22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

duğu görülünceye kadardır.<br />

(Semâ küresi), merkezinde bir nokta gibi, Erd küresi bulunan ve güneş ile bütün<br />

yıldızlar bunun sathında kabûl edilen büyük bir küredir. Nemâz vaktleri, bu küre sathında<br />

düşünülen (İrtifâ’ kavsleri ) ile hesâb olunur. Erd mihverinin [ekseninin] semâ<br />

küresini kesdiği iki noktaya (Semâ kutbu) denir. İki kutubdan geçen düzlemlere<br />

(Meyl düzlemleri) denir. Bu düzlemlerin semâ küresinde hâsıl etdikleri dâirelere<br />

(Meyl dâireleri) denir. Bir mahallin şâkûlünden geçen düzlemlere(Semt düzlemleri)<br />

denir. Semt düzlemlerinin semâ küresini kesdiklerini düşünürsek, küre sathında<br />

hâsıl etdikleri bu dâirelere, o mahallin (Semt dâiresi=Azimut)leri veyâ (İrtifâ’ dâireleri)<br />

denir. Bir mahallin semt dâireleri, bu mahallin üfuklarını amûd [dik] olarak<br />

keser. Erd küresi üzerindeki bir mahalden, birçok semt düzlemleri ve bir tek meyl<br />

düzlemi geçmekdedir. Bir mahallin şâkûlü ile Erdın mihveri, Erdın merkezinde kesişirler.<br />

Bu iki doğrudan geçen düzlem, bu mahallin hem semt düzlemidir. Hem de,<br />

meyl düzlemidir. Bu düzleme, bu mahallin (Nısf-ün-nehâr) düzlemi denir. Nısf-ünnehâr<br />

düzleminin, semâ küresini kesdiği dâireye, o mahallin (Nısf-ün-nehâr dâiresi<br />

= Meridiyen) denir. Nısf-ün-nehâr sathı, o mahallin üfk-ı hakîkî sathını dik olarak<br />

keser ve üfk-ı hakîkî dâiresini iki müsâvî kısma ayırır. Üfk-ı hakîkî sathını kesdiği<br />

doğruya, o mahallin (Nısf-ün-nehâr hattı) denir. Güneşin merkezinden geçen<br />

semt dâiresinin, bu mahallin hakîkî üfkunu kesdiği semâdaki N noktası ile güneşin<br />

merkezi arasındaki GN kavs [yay] parçasına (Hakîkî irtifâ’ kavsi) denir. Bu kavsin<br />

derecesi, güneşin bu mahalde, o andaki (Hakîkî irtifâ’ı=Altitude)dir. Şems, her an,<br />

başka semt dâirelerinden geçmekdedir. Güneşin bir Z kenârından geçen semt dâiresinin,<br />

bu kenârı kesdiği nokta ile, hissî, mer’î, riyâdî ve hakîkî üfuk düzlemlerini<br />

kesdiği, semâdaki iki nokta arasındaki kavslerine, bu üfuklara nazaran (Zâhirî irtifâ’<br />

kavsi) denir. Bu kavslerin derecesine, güneşin bu üfuklara göre (Zâhirî irtifâ’)ları<br />

denir. Sathî irtifâ’ı, hakîkî irtifâ’ından fazladır. Şemsin, bu üfuklardan aynı irtifâ’da<br />

olduğu vaktler farklıdır. Hakîkî irtifâ’, Erdın merkezinden çıkıp, semâdaki hakîkî<br />

irtifâ’ kavsinin iki ucundan geçen iki yarım doğrunun hâsıl etdiği zâviyenin derecesidir.<br />

Bu iki yarım doğru arasında bulunan ve semâdaki bu kavse muvâzî [paralel]<br />

olan muhtelif uzunluklardaki, sonsuz sayıda kavslerin dereceleri, birbirlerine<br />

müsâvî olup, hepsi hakîkî irtifâ’ derecesi kadardır. Diğer irtifâ’lara müsâvî olan<br />

zâviyeleri hâsıl eden iki yarım doğru, râsıdın bulunduğu mahalden geçen şâkûlün,<br />

üfku kesdiği noktadan çıkarlar. Bu irtifâ’ zâviyelerinin dereceleri de, içlerindeki kavslerin<br />

dereceleri kadardır. Erdın merkezinden geçen ve mihverine amûd olan sonsuz<br />

bir düzleme (Mu’addilün-nehâr=Ekvator düzlemi) denir. Bu ekvator sathının, Erd<br />

küresini kesdiği dâireye (Mu’addilün-nehâr dâiresi=Ekvator) denir. Ekvator sathının<br />

ve ekvator dâiresinin yeri ve istikâmeti sâbitdir, hiç değişmez. İkisi de, Erd küresini,<br />

iki müsâvî yarım küreye ayırır. Güneşin merkezi ile Ekvator sathı arasında<br />

kalan meyl dâiresi kavsinin derecesine (Güneşin meyli) denir. Zâhirî tulû’dan evvel,<br />

zâhirî üfuk hattı üzerindeki beyâzlık, kırmızılıkdan iki irtifâ’ derecesi evvel başlar.<br />

Ya’nî güneş üfk-ı zâhirî hattına 19 derece yaklaşınca başlar. Fetvâ böyledir. Müctehid<br />

olmıyanların, bu fetvâyı değişdirmeğe hakları yokdur. 20 derece yaklaşınca başladığını<br />

bildirenlerin de bulunduğu, İbni Âbidînde ve M.Ârif beğin takvîminde<br />

yazılıdır. Fekat, fetvâya uymıyan ibâdetler, sahîh olmaz.<br />

Güneşin günlük mahrekleri, birbirlerine ve ekvator düzlemine paralel olan, semâ<br />

küresi üzerindeki dâirelerdir. Bu dâirelerin bulundukları düzlemler, Erdin mihverine<br />

ve Nısf-ün-nehâr düzlemine dikdirler. Üfuk düzlemlerini eğik [mâil] olarak<br />

keserler. Ya’nî, güneşin mahreki, üfk-ı zâhirî hattını dik olarak kesmez. Güneşden<br />

geçen semt dâiresi, üfk-ı zâhirî hattına dikdir. Güneşin merkezi, bir mahallin<br />

Nısf-ün-nehâr dâiresi üzerine gelince, merkezinden geçen meyl dâiresi ile o mahaldeki<br />

semt dâiresi aynı olur ve merkezi, hakîkî üfukdan gâye irtifâ’ında olur.<br />

Güneşi görenler için, (Zâhirî zuhr vakti), ya’nî (öğle nemâzının zâhirî vakti), kul-<br />

– 177 – Se’âdet-i <strong>Ebediyye</strong> 1-F:12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!