22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Hazret-i Alînin “radıyallahü anh” hazret-i Mu’âviye “radıyallahü anh” ile muhârebe<br />

etmesi [târîhcilerin sandığı gibi] halîfelik için değildi. Bâgî ile [itâ’at etmiyenler<br />

ile] muhârebe etmek farz olduğu için idi. Isyânı basdırmak içindi. Hucürât<br />

sûresi, dokuzuncu âyetinde meâlen, (Isyân edenler ile harb edip, bunları itâ’ate getirin!)<br />

buyuruldu. Bununla berâber, ısyânlarının şer’î sebebi olduğu için ve herbiri<br />

ictihâd sâhibi âlimler oldukları için, yanlış ictihâd etdikleri hâlde bile, hiçbirine<br />

dil uzatılamaz “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Fâsık ve kâfir denilemez. Hazret-i<br />

Alî “radıyallahü anh” âsîler için “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”, (Kardeşlerimiz<br />

bize âsî oldu. Bunlar, kâfir veyâ fâsık değildir. Çünki, Kur’ân-ı kerîmden<br />

anladıklarını yapıyorlar) dedi. [Ofset baskısı yapılarak İstanbulda neşr edilen<br />

(Minhat-ül-vehbiyye) ve (Ulemâ’ül-müslimîn vel-vehhâbiyyûn) ismlerindeki iki<br />

arabî kitâbda ictihâd üzerinde geniş bilgi verilmişdir.]<br />

İmâm-ı Şâfi’î “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki, (Allahü teâlâ, ellerimizi, bu kanlara<br />

bulaşmakdan koruduğu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulaşdırmıyalım!). Ömer<br />

bin Abdül’azîz de “rahmetullahi aleyh” böyle söylemişdir.<br />

Yâ Rabbî! Bizi ve bizden önce gelen din kardeşlerimizi afv eyle! Mahlûkların<br />

en kıymetlisi olan, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma ve temiz olan Âline<br />

ve Eshâbının hepsine “rıdvânullahi aleyhim ecma’în” bizlerden kıyâmete kadar<br />

düâ ve selâmlar olsun! Âmîn.<br />

[TENBİH: Ehl-i sünnet âlimleri, Eshâb-ı kirâm hakkında, müslimânlara nasîhat<br />

olarak pek çok kitâb yazdılar. Bu kitâblardan otuzikisinin ismleri ve yazarları,<br />

(Mektûbât Tercemesi) kitâbının sekseninci mektûbunun sonunda bildirilmişdir].<br />

24 — BEŞİNCİ CİLD, 36. cı MEKTÛB<br />

Eshâb-ı kirâm arasındaki muhârebeler ictihâd yüzünden idi. Döğüşenler de, birbirini<br />

çok seviyordu. Ananın, babanın çocuğunu döğmesi gibi idi.<br />

Ehl-i sünnet âlimlerinin, Eshâb-ı kirâmın büyüklüğünü, üstünlüğünü bildiren<br />

sözlerini, yazılarını, kitâbımızın birkaç yerinde açıkladık. Kayyûm-i rabbânî, Muhammed<br />

Ma’sûm-i Fârûkî Serhendî “rahmetullahi aleyh” (Mektûbât)ının ikinci<br />

cildi, otuzaltıncı mektûbunda, sekizinci süâlin cevâbında buyuruyor ki:<br />

Tepeden tırnağa kadar rahmet olan hazret-i Alî “kerremallahü teâlâ vecheh”,<br />

hâşâ ve kellâ, bir müslimâna bile la’net etmedi. Nerde kaldı ki, Peygamber efendimizin<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâbına ve hele çok kerre hayr düâ etdiği<br />

hazret-i Mu’âviyeye “radıyallahü anh” la’net etmiş olsun. Hazret-i Alî, hazret-i<br />

Mu’âviye ve yanında bulunanlar için (Kardeşlerimiz, bize uymadı. Kâfir ve fâsık<br />

değildirler. İctihâdları ile hareket etdiler) buyurdu. Bu sözü, onlara küfrü ve fıskı<br />

yaklaşdırmamakdadır. O hâlde, hiç la’net eder mi? Hiç beddüâ eder mi? İslâm<br />

dîninde, hiç kimseye, hattâ frenk kâfirlerine bile la’net etmek, ibâdet değildir. Beş<br />

vakt nemâzdan sonra, düâ etmek lâzım iken, kendi düşmanlığı için, düâ yerine, bed<br />

düâ eder mi? Tesavvufdaki fenâ derecelerinin en yükseğine ve itmînânın sonuna<br />

ulaşmış ve şahsî arzûlarından geçmiş olan hazret-i Alînin nefsini, kendi nefs-i<br />

emmâreleri gibi kin ile, inâd ile, düşmanlıkla dolu mu sanıyorlar? O çok yüksek<br />

zâta, böyle bir bühtânda, böyle alçak bir iftirâda bulunuyorlar. Hazret-i Alî, Fenâ-fillâh<br />

ve muhabbet-i Resûlillah makâmlarının en son derecesine ulaşmış, cânını,<br />

malını, Onun “sallallahü aleyhi ve sellem” yoluna fedâ etmişdir. Niçin, bu<br />

düâ zemânında, her iki cihânın sultânı olan Peygamber efendimize, envâ-ı ezâ ve<br />

cefâ yapan, Allahü teâlânın ve Resûlünün “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” düşmanlarını<br />

söyleyip, onlara la’net etmesin de, kendi düşmanlarına la’net etsin? Hâlbuki,<br />

hazret-i Alînin (İctihâdları ile hareket etdiler) sözü, onlara düşman olmadığını<br />

gösteriyor.<br />

– 512 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!