22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Anayı, babayı ve zî-rahm-i mahremleri ziyâret etmek vâcibdir. Hiç olmazsa, selâm<br />

göndererek, tatlı mektûb yazarak ve telefon ederek bu günâhlardan kurtulmalıdır.<br />

Selâmın, mektûbun ve sözle, para ile yardımın mikdârı ve zemânı yokdur. Lüzûm<br />

ve imkânı kadar yapılır. Zî-rahm-i mahrem olmıyanlara bunlar vâcib değildir.<br />

Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra evlâda, sonra ecdâda, sonra ceddâda,<br />

sonra erkek ve kız kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır. Bunlardan<br />

sonra, zî-rahm-i mahrem olmıyan amca oğluna, amca kızına ve hala, dayı ve<br />

teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akrabâ olanlara, sonra komşulara yardım<br />

ve ihsân etmek çok sevâbdır. (Hadîka)dan terceme burada temâm oldu.<br />

(Bezzâziyye) fetvâsında, (Menâhî)yi anlatırken diyor ki, (Her çeşid çalgı dinlemek<br />

harâmdır. Fısk anlatan şi’r dinlemek mekrûhdur. Günâh işlemeği istemek<br />

günâh olmaz. İşlemeğe karâr verirse, yalnız karâr vermek günâhı yazılır. İşlemek<br />

günâhı yazılmaz. Küfr ve küfre sebeb olan şeyler böyle değildir. Bunlara karâr verince<br />

kâfir olur. Kâfir olan anaya babaya hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyâretlerine<br />

gitmek lâzımdır. Küfre sebeb olan şeyleri yapdıracaklarından korkulursa,<br />

ziyâretlerine gitmemelidir. Kâfirlerle birlikde yiyip içmek, bir iki kerre câizdir.<br />

Her zemân ise, mekrûh olur. Ücret karşılığı, şerâb yapmak için üzüm sıkmak<br />

mekrûhdur. Kilise ta’mîrinde çalışmak mekrûh değildir. Çünki, bu işin kendisi günâh<br />

değildir). Görülüyor ki, islâmiyyete uymağa gericilik diyen, ya’nî ibâdet yapmağı<br />

ve harâmlardan sakınmağı beğenmiyen ananın, babanın evine gidilmez.<br />

Böyle olan akrabânın evine de gitmek câiz değildir. Başka özrler, sebebler söyliyerek<br />

gitmemeli, kalb kıracak, fitne çıkaracak şeyler söylememelidir. Hiç kimse<br />

ile münâkaşa etmemelidir. Münâkaşa etmek, dostluğu giderir. Düşmanların çoğalmasına<br />

sebeb olur. Fitne çıkarmamalı, dost ile de, düşman ile de tatlı konuşmalı,<br />

herkese karşı güler yüzlü olmalıdır. Bu husûsda, Muhammed Ma’sûm (Mektûbât)ının,<br />

üçüncü cildinin 55. ci mektûbunda geniş bilgi vardır. Bu mektûbun tercemesi,<br />

(Hak Sözün Vesîkaları) kitâbımızın sonunda mevcûddur. Bid’at sâhiblerine<br />

ve açıkca günâh işliyenlere tatlı dil ve güler yüz câiz olmadığı için, zarûret olmadıkca,<br />

bunlarla karşılaşmamağa, görüşmemeğe çalışmalı, zarûret mikdârını<br />

aşmamalıdır.<br />

Anadan, babadan izn almadan cihâda ve tehlükeli olan yoldan bir yere, hattâ<br />

farz olan hacca gitmek câiz değildir. İznleri olmadan ilm tahsîline gitmek câizdir.<br />

Tecribeye, hesâba dayanmıyan, dayansa da dünyâya ve âhırete fâidesi olmıyan şeyleri<br />

öğrenmek böyle değildir. İslâmiyyete fâideli ilmler böyledir. İslâm düşmanlarının,<br />

bid’at sâhiblerinin, mezhebsizlerin mekteblerine din bilgisi öğrenmek<br />

için gitmek, hiçbir zemân câiz değildir. Ticâret, hac, ömre gibi, tehlükeli olmıyan<br />

yolculuklarda, ihtiyâcı olmıyan ana babanın iznini, rızâsını almak lâzım olmaz. Fekat,<br />

hava ve deniz yolculuğu ve tehlükeli olan kara yolculukları için ve cihâd için<br />

rızâlarını almak lâzımdır. İlm öğrenmek için gidilecek yolda ve yerde emniyyet varsa<br />

ve ananın, babanın yalnız kalarak helâk olmaları tehlükesi yoksa, rızâları olmasa<br />

da, gitmek câizdir. Düşman hücûm edip islâm askeri bozulduğu zemân, çocuk<br />

bâlig olmasa bile, ana babasının rızâsı olmayınca da düşmana karşı savaşa gitmesi<br />

câizdir. Fekat, hiçbir zemân ve hiçbir sebeble anaya, babaya ve hükûmet adamlarına<br />

karşı sert söylemek câiz değildir. Rızâları olmadan gitmek câiz olduğu zemân,<br />

gitdiği yerden sık sık tatlı mektûb ve selâm ve hediyye yollayarak rızâlarını<br />

almalıdır.<br />

KOMŞU HAKKI — Aşağıdaki yazılar, seyyid Alî zâdenin “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyh” (Şir’at-ül-islâm) şerhinden alınmışdır. (Her müslimânın, sâlih komşular [iyi<br />

insanlar] arasında ev araması lâzımdır. Hadîs-i şerîfde, (Ev satın almadan evvel, komşuların<br />

nasıl olduklarını araşdırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz!)<br />

buyuruldu. Hadîs-i şerîfde, (Komşuya hurmet etmek, anaya hurmet etmek gibi lâzımdır)<br />

buyuruldu. Komşuya hurmet, onunla iyi geçinmekdir. Onun aç olduğunu bi-<br />

– 596 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!