22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

(İbni Âbidîn) buyuruyor ki: (Meyvenin ve ekinin uşru, İmâm-ı a’zama ve<br />

imâm-ı Züfere göre, bitki üzerinde meydâna geldikleri ve çürümekden emîn oldukları<br />

zemân farz olur. Toplanacak hâle gelmese de, fâidelenecek, yinecek hâle<br />

gelince uşrunu vermek farz olur. İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre olgunlaşınca, toplamadan<br />

önce farz olur. İmâm-ı Muhammede göre ise, hasâddan sonra, ya’nî hepsini<br />

toplayınca farz olur. Hasâddan önce, yerinden koparıp yimesi veyâ başkasına<br />

yidirmesi câizdir. Fekat, İmâm-ı a’zama göre, bunun uşrunu da sonra verir. İki<br />

imâma göre, bunun uşrunu vermesi lâzım olmaz. Fekat, mahsûlün beş vesk olması<br />

için, bu da hesâba katılır. Olgunlaşdıkdan sonra koparmış ise, imâm-ı Muhammede<br />

göre, yine uşrunu vermek lâzım olmaz. Hepsini topladıkdan sonra telef<br />

olanın ve çalınanın uşrunu vermek lâzım olmaz). Fakîr olanlar, uşrlarını iki imâma<br />

göre hesâb edip verir. Zenginler, İmâm-ı a’zama göre vermelidir.<br />

(İmâd-ül-islâm) kitâbı, ikiyüzyirmibeşinci sahîfede diyor ki, (Çift sürmekle<br />

hâsıl olsun, bağdan hâsıl olsun, mahsûlün onda birini fakîr müslimâna vermeden<br />

önce yimek harâmdır. Eğer ölçü ile çıkarıp, ölçü ile yidikden sonra, yidiğinin de<br />

uşrunu hesâb edip verirse, önce yimiş olduğu halâl olur.<br />

On kile buğday alan, bir kilesini müslimân fakîre vermezse, yalnız o bir kilesi<br />

değil, on kilenin hepsi harâm olur. Sâhibinin rızâsı yok iken, onun yerini ekip mahsûl<br />

alan kimseye, elde etdiği mahsûlden yalnız masrafı, sermâyesi kadarı halâl olup,<br />

fazlası harâm olur. Fazlasını fakîrlere sadaka vermesi lâzımdır).<br />

İmâm-ı Ebû Yûsüf ile imâm-ı Muhammede göre uşr vermek için, toprakdan çıkan<br />

mahsûlün, bir sene dayanıklı olması ve mikdârının beş veskden çok olması lâzımdır.<br />

Vesk, bir deve yükü demek olup, altmış sâ’ alan bir hacm ölçeğidir. Altmış<br />

sâ’, ikiyüzelli litre olur. Buna göre, iki imâm, uşr için binikiyüzelli litre nisâb<br />

olduğunu bildirmekdedir. Fekat fetvâ İmâm-ı a’zamın ictihâdına göre verilmişdir.<br />

İbni Âbidîn, üçüncü cild ikiyüzellidördüncü sahîfede diyor ki, (Bir şehr halkı kendiliğinden<br />

müslimân olur veyâ müslimânlar, şehri zor ile alıp, erâzînin beşde biri<br />

ayrılıp, geri kalan askere veyâ başka müslimânlara verilirse, böyle yerler, alanların<br />

mülkü olur. Mahsûlünden uşr vermeleri farz olur. Zor ile alınıp da, kâfirlere<br />

bırakılan veyâ sulh ile alınıp, kâfirlerin olan toprakdan uşr alınmaz, (Harâc) alınır.<br />

[Harâc ile uşrun masrafları, ya’nî kullanıldıkları yerler başkadır.] Basradan başka<br />

Irâk, Suriye ve Mısr topraklarından harâc alınır). İkinci cild, elliikinci sahîfede<br />

buyuruyor ki, (Harâclı toprağı, sâhibi, mü’mine dahî vakf ederse veyâ satarsa,<br />

mahsûlden yine harâc verilir). (Mecmû’a-i cedîde)de diyor ki, (Bir zimmî, mülkünü<br />

vakf edip, kirâlarının müslimân fakîrlerine verilmesini şart etmesi câiz olur).<br />

Şerhin üçüncü cild, ikiyüzellibeşinci sahîfesinde, (Kâfir ölünce vârisleri yine harâc<br />

verir. Vâris kalmazsa, beyt-ül-mâlın olup, harâc sâkıt olur, ya’nî verilmez. Hükûmet,<br />

bu mîrî toprağı satar veyâ vakf ederse, harâc vermez, mahsûlden uşr verir).<br />

Anadolu topraklarının çoğu, bu yoldan, uşrlu olmuşdur. İkinci cild, ellinci sahîfede<br />

de böyle yazmakdadır. İkinci cild, kırkdokuzuncu sahîfede buyuruyor ki, (Bir<br />

kimse, kendi uşrlu toprağını vakf ederse, bu toprağı işleten, uşr verir). Ellibeşinci<br />

sahîfede diyor ki, (Beyt-ül-mâl toprağını, hükûmet kirâya verirse, her sene alınan<br />

kirâ harâc yerine geçer. Ayrıca uşr da alınmaz. Çünki, harâc alınan yerden uşr<br />

alınmaz). Bir kimse, uşrlu toprağını kirâya verirse, mahsûlün uşrunu, İmâm-ı<br />

a’zama göre, mal sâhibi verir. Kirâ ücreti yüksek olan yerlerde, böyle fetvâ verilir.<br />

İki imâma göre, kirâcı verir. Kirâ az olan yerlerde, böyle fetvâ verilir. Beyt-ülmâlın<br />

toprağını, devlet reîsinden başka kimse satamaz. Harâclı toprak sâhibi<br />

müslimân olsa veyâ bu toprağı vakf etse, yine harâcı verilir. Uşrlu bir toprağı, zimmî,<br />

ya’nî gayr-i müslim satın alsa, bu toprak harâclı olur. Üçüncü cild, ikiyüzaltmışbeşinci<br />

sahîfede buyuruyor ki, (Devlet reîsi harâcı, toprağın sâhibi müslimâna<br />

bağışlarsa, beyt-ül-mâldan hakkı varsa, kendi kullanır. Yoksa, hakkı olana<br />

verir. Uşru bağışlarsa, câiz olmaz. Hükûmetin kaldırması ile uşr afv olmaz. Top-<br />

– 304 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!