22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

40 — HALÂL, HARÂM VE ŞÜBHELİ ŞEYLER<br />

(Kimyâ-i se’âdet)in ikinci rükn, dördüncü aslından terceme edilmişdir.<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Halâl kazanmak her müslimâna<br />

farzdır). Halâl kazanabilmek için, önce halâli öğrenmek lâzımdır. Halâl ve<br />

harâm meydândadır. İkisi arasında şübheli olanları tanımak gücdür. Şübhelilerden<br />

sakınmıyan, harâma düşer. Bunu tanıtmak geniş bir ilmdir. (İhyâ-ül’-ulûm) ismindeki<br />

kitâbımızda etrâflı yazdık. Burada da, herkese çok lâzım olanları kısaca<br />

bildirelim. Hepsini dört bâb içinde sıralıyalım: [Burada üç bâb bildirilmişdir.]<br />

1 — Halâl kazanmanın üstünlüğü ve sevâbı: Mü’minûn sûresi, elliikinci [52] âyetinde<br />

meâlen, (Ey Peygamberlerim “salevâtullahi aleyhim ecma’în”. Halâl ve temiz<br />

yiyiniz ve bana lâyık ibâdetler yapınız!) buyuruldu. Resûlullah “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” bunun için, (Halâl kazanmak her müslimâna farzdır) buyurdu. Ve buyurdu<br />

ki, (Bir kimse, hiç harâm karışdırmadan, kırk gün halâl yirse, Allahü teâlâ,<br />

onun kalbini nûr ile doldurur. Kalbine, nehrler gibi hikmet akıtır. Dünyâ muhabbetini,<br />

kalbinden giderir). [Dünyâlık kazanmak için çalışmak günâh değildir.<br />

Dünyâlık sevgisi, dünyâya gönül bağlamak günâhdır.] Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü<br />

anh” dedi ki, (Yâ Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”! Düâ buyur da,<br />

Allahü teâlâ, benim her düâmı kabûl etsin!). Cevâbında buyurdular ki, (Düâ kabûl<br />

olmak için, halâl lokma yiyiniz!). Bir hadîs-i şerîfde, (Çok kimse vardır ki, yidikleri<br />

ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp düâ ederler. Böyle düâ, nasıl<br />

kabûl olunur?). Bir kerre de buyurdu ki, (Harâm yiyenlerin ne farzları, ne de<br />

sünnetleri kabûl olmaz). [Ya’nî sevâbına kavuşamazlar.] Yine buyurdu ki, (On liralık<br />

elbisenin, bir lirası harâm olsa, o elbise ile kılınan nemâzlar kabûl olmaz). Yine<br />

buyurdu ki, (Harâm ile beslenen vücûdün ateşde yanması dahâ iyidir). Yine buyurdu<br />

ki, (Malın halâlden mi, harâmdan mı geldiğini düşünmiyenler, Cehenneme,<br />

neresinden atılırsa atılsınlar, Allahü teâlâ, onlara acımıyacakdır). Yine buyurdu<br />

ki, (İbâdet on kısmdır, dokuz kısmı, halâl kazanmakdır). Bir def’a da buyurdu ki,<br />

(Halâl kazanmak için yorulup, evine dönen kimse, günâhsız olarak yatar. Allahü<br />

teâlânın sevdiği kimse olarak kalkar). Yine buyurdu ki, (Allahü teâlâ buyuruyor<br />

ki, harâmdan kaçınanlara hesâb sormağa utanırım). Ve buyurdu ki, (Bir dirhem<br />

fâiz [almak ve vermek], otuz zinâdan dahâ günâhdır). Ve buyurdu ki, (Harâm maldan<br />

verilen sadaka kabûl edilmez. Saklanırsa, Cehenneme gidinceye kadar, ona<br />

yolluk olur).<br />

Ebû Bekr “radıyallahü anh”, hizmetcisinin getirdiği sütü içdi. Sonra halâlden<br />

olmadığını anlayınca, parmağını buğazına sokarak kay etdi. O kadar zahmetle çıkardı<br />

ki, ölüyor sandılar. Sonra, (Yâ Rabbî! Elimden geleni yapdım. Mi’demde ve<br />

damarlarımda kalan zerrelerden sana sığınırım!) diye yalvardı. Ömer “radıyallahü<br />

anh” da, Beyt-ülmâla âid zekât develerinin sütünden, yanlışlıkla verilip içdiği<br />

zemân, böyle yapmışdı. Abdüllah bin Ömer “radıyallahü anhümâ” buyurdu ki,<br />

(Kanbur oluncıya kadar nemâz kılsanız ve kıl gibi oluncıya kadar oruc tutsanız, harâmdan<br />

kaçınmadıkca, kabûl edilmez, fâidesi olmaz). Süfyân-ı Sevrî buyuruyor ki,<br />

(Harâm para ile sadaka veren, câmi’ yapdıran, hayrât yapan kimse, kirlenmiş elbiseyi<br />

idrâr ile yıkıyan kimseye benzer ki, dahâ çok pislenir). Yahyâ bin Mu’âz buyuruyor<br />

ki, (Allahü teâlâya itâ’at etmek, bir hazîneye benzer. Bu hazînenin anahtarı<br />

düâ, anahtarın dişleri de halâl lokmadır). Sehl bin Abdüllah-i Tüsterî buyuruyor<br />

ki; (Hakîkî îmâna kavuşmak için, dört şey lâzımdır: Bütün farzları edeble yapmak,<br />

halâl yimek, görünen ve görünmiyen bütün harâmlardan sakınmak ve bu üçüne,<br />

ölünciye kadar devâm etmeğe sabr etmek). Büyükler buyuruyor ki, (Kırk<br />

gün şübheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir). Abdüllah ibni Mübârek buyuruyor<br />

ki, (Şübheli olan bir kuruşu sâhibine geri vermeği, bin lira sadaka vermekden<br />

dahâ çok severim). Sehl bin Abdüllah Tüsterî buyuruyor ki, (Harâm yiyenle-<br />

– 607 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!