22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Vasıyyet etmedi ise, velînin keffâret iskâtı yapması, Hanefîde lâzım olmaz.<br />

Şâfi’î mezhebindeki (Nef’ul-enâm fî-iskâtissalâti vessıyâm)da diyor ki, (Bâcûrî [1] ,<br />

İbni Kâsımın, Ebû Şücâ metni şerhinin hâşiyesinde diyor ki, meyyitin kılmadığı nemâzları<br />

için fidye verilmez. Verilir kavli de vardır. Hanefîyi taklîd ederek, iskâtının<br />

yapılması iyi olur. Şâfi’înin kavl-i kadîmine göre, velîsi meyyitin nemâz ve oruclarını<br />

kazâ eder.) Kul hakkını, vasıyyet olmasa da, meyyitin bırakdığı maldan velînin<br />

ödemesi, her mezhebde lâzımdır. Hattâ alacaklılar, mîrâsı ele geçirince,<br />

mahkemesiz alabilirler. Kazâya kalan orucların fidyesini, ya’nî mal ile ödenmesini<br />

vasıyyet etdi ise, bunu yerine getirmek vâcibdir. Çünki, islâmiyyet emr etmekdedir.<br />

Vasıyyet etmedi ise, vârisi kendi malı ile yapabilir. Nemâzı vasıyyet etdi ise,<br />

nemâz fidyesini vermek vâcib değil, câiz olur. Bu son ikisi kabûl olmaz ise, hiç olmazsa<br />

sadaka sevâbı hâsıl olup, günâhlarını temizlemeğe yardım eder. İmâm-ı Muhammed<br />

böyle buyurmuşdur. (Mecma’ul-enhür)de diyor ki, (Nefsine ve şeytâna<br />

uyarak nemâzlarını kılmamış, ömrünün sonuna doğru buna pişmân [olup kılmağa<br />

ve kazâ etmeğe başlamış] olanın, kazâ edemediği nemâzlarının iskâtının yapılması<br />

için vasıyyet etmesi câiz olduğu (Müstasfâ)da yazılıdır.)<br />

(Cilâ-ül-kulûb)da diyor ki: (Kul hakları, ödenecek borçlar, emânet, gasb, sirkat,<br />

ücret ve bey’ sebebi ile verecekler ve döğmek, yaralamak, haksız olarak kullanmak<br />

gibi beden hakları ve söğmek, alay, gîbet, iftirâ gibi kalb haklarıdır.)<br />

Vasıyyet eden meyyitin malının üçde biri iskât yapmağa kifâyet ediyorsa, velînin<br />

bu mal ile fidye vermesi lâzımdır. Kifâyet etmiyorsa, sülüsden fazlasını vârisin<br />

teberru’ etmesi câiz olduğu, (Feth-ul-kadîr)de yazılıdır. Bunun gibi, farz olan<br />

haccının yapılması için vasıyyet etse, vârisi veyâ başka biri, hac parasını hediyye<br />

verse, câiz olmaz. Ölmeden vasıyyet etmeyip, vârisi kendi parası ile iskât yapsa veyâ<br />

hacca gitse, meyyitin borcu ödenmiş olur. Vârisden başkasının parası ile bunlar<br />

câiz olmaz diyenler varsa da, (Dürr-ül-muhtâr) ve (Merâkıl-felâh) ve (Cilâ-ülkulûb)<br />

kitâblarının sâhibleri “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” olur dediler.<br />

Keffâret iskâtı, yalnız hanefîde, buğday yerine un veyâ bir sâ’ arpa, hurma, üzüm<br />

ile de hesâb edilerek, bunlar da verilebilir. [Çünki, bunlar buğdaydan dahâ kıymetli<br />

oldukları için, fakîre dahâ fâidelidirler.] Hepsi yerine kıymetleri olan altın veyâ<br />

gümüş de verilebilir. Diğer üç mezhebin hanefîyi taklîd etmeleri câizdir. [Kâğıd<br />

para ile iskât yapılmaz.] Secde-i tilâvet için fidye vermek lâzım değildir.<br />

Fidye parası, mîrâsın üçde birini aşarsa, vârisler izn vermedikce, velî üçde birden<br />

fazlasını sarf edemez. (Kınye) kitâbında diyor ki, meyyitin borcu da olsa, alacaklısı,<br />

vasıyyetin yapılmasına izn verse de, vasıyyetin yapılması câiz olmaz. Çünki,<br />

islâmiyyet, önce borcun ödenmesini emr etmekdedir. Borcu ödemek, alacaklının<br />

râzı olması ile sonraya bırakılamaz. Bütün nemâzların iskât edilmesi için vasıyyet<br />

eden kimsenin kaç yaşında öldüğü bilinmiyorsa, bırakdığı mîrâsın üçde biri,<br />

nemâzlarının iskâtına yetişmediği zemân, bu vasıyyeti câiz olur. Mîrâsın üçde<br />

biri, iskât için yetişir ve artarsa, bu vasıyyeti câiz olmaz, bâtıl olur. Çünki, malın<br />

üçde biri, iskâta yetişmediği zemân, üçde biri ile iskât edilecek nemâzların sayısı<br />

belli olduğundan, vasıyyeti bu nemâzları için sahîh olur. Geri kalan nemâzları için<br />

olan vasıyyeti, lagv, ya’nî boş lâf olur. Üçde biri, çok olduğu zemân, ömrü ve dolayısı<br />

ile nemâz sayısı belli olmadığı için, vasıyyeti bâtıl olur. Kâdî-zâde, (Birgivî)<br />

şerhinde diyor ki:<br />

Kerâhet ve fesâd bulunması ihtimâlinden dolayı, bütün nemâzlarının iskâtı<br />

için vasıyyet eden meyyitin hiç malı yoksa veyâ üçde biri, vasıyyete yetişmiyorsa<br />

veyâ hiç vasıyyet etmemiş olup, velî kendi malı ile iskât yapmak istiyorsa, (Devr)<br />

yapar. Fekat velî devr yapmağa mecbûr değildir. Devr yapmak için, velî, bir aylık<br />

veyâ bir senelik iskât için lâzım olan altın liralık veyâ beşibiryerde veyâ bileyzik,<br />

[1] Bâcûrî İbrâhîm, Câmi’ul-ezherde müderris idi. 1276 [m. 1859] da vefât etdi.<br />

– 1020 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!