22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ül-ümme Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit hazretleri ziyâret ederken, (Ey Seyyidler<br />

seyyidi! Senin için geldim. Benden râzı olmanı ricâ ediyorum. Sana sığınarak korunuyorum!)<br />

diyerek başladığı kasîdesi meşhûrdur.<br />

20 — (Sebîl-ün-necât) kitâbı arabî olarak Hindistândaki vehhâbîlerin bozuk ve<br />

sapık inanışlarını bildirmekde, bunlara vesîkalarla cevâb vermekdedir. İlk olarak<br />

1394 [m. 1974] de Hindistânda basılmış, İstanbulda ofset yolu ile neşr olunmuşdur.<br />

21 — (El-mesâil-ül-müntehabe) kitâbı arabî olup, Hindistândaki vehhâbîlerin<br />

gençler arasına yaymağa çalışdıkları inanışları yazmakda, bunları vesîkalarla çürütmekdedir.<br />

İlk olarak 1391 [m. 1971] senesinde Pâkistânda basılmış, sonra İstanbulda<br />

(Hakîkat Kitâbevi) tarafından ofset yolu ile neşr olunmuşdur.<br />

22 — (El-habl-ül-metîn) arabî olup, dört mezhebden birini taklîd etmek lâzım<br />

olduğunu ve kerâmeti ve Evliyânın “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” rûhlarından<br />

istifâde etmeği bildirmekdedir. İlk olarak Pâkistânda basılmış, İstanbulda<br />

ofset baskısı yapılmışdır.<br />

23 — (Fetâvâ-yül-haremeyn) kitâbını Hindistânın büyük âlimlerinden Ahmed Rızâ<br />

hân Berîlevî “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazmışdır. Hindistândaki vehhâbîlere ve<br />

bütün mezhebsizlere vesîkalarla cevâb vermekdedir. Hindistânda Lüknov şehrinde<br />

bulunan (Nudvet-ül’ulemâ) ismindeki teşkilâtın da islâmiyyete zararlı bir kuruluş olduğunu<br />

uzun yazmakdadır. Kitâb arabî olup, 1317 [m. 1898] senesinde yazılmış, sonra<br />

Pâkistânda basılmış, İstanbulda 1397 [m. 1977] de ofset baskısı yapılmışdır.<br />

24 — (El-medâric-üs-seniyye firreddi alel-vehhâbiyye-yi Hindiyye) kitâbı, arabî<br />

ve urdu dilleri ile Karaşide yazılmışdır. Hindistândaki vehhâbîlere cevâb vermekdedir.<br />

İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından m. 1994 de basdırılmışdır.<br />

25 — (Tarîk-un-necât) kitâbını Muhammed Hasen Cân Fârûkî yazmış, m. 1931<br />

de Sind Haydarâbâd şehrinde basılmış, İstanbulda Hakîkat Kitâbevi tarafından<br />

m. 1994 de ofset baskısı yapılmışdır. Arabî ve urdu dillerindedir.<br />

26 — Mekke-i mükerreme âlimlerinden Sun’ullah-i Halebî “rahmetullahi teâlâ<br />

aleyh”, (Seyfullah alâ men kezzebe alâ Evliyâillah) kitâbında, Evliyânın “kaddesallahü<br />

teâlâ esrârehümül’azîz” öldükden sonra da kerâmetlere mazhar olduklarını<br />

isbât etmekdedir. Bu kitâbını, hicretin binyüzonyedi [1117] senesinde yazmışdır.<br />

Kerâmetin ve tevessülün câiz olduğu (Fetâvâyı Hayriyye)de Kerâhet kısmında<br />

da yazılıdır.<br />

27 — Şâh Ahmed Sa’îd-i Dehlevî hazretleri (Tahkîk-ul-hakkıl-mübîn) kitâbında,<br />

Hindistândaki vehhâbîlerin kırk bozuk sözüne vesîkalarla cevâb vermekdedir.<br />

Kırkıncı cevâbında buyuruyor ki, Abdül’Azîz-i Dehlevî, Fâtiha tefsîrinde:<br />

(Birisinden yardım istenirken, yalnız ona güvenilirse, onun, Allahü teâlânın yardımına<br />

mazhar olduğu düşünülmezse, harâmdır. Eğer yalnız, Allahü teâlâya güvenilip,<br />

o kulun Allahın yardımına mazhar olduğu, Allahü teâlânın herşeyi sebeb<br />

ile yaratdığı, o kulun da bir sebeb olduğu düşünülürse, câiz olur. Peygamberler ve<br />

Evliyâ da, böyle düşünerek başkasından yardım istemişlerdir. Böyle düşünerek birisinden<br />

yardım istemek, Allahü teâlâdan istemek olur) diyor. (Abese) sûresinin<br />

tefsîrinde, (Ölüyü yakmak, rûhu yersiz bırakmak olur. Ölüyü toprağa gömmek ise,<br />

rûh için bir yer belli etmek olur. Bunun içindir ki, gömülmüş olan Velîlerden ve başka<br />

Sâlihlerden fâidelenilmekdedir. Ölülere yardım etmek de mümkin olmakdadır.<br />

Yakılan ölüler için bunlar düşünülemez) diyor. Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri de<br />

(Mişkât) tercemesinde buyuruyor ki, (Peygamberler ve Evliyâ öldükden sonra, bunlardan<br />

yardım istemeğe, meşâyıh-ı ızâm ve fıkh âlimlerinin çoğu câizdir dedi.<br />

Keşf ve kemâl sâhibleri, bunun doğru olduğunu bildirdi. Bunlardan çoğu rûhlardan<br />

feyz alarak yükseldiler. Böyle yükselenlere (Üveysî) dediler. İmâm-ı Şâfi’î buyuruyor<br />

ki, imâm-ı Mûsâ Kâzımın kabri, düâmın kabûl olması için bana tiryâk gibidir.<br />

Bunu çok tecribe etdim. İmâm-ı Gazâlî buyurdu ki, diri iken tevessül olunan,<br />

– 455 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!