22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cevâb: Bunlar nass ile farzdır. Farzlar herkes içindir. Ba’zı kimselere mahsûs değildir.<br />

Farzları yapmakda, Peygamberler, Evliyâ, âlimler ve câhiller müsâvîdir.<br />

Tekrâr söyliyelim ki, Cehennemden kurtulmak ve se’âdet-i ebediyyeye kavuşmak,<br />

Peygamberlere tâbi’ olmağa bağlıdır. Evliyânın vilâyetden, muhabbetden, ma’rifetden<br />

ve kurb-i ilâhîden ellerine her ne geçerse, bunları Peygamberlere tâbi’ ve tufeyl<br />

olmak sâyesinde kazanırlar. Bu yolun gayrısı dalâlet yoludur, şeytânların yoludur.<br />

Abdüllah ibni Mes’ûd “radıyallahü anh”, buyuruyor ki, birgün Peygamber “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” bize bir doğru çizgi çizdi ve (Bu, insanı Allahü teâlânın rızâsına<br />

kavuşduran doğru yoldur) buyurdu. Sonra, bu hattın iki tarafına, balık kılçığı<br />

gibi, eğik çizgiler çizip, (Bunlar da, şeytânların sapdırdığı yollardır) buyurdu. O hâlde,<br />

bir kimse, Peygamberlere tâbi’ olmadan, doğru yolda yürümek isterse, muhakkak<br />

iğri yola sapar. Eğer eline bir şeyler geçerse, istidrâcdır. Ya’nî, sonu zarar ve ziyândır.<br />

Ubeydüllah-i Ahrâr “kuddise sirruh” buyurdu ki, (Kalbe gelen bütün keşfleri,<br />

hâlleri bize verseler, fekat kalbimizi Ehl-i sünnet i’tikâdı ile süslemeseler,<br />

kendimi mahv olmuş ve hâlimi harâb bilirim. Bütün harâblıkları, felâketleri üzerime<br />

yığsalar, lâkin kalbimi Ehl-i sünnet vel-cemâ’at i’tikâdı ile şereflendirseler, hiç<br />

üzülmem). Evliyâya hâsıl olan hâller, keşfler, eğer Peygamberimize “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” tâbi’ olmakla berâber ise, nûr üstüne nûr olur ve islâmiyyetin incelikleri,<br />

esrârı hâsıl olmağa başlar. Sahâbe-i kirâmın hepsi “radıyallahü teâlâ anhüm<br />

ecma’în” ve Selef-i sâlihîn ve Meşâyıh-ı müstakîm-ül ahvâl, böyle idi. Tesavvufda,<br />

nübüvvet yolu ve vilâyet yolu diye ayrılan iki yol, hakîkatde islâmiyyetin gösterdiği<br />

tek bir yoldur. Zîrâ her ikisi de, insanı Peygambere “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

tâbi’ olmak şartı ile erdiriyor. Bunun gibi, Allahü teâlânın rızâsına, ma’rifetine<br />

götüren yollar, mahlûkların nefesleri kadardır, sözü de doğrudur. Çünki, her hayâli,<br />

aslına kavuşduran bir yol vardır ve her mahlûkun (Ayn-ı sâbite)si, ya’nî (Mebde-i<br />

te’ayyün)ü, ya’nî yaratılmasına ve vücûdda kalmasına vâsıta olan ism-i ilâhî başkadır.<br />

Bu yolların hepsinden vâsıl olmak, ahkâm-ı islâmiyyeyi yapmağa bağlıdır. İslâmiyyetden<br />

ayrılan, yolda kalır veyâ yoldan çıkar. O hâlde, bütün yolların başlangıcı<br />

islâmiyyetdir. Ya’nî islâmiyyet, bir ağacın gövdesine benzer. Bütün tarîkatler,<br />

ya’nî yollar, bu ağacın dalları, damarları, filizleri, yaprakları ve çiçekleri gibidir.<br />

[Emr-i ma’rûf iki sûret ile yapılır: Birincisi, söz, yazı ve her nev’ yayın vâsıtası<br />

iledir. Bunu yaparken, bilgi az ise ve şahsa, âdetlere, kanûnlara dikkat ve ri’âyet<br />

edilmezse, fitneye sebeb olabilir. İkinci yol, hâl ile, islâmın güzel ahlâkına uyarak,<br />

nümûne olmakdır. Herkese tatlı dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kimsenin<br />

malına, ırzına göz dikmemek, kanûnlara uymak, vergilerini, borçlarını ödemek,<br />

en te’sîrli, en fâideli nasîhat yapmak olur. Bunun içindir ki, (lisân-ı hâl, lisân-ı<br />

kalden entakdır) demişlerdir. Görülüyor ki, islâmın güzel ahlâkına uygun yaşamak,<br />

emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmanın en güzel yoludur. Mühim bir farzı<br />

yapmakdır. İbâdet etmekdir. Tesavvuf, insanı, Rabbine yapdığı ibâdetlerde<br />

lâzım olan ihlâsa ve insanlara karşı lâzım olan güzel ahlâka kavuşduran yoldur. İnsana<br />

bu yolu Mürşid-i kâmil öğretir. Her ilmin mütehassısları vardır. İnsan, bir ilmi,<br />

bunun mütehassısından öğrenir. Tesavvuf ilminin mütehassısı, İnsân-ı kâmildir.<br />

Başka ilmlerin mütehassıslarına kâmil denmez.]<br />

Hudâ Rabbim, nebîm hakkâ Muhammeddir Resûlullah,<br />

hem islâm dînidir dînim, kitâbımdır kelâmullah.<br />

Akâidde, ehl-i sünnet oldu mezhebim, hamdolsun,<br />

amelde, Ebû Hanîfe mezhebi, mezhebim vallah.<br />

Dahî zürriyyetiyim Âdem aleyhisselâmın hem,<br />

Halîlin milletiyim, dahî kıblem Kâ’be, Beytullah.<br />

Hep eshâb-ı güzîn, tâbi’în ve müctehidlerin,<br />

nekim var ehl-i sünnet vel-cemâ’at, cümle ehlullah.<br />

– 95 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!