murâd hânın bostancı<br />

başıdır. 1000 [m. 1591] de Kısıklı câmi’ini yapdırdı. Beğlerbeğinde ıstavroz<br />

– 1064 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!