22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

li, şerefli Peygamberim “sallallahü aleyhi ve sellem”! Seni bu kemâle ve şerefe ve<br />

bu izzete kavuşduran Rabbin) demekdir. (Rabbinâ) ise, bizim Rabbimiz diyerek,<br />

kendimizi Onun yerine koymak olup, güneş yerine yıldızları koymak demekdir. Allahü<br />

teâlâ, sevgili Peygamberini, insanların hepsinden dahâ yüksek tutarak, hepsi<br />

yerine Onu söylemişdir. Onun şerefini bu âyet-i kerîme ile de anlatmışdır. Bu<br />

kelimeyi değişdirmek, Onun şerefine dokunmak olur. O şerefi Ondan alıp, kendimize<br />

vermek olur.<br />

(Rabb-il-izzeti) ya’nî izzet, kıymet sâhibinin Rabbi, (Rabbike)nin bedelidir. Allahü<br />

teâlâ, izzeti, şerefi, sevgili Peygamberine bedel yapmışdır. Bu şerefi, Onun Peygamberinden<br />

ayırarak, kendisine almak, değişdirmek, bir pırlantayı taşa atıp parçalamak<br />

gibi oluyor. Kur’ân-ı kerîmin belâgati altüst oluyor.<br />

(Sübhâne rabbike) demek, (Bütün insanların üstünde, aklların ermediği kemâlâtın,<br />

üstünlüklerin sâhibi olan senin gibi bir Peygamberi yaratan, yetişdiren Rabbin,<br />

her aybdan münezzehdir) demekdir. Hâlbuki, (Sübhâne rabbinâ) demek,<br />

(Biz günâhı çok, âsî kulların yaratanı, yetişdireni her aybdan münezzehdir) demekdir.<br />

Allahü teâlâyı tenzîh etmekde, senâ etmekde günâhkâr kulları araya sokmanın,<br />

ne kadar yersiz olduğu, ilmi ve aklı olan kimse için, pek meydândadır. O hâlde<br />

(Sübhâne rabbike) makâmı, (Sübhâne rabbinâ) makâmından, edeb, fesâhat ilmleri<br />

bakımından, katkat dahâ yüksekdir. Ya’nî (Sübhâne rabbike) demek, (Sübhâne<br />

rabbinâ) demekden, tenzîhe ve senâya dahâ ziyâde uygundur. Âyet-i kerîmede<br />

Allahü teâlâ, kendi kendini medh ve senâ ediyor. İnsan, bundan dahâ iyi senâ<br />

yapabilir mi?<br />

(Sübhâne rabbike) deyince, Peygamber efendimiz hâtırımıza gelir ki, se’âdet-i<br />

ebediyyemize sebeb olan Zât-ı risâletpenâhîyi hâtırlıyarak, Onun tevassut ve şefâ’atine<br />

sığınarak yapılan senâ ve düâ, kendimizi hâtırlıyarak yapılandan, elbette<br />

dahâ lâyık olur. Bunun içindir ki, her nemâzda, (Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü)<br />

diyerek, Onu hâtırlamamız, kalbimizi Ona bağlamamız emr olundu.<br />

Hülâsa, tesbîh, senâ ve düâ için, bu âyet-i kerîmeyi değişdirmek câiz olsaydı, Peygamberimiz<br />

(Sübhâne rabbinâ) derdi. Hâlbuki böyle hiç okumamışdır.<br />

(Behcet-ül-fetâvâ) gibi kitâblar, fetvâ kitâbları değil, fetvâları nakl eden, ulaşdıran<br />

mecmû’alardır. Bunları yazanlar müftî değil, birer nâkıl ve toplayıcıdır.<br />

Fetvâ verenin, ya’nî müftî ismi verilecek zâtın, müctehid olması, fetvâ denilen sözlerin<br />

de, müctehidlerin ağzından ve kaleminden çıkmış olması lâzımdır.<br />

Âlimlerin kitâblarından, ilmden haberi olmayıp da, yalnız kulakdan, gazetelerden<br />

birşeyler duyan kimseler, (Sübhâne rabbinâ) demekle, düâya kendimizi de katmış<br />

oluyoruz diyor. Bu sözleri ile, ilmden hiçbir şeyleri olmadığını anlatıyorlar. Çünki,<br />

(Sübhâne) kelimesi, fi’l değildir. Mef’ûl-i mutlakdır. Bunun fi’li, söyliyene<br />

göre, üsebbihu veyâ nüsebbihudur ki, dinliyen çok ise, fi’l kendiliğinden cem’ olur<br />

ve düâya hepsi dâhil olur. (Rabbike) ile (Rabbinâ)nın her ikisi de, buna te’sîr etmez.<br />

Bu ikisi arasındaki fark, tenzîh ve senânın kuvvetine te’sîr eder.<br />

Düâ niyyeti ile Kur’ân-ı kerîm hiç değişdirilebilir mi? Âlimlerimiz buyuruyor<br />

ki, düâ kelimeleri tevkîfîdir. Ya’nî değişdirilmesi câiz değildir. Hattâ birgün, Resûl<br />

“aleyhisselâm”, Eshâb-ı kirâmdan Berâ’ bin Âzib “radıyallahü anhüm ecma’în”<br />

hazretlerine bir düâ öğretdi. Berâ’ “radıyallahü anh”, düâyı tekrâr ederken,<br />

(Nebiyyike) yerine, (Resûlike) okuyunca, Resûlullah, (Hayır, Resûlike deme,<br />

Nebiyyike diyerek oku!) buyurdu. Böylece, değişdirilmesini red eyledi. Herhangi<br />

bir düâyı değişdirmek câiz olmayınca, Kur’ân-ı kerîmi değişdirmek hiç câiz<br />

olur mu?<br />

(Hadîka)da dil âfetlerini anlatırken buyuruyor ki, (Kur’ân-ı kerîmdeki düâları<br />

okurken değişdirmek, Kur’ân-ı kerîmi kasden değişdirmek olur). (Kitâb-üt-tibyân<br />

fî âdâb-i hamelet-il-Kur’ân)da, (Âlimlerimiz sözbirliği ile bildiriyor ki, Kur’ân-ı ke-<br />

– 394 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!