22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

CÂMİ’DE YAPILMASI CÂİZ OLMIYAN ŞEYLER YİRMİİKİDİR:<br />

İbâdet yapmak için, toplanılan yerlere (Ma’bed) veyâ (İbâdethâne) denir. Yehûdîlerin<br />

ma’bedlerine (Sinagog) ve (Havra) denir. Hıristiyanların ma’bedine<br />

(Kilise) ve (Bî’a) veyâ (Savme’a) denir. Müslimânların ma’bedine (Mescid) ve (Câmi’)<br />

denir. Ma’bedlerde ibâdet yapılması ve dinlerin emrleri, yasakları, öğretilir.<br />

Şimdi ma’bedlerde konuşan vazîfeliler iki şey üzerinde durmakdadırlar:<br />

1 — Parlak, yaldızlı sözlerle, acıklı hikâyelerle, nağmeli hazîn okumalarla, hattâ<br />

çalgı ve ho-parlörlerle, dinleyicileri rikkate, heyecâna getirmek, kalbleri alarak,<br />

onların teslîm olmalarını, bir gâyeye sürüklenmelerini sağlamak.<br />

2 — Dînin emrlerini, yasaklarını öğretmek ve bunlara uyulmasını sağlamak.<br />

Bugün hıristiyanların kiliselerinde ve yehûdîlerin havralarında, kalblerin, rûhların<br />

değil de, yalnız nefslerin, düşüncelerin birleşdirilmesine çalışılmakdadır.<br />

Dînî vecîbeler olarak da, eski din adamlarının koydukları ve her zemân, her yerde<br />

başka olan şeyler öğretilmekdedir. Bunun için, kiliseler, havralar, bir ma’bed<br />

değil, bir politika, bir konferans yeri olup, insanları uyuşdurarak, liderlerin, şeflerin<br />

arzû ve düşüncelerine sürüklemekdedirler.<br />

Câmi’lerde de, din adamları arasına sızarak, böyle siyâset ve kazanc gâyesi ile<br />

konuşan her zemân görülmüşdür. Bunlar, islâm âlimlerinin kitâblarını okumamış,<br />

mezhebsizlerin, sapık kimselerin bozuk kitâblarına aldanmış din câhili (Yobaz)lardır.<br />

İslâmiyyetin îcâblarını öğretmek ve yapdırmak şöyle dursun, kendileri<br />

bile öğrenememiş zevallı kimselerdir. Bunlar, doğru dürüst abdest ve gusl almasını,<br />

şartlarına uygun ve ihlâs ile nemâz kılmasını bilmiyen câhil ve sapık kimseler<br />

olup, her asrda müslimânları şaşırtmışlar, islâmiyyete ve millete zararlı olmuşlardır.<br />

Uzun cübbe, büyük sarıkla, minberlerde, va’z kürsîlerinde tegannî ile, nota<br />

ile okuyup, yaldızlı sözlerle, heyecânlı hikâyelerle konuşarak, dinleyicileri<br />

köksüz ve geçici bir te’sîr altına alabilen birer hatîb, konferanscı olmuşlardır. Siyâsî<br />

partilerin, diktatörlerin, faşist idârecilerin ve kiliselerin sözcüleri gibi, geçici<br />

heyecân vererek dindârları aldatmışlardır. Âlimlerimiz bunlara din adamı değil,<br />

din ve îmân hırsızı, (Yobaz) demişlerdir. İslâm âlimlerinin kitâblarından anlatan<br />

ve sözleri, hâlleri, işleri, bu kitâblara uygun olan hakîkî din adamları, islâmiyyeti<br />

bunların zararlarından korumuşlardır.<br />

Ebüssü’ûd efendi “rahmetullahi teâlâ aleyh” fetvâsında buyuruyor ki, (Bir<br />

köyde veyâ mahallede mescid olmayıp, cemâ’at ile nemâz kılmasalar, hükûmet bunlara<br />

zorla mescid yapdırmalıdır. Cemâ’ati ihmâl edenleri ta’zîr etmelidir. 940 [m.<br />

1533] senesinde bu husûsda her vilâyete emr gönderilmişdir). (Mecmû’a-i cedîde)de<br />

diyor ki, (Eski bir mescid, cemâ’ati alamazsa, mahalle halkı kendi paraları ile bunu<br />

yıkarak genişini yapmaları câizdir).<br />

(Halebî-yi kebîr), 613. cü sahîfede diyor ki, (Mahalle mescidinde, cemâ’at az olsa<br />

dahî, nemâzı burada kılmak, cemâ’ati çok olan büyük câmi’de kılmakdan efdaldir.<br />

Mahalle câmi’indeki cemâ’ati kaçıranın, başka câmi’deki cemâ’ate gitmesi efdaldir.<br />

Başka câmi’ cemâ’atine yetişemezse, yalnız kılmak için, mahalle mescidini<br />

tercîh etmek efdaldir. Mahalle mescidinde imâm, müezzin bulunmazsa, cemâ’atden<br />

biri, bu vazîfeyi yapar. Başka câmi’e gitmezler. Mahalle mescidinin<br />

imâmı, yatsı nemâzını, beyâzlığın gayb olmasını beklemeyip, dahâ erken güneşin<br />

batdığı yerde kırmızılık gayb olunca kılarsa, bununla birlikde, erken kılmayıp, beyâzlığın<br />

da gayb olmasını bekleyip, yalnız kılmak efdaldir. [Ya’nî dahâ iyidir.<br />

Büyük şehrlerde yatsı ezânları erken okunuyor. İmâm-ı a’zamın ictihâdına uyulmıyor<br />

ise de, imâmeyn kavline göre okunduğu için, bu cemâ’at ile kılmak câizdir.]<br />

Mahallenin imâmı fısk ile meşhûr ise, ya’nî büyük günâh işliyorsa,[meselâ, ezânı<br />

ahkâm-ı islâmiyyeye uygun olarak okumuyorsa] başka mescidin cemâ’atine gitmelidir.<br />

Çünki, mekrûhdan sakınmak, sünnet işlemekden dahâ önce gelir).<br />

– 244 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!