22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

narak 1020 [m. 1610] senesinde vefât etdi. İstanbula getirilip medresesine defn edildi.<br />

Doksan yaşında idi. Gayretli, dindâr, Nakşibendî idi. Üçyüzondokuzuncu<br />

[319] sırada Fâtih ismine bakınız! 1100.<br />

692 — MÜRRE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Resûlullahın yedinci babasıdır.<br />

Kâ’bın oğludur. 390, 1127, 1129.<br />

693 — MÛSÂ “aleyhisselâm”: Büyük Peygamberdir. Benî İsrâîle gelen Resûldür.<br />

Avrupalılar, buna Möise, Moşe der. Ya’kûb aleyhisselâmın soyundandır. İmrân<br />

adında bir zâtın oğludur. Yûsüf aleyhisselâmdan sonra, Benî İsrâîl, Mısrda çoğaldı.<br />

Dinlerine sarılıp, ibâdet ederlerdi. Fekat, zulm ve hakâret görürlerdi. Îsâ aleyhisselâmdan<br />

bir rivâyete göre, binyediyüzbeş [1705] sene önce, Mûsâ “aleyhisselâm”<br />

tevellüd etdi. Annesi bunu bir beşiğe koyup, Nil nehrine bırakdı. Beşik<br />

Fir’avnın serâyı önünden geçerken, Fir’avnın zevcesi (Âsiye) bunu alıp büyütdü.<br />

Kırk yaşına gelince, akrabâlarını öğrenip, onların yanına gitdi. Kendisinden üç yaş<br />

büyük olan Hârûn ile buluşdu. Birgün, bir Mısrlı kâfirin [kıptînin], Benî-İsrâîlden<br />

birine işkence etdiğini gördü. Kurtarırken, kıptî öldü. Korkup, Medyen şehrine gitdi.<br />

Orada Şu’ayb aleyhisselâmın kızı ile evlendi. Ona, on sene hizmet etdi. Mısra<br />

dönmek için yola çıkdı. Yolda Tûr dağında, Allahü teâlâ ile konuşdu. Mısra gelip<br />

Fir’avnı dîne da’vet etdi, Benî İsrâîle serbestlik verilmesini istedi. Fir’avn kabûl<br />

etmedi. (Mûsâ büyük sihrbâzdır. Bizi aldatıp, memleketimizi elimizden almak istiyor)<br />

dedi. Yanındaki vezîrlere sordu. Onlar da, (Sihrbâzları topla, onu mağlûb<br />

etsinler) dediler. Sihrbâzlar geldiler. Mısr halkı önünde, ipleri yere atdılar. Her ip,<br />

yılan görünüp, Mûsâ aleyhisselâma doğru yürüdü. Mûsâ “aleyhisselâm” asâsını yere<br />

bırakdı. Büyük yılan oldu. İpleri yutdu. Sihrbâzlar şaşırdı. Îmân etdiler. Fir’avn<br />

kızdı. (O, sizin ustanız imiş. Ellerinizi, ayaklarınızı keseceğim. Hepinizi hurma dallarına<br />

asacağım) dedi. (Biz Mûsâya inandık. Onun Rabbine sığınıyoruz. Yalnız<br />

Onun afv ve merhametini isteriz) dediler. Kâfirlerin suları kan oldu. Kurbağa yağdı.<br />

Cild hastalıkları ve üç gün karanlık oldu. Fir’avn, bu mu’cizeleri görünce korkdu.<br />

İzn verdi. Mûsâ aleyhisselâm, Benî İsrâîl ile, Mısrdan çıkıp, Kudüse doğru giderken,<br />

Fir’avn pişmân oldu. Askerleri ile arkalarına düşdü. Süveyş körfezi açılıp,<br />

mü’minler karşıya geçdi. Fir’avn geçerken, deniz kapandı. Fir’avn askeri ile birlikde<br />

boğuldu. Benî İsrâîl, yolda öküze tapanları gördüler. (Biz de böyle tanrı isteriz)<br />

dediler. Mûsâ aleyhisselâm, (Allahdan başka ma’bûd yokdur. Allah sizi<br />

kurtardı) dedi. Sonra Tîh çölüne düşdüler. Yolu şaşırdılar. Aç ve susuz kaldılar.<br />

Gökden (Men) ve (Selva) inerdi. Bunları yirlerdi. Asâsı ile yere vurdu. Su çıkdı.<br />

Bundan içerlerdi. (Helva ile etden bıkdık. Bakla, soğan gibi şeyler isteriz) dediler.<br />

Mûsâ aleyhisselâmı gücendirdiler. Bunun için, kırk sene çölde kaldılar. Mûsâ<br />

“aleyhisselâm”, Hârûn “aleyhisselâm”ı vekîl bırakıp, Tûr dağına gitdi. Orada<br />

kırk gün ibâdet etdi. Allahü teâlânın kelâmını işitdi. (Tevrât) kitâbı kendisine indirildi.<br />

Tîh çölünde, Sâmirî adında bir münâfık, herkesdeki altınları, süs eşyâsını<br />

eritip, bunlardan bir buzağı yapdı. (Mûsânın ilâhı budur. Buna tapınız!) dedi.<br />

Tapmağa başladılar. Hârûn aleyhisselâmı dinlemediler. Mûsâ “aleyhisselâm” Tûrdan<br />

gelip bu hâli görünce çok kızdı. Sâmirîye la’net etdi. Kardeşinin sakalından tutup<br />

darıldı. Pişmân olup kendisine yalvardılar. (Tevrât)a göre ibâdet etmeğe başladılar.<br />

Mûsâ “aleyhisselâm” ümmeti ile Lût gölünün cenûb tarafına geldi. (Üc bin<br />

Unk) adında bir melik ile harb etdi. Şerî’a nehri şarkındaki yerleri ele geçirdi. Erîha<br />

şehri karşısındaki dağa çıkdı. Ken’ân ilini uzakdan gördü. Yerine Yûşa’ aleyhisselâmı<br />

halîfe bırakıp, yüzyirmi [120] yaşında, orada vefât etdi. Erîha şehrini, sonra<br />

Kudüsü, Amâlika kâfirlerinden Yûşa’ “aleyhisselâm” ele geçirdi. Yûşa’ “aleyhisselâm”,<br />

Mûsâ aleyhisselâmın hemşîresinin oğludur. Yûsüf aleyhisselâmın soyundan<br />

olan (Nûn)un oğludur. Mısrda dünyâya gelmişdir. İstanbula geldiği ma’lûm değildir.<br />

Mûsâ aleyhisselâmdan yirmiyedi sene sonra, yüzyirmiyedi [127] yaşında vefât<br />

etdi. Kabri Nablüs şehrinde veyâ Halebe yakın Me’arre şehrinde veyâ İstan-<br />

– 1151 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!