22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(Behcet-ül-fetâvâ) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, hür çocukları, aldatıp,<br />

yakalayıp, bunları esîr diyerek, köle diyerek satan kimse, şiddetle döğülür,<br />

habs olunur. Bunu huy edinmiş ise, hâkim tarafından ölüm cezâsı verilir.<br />

Bir kimse, birini haksız döğerse, o da bu kimseyi döğerse, hâkim ikisini de<br />

ta’zîr eder. Ta’zîre, önce döğenden başlanır. Had cezâsı olmıyan suçlara tam karşılığını<br />

yapmak câizdir. Afv etmek ise, çok sevâb olur.<br />

Hâkim habsi ve bağlamağı ve döğmeği birlikde yapabilir.<br />

Müslimânları dili ile, eli ile, haksız inciten ta’zîr olunur. Kendi oğluna, kâfire söğen,<br />

kazf eden ta’zîr olunur. Malı toplayıp, dışarıya çıkarmadan yakalanan hırsız<br />

ta’zîr olunur. Tenbellikle nemâz kılmıyan, kan akıncaya kadar döğerek ta’zîr<br />

olunur. Kadın irtidâd ederse, otuzdokuz sopa vurarak ve habs ederek islâma gelmesi<br />

cebr olunur. Fısk ile meşhûr olana veyâ fıskı hâkim tarafından bilinen kimseye<br />

fâsık diyen ta’zîr olunmaz. Fâsık diyen, onun fıskını misâl ile isbât ederse yine<br />

ta’zîr olunmaz. Meselâ, yabancı kadını öpdüğünü iki şâhidle isbât etmelidir. Bu<br />

takdîrde, fâsık ta’zîr olunur.<br />

[TENBÎH: Allahü teâlânın hakkı bulunan bir günâhı işliyeni gören kimsenin,<br />

bir şâhid yanında ta’zîr yapması lâzımdır. Bir müslimâna fâsık diyen kimsenin ta’zîr<br />

edilmesi, o müslimânın hakkını korumak içindir. Bu kimse, kendini, o müslimânın<br />

hakkı olan ta’zîrden kurtarması için beyyine, ya’nî iki şâhid ile sözünü isbât etmesi<br />

lâzım olmakdadır.<br />

Bir müslimâna, yâ zânî veyâ bu ma’nâda türkce çirkin şeyler söyliyen kimse, kazf<br />

haddinden kurtulmak için, misâl göstermeden sözünün doğru olduğunu şâhid ile<br />

isbât ederse, kabûl edilir.<br />

Öğrenmesi farz veyâ vâcib olan fıkh bilgilerini öğrenmemek fıskdır. Fâsıkların<br />

şâhidliği kabûl olmadığı için, şâhidlere i’tirâz olunduğu zemân, hâkim şâhidlere fıkhdan<br />

sorar. Bilmezlerse, red olundukları gibi, ta’zîr de olunurlar. İbni Âbidîn önsözünde<br />

buyuruyor ki, (Kur’ân-ı kerîmden nemâz kılacak kadar ezberlemek farzdır.<br />

Bunu öğrendikden sonra, fıkh bilgilerinden farz-ı ayn olanları öğrenmek,<br />

Kur’ân-ı kerîmin fazlasını ezberlemekden dahâ iyidir. Çünki, Kur’ân-ı kerîmi ezberlemek,<br />

ya’nî hâfız olmak farz-ı kifâyedir. İbâdetler ve mu’âmelât için lâzım olan<br />

fıkh bilgilerini öğrenmek ise farz-ı ayndır. Halâlden, harâmdan ikiyüzbin mes’eleyi<br />

ezberlemek lâzımdır. Bunların bir kısmı farz-ı ayndır. Bir kısmı da farz-ı kifâyedir.<br />

Herkese, işine göre, lüzûmlu olanlar farz-ı ayn olur. Fekat hepsini öğrenmek,<br />

Kur’ân-ı kerîmi ezberlemekden dahâ iyidir. Tefsîr ile vakt geçirmek doğru değildir.<br />

Çünki, tefsîr ile, va’z ve kıssa öğrenilir. Fıkh okuyarak, halâli, harâmı öğrenmelidir.<br />

Allahü teâlâ (Hikmet)i övdü. Tefsîr âlimlerinin çoğu (Hikmet, fıkhdır) dedi.<br />

Bir fıkh âlimi, bin zâhidden dahâ kıymetlidir. Fıkh bilgileri, dört mezhebin âlimlerinden<br />

öğrenilir. Dört mezhebden birinde bulunmıyan fıkh bilgisi câiz değildir.<br />

Tefsîr ilminin kâ’ideleri kurulmamış, kollara ayrılmamış, sonuna varılmamışdır. Her<br />

âyetin çok tefsîri vardır. Hepsini Allahü teâlâdan başka kimse bilmez). (Hadîka)da,<br />

üçyüzyirmidördüncü sahîfeden başlıyarak buyuruyor ki, (Ehl-i sünnet i’tikâdını ve<br />

farzları, harâmları öğrenmek farzdır. Bunları öğretmek ve kendine lâzım olandan<br />

başka fıkh bilgilerini öğrenmek ve Kur’ân-ı kerîmin tefsîrini ve hadîs ilmini öğrenmek<br />

farz-ı kifâyedir. Fıkh bilgileri, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden öğrenilmesi<br />

farz olan bilgilerdir. Fıkh kitâbı okuyan mukallidler, âyetden ve hadîsden<br />

hükm çıkarmak ihtiyâcından kurtulur. Farz-ı kifâye olanları bilen, yapan var<br />

iken, bunları öğrenmek müstehab olur. Bunları yapmak nâfile ibâdet olur. Yalnız,<br />

cenâze nemâzı böyle değildir. Velîsi kılınca, başkalarının tekrâr kılması câiz olmaz.<br />

Nemâz kılacak kadar Kur’ân-ı kerîm ezberliyen kimsenin, boş zemânlarında dahâ<br />

çok ezberlemesi, nâfile nemâz kılmasından dahâ çok sevâb olur. İbâdetlerinde<br />

ve günlük işlerinde lâzım olan fıkh bilgilerini öğrenmesi ise, bundan dahâ çok<br />

sevâb olur. Lüzûmundan fazla fıkh bilgilerini öğrenmek de, nâfile ibâdetlerden da-<br />

– 886 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!