22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

îzâhât vardır. Birinci kısmda, 54. cü maddeye bakınız! Kabrleri, türbeleri ziyâret etmelerine,<br />

Evliyâya adak yapmalarına ve türbelere giderek bereket istemelerine mâni’<br />

olmamalıdır. Öldükden sonra da, kerâmet sâhibi olduklarını inkâr etmemelidir.<br />

Çünki, câiz olduğunu bildiren fetvâlar vardır. [(Berîka) 270. ci sahîfede diyor ki, (Allahü<br />

teâlâya düâ ederken, Peygamberleri ve Sâlihleri vesîle etmek ve vesîle olmalarını<br />

onlardan istemek câizdir. Çünki mu’cize ve kerâmet, ölüm ile bitmez. Ölünce<br />

kerâmetin yok olmıyacağını Remlî de bildirdi. Velînin, diri iken, kılıfında olan<br />

kılınç gibi olduğunu, ölünce kılıfdan çıkacağını, tesarrufunun dahâ kuvvetli olacağını<br />

Echürî bildirmekdedir).] Fitneye sebeb olacak nasîhati yapmamalıdır. Gücü, kuvveti,<br />

salâhiyyeti olan nasîhat etmez ise, (Müdâhene) olur, harâm olur. Gücü yetdiği<br />

hâlde, fitne çıkarmamak için nasîhat etmezse, (Müdârâ) denir, câiz olur. Hattâ müstehab<br />

olur. Güc kullanmak, hükûmet adamlarının vazîfesidir. Alay edenlere, zarar<br />

yapacaklara nasîhat verilmez. Nasîhat, birinin yüzüne karşı olmamalı, umûmî olarak,<br />

ortadan söylemelidir. Hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir. Resûlullaha biri geldi.<br />

Onu uzakdan görünce, (Kabîlesinin en kötüsüdür) buyurdu. Odaya girince, gülerek<br />

karşılayıp, iltifât eyledi. Gidince, hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ”, sebebini<br />

sordu. (İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmıyan kimsedir)<br />

buyurdu. O, müslimânların başında bulunan bir münâfık idi. Müslimânları<br />

onun şerrinden korumak için müdârâ buyurdu. Fıskı, fuhşu, zulmü açık, ya’nî herkes<br />

arasında yayılmış olanı başkalarına söylemek (Gıybet) olmıyacağı ve şerrinden<br />

korunmak için müdârâ câiz olduğu buradan anlaşılmakdadır. Abdürraûf-i Münâvînin<br />

“rahmetullahi teâlâ aleyh” (Künûz) kitâbındaki hadîs-i şerîfde, (İnsanlara müdârâ<br />

için gönderildim) buyuruldu. Dîni ve dünyâyı korumak için dünyâlık vermeğe<br />

(Müdârâ) denir. Dünyâlık ele geçirmek için dîni vermeğe (Müdâhene) denir. Tatlı<br />

dil ile iyilik ve hattâ yalan söyliyerek gönül almak, dünyâlık vermek olur. Müslimânların,<br />

[gizli yapdıkları] büyük günâhlarını görünce, örtmek lâzımdır. Başkalarına<br />

söylerse, (Kazf) olur. Zan ile, iftirâ ile söylemek ise, dahâ büyük günâhdır.]<br />

Merhûm, mevlânâ Ahmedin “rahmetullahi teâlâ aleyh” çocuklarının okumalarına,<br />

terbiyeli, bilgili yetişmelerine çok gayret ediniz. Zâhirî ve bâtınî edebleri öğretiniz!<br />

Tanıdığınız, görüşdüğünüz herkesin, hattâ, orada bulunan bütün din kardeşlerimizin<br />

islâmiyyete uymalarına, sünnete yapışmalarına ön ayak olunuz!<br />

Bid’at işlemenin, dinsizliğin zararlarını herkese anlatınız! Cenâb-ı Hak hepimize<br />

iyi işler yapmak nasîb eylesin! Dîn-i islâmın yayılmasına, gençlere öğretilmesine<br />

çalışanlara başarılar versin! Dîn-i islâmı yıkmak için, temiz gençliğin îmânını, ahlâkını<br />

çalmak için uğraşan, yalan ve iftirâlarla gençleri aldatmağa çalışan din ve fazîlet<br />

düşmanlarına aldanarak kötü yola sapmakdan, yavrularımızı korusun! Âmîn.<br />

Bu düşmanlara (Zındık) denir.<br />

İmâm-ı Rabbânî “rahmetullahi aleyh”, ikinci cildin altmışsekizinci mektûbunda<br />

buyuruyor ki, Hadîs-i şerîfde, (Yeryüzünü küfr kaplamadıkca ve heryerde<br />

küfr ve kâfirlik yapılmadıkca, hazret-i Mehdî gelmez) buyuruldu. Bundan anlaşılıyor<br />

ki, hazret-i Mehdî çıkmadan evvel, küfr ve kâfirlik her tarafa yayılacak, islâm<br />

ve müslimânlar garîb olacakdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”,<br />

âhır zemânda, müslimânların garîb olacaklarını haber vermiş ve (Herc, fitne<br />

zemânında yapılan ibâdet, [Mekkeden Medîneye] benim yanıma hicret etmek<br />

gibidir) buyurmuşdur. Fitne ve fesâd zemânında, polisin, askerin ufak bir hareketi,<br />

râhatlık ve sükûnet zemânlarında yapacakları hareketlerinden katkat dahâ<br />

kıymetli olduğunu herkes bilir. Fitne yok olduğu zemân gösterecekleri kahramanlıkların<br />

kıymeti yokdur. O hâlde ibâdetlerin en kıymetlisi ve kabûl olunanı,<br />

fitnelerin yayıldığı zemânlarda yapılanlardır. Kıyâmet günü, makbûl olanlardan,<br />

kurtulanlardan olmak istiyorsanız, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iyi işleri<br />

yapınız! Sünnet-i seniyyeye, ya’nî Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yoluna<br />

sarılınız! Bu yola uymıyan hiçbirşey yapmayınız! (Eshâb-ı Kehf) “rahmetul-<br />

– 398 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!