22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

9 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 7. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, seyyid mîr Muhibbullah Mankpûrîye yazılmışdır. İnsanlardan gelen<br />

sıkıntılara dayanmak lâzım olduğu bildirilmekdedir:<br />

Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun sevgili Peygamberine salât olsun. Size ve<br />

bütün müslimânlara düâ ederim. Kardeşim seyyid mîr Muhibbullahın şerefli mektûbu<br />

geldi. Bizi çok sevindirdi. İnsanların üzmelerine dayanmak lâzımdır. Akrabânın<br />

incitmelerine sabr etmekden başka yapılacak şey yokdur. Allahü teâlâ,<br />

sevgili Peygamberine “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” emr olarak, Ahkâf sûresinde,<br />

(Peygamberlerden Ulül’azm olanların sabr etdikleri gibi Sen de sabr et!<br />

Onlara azâb verilmesi için düâ etmekde acele eyleme!) meâlindeki âyet-i kerîmeyi<br />

gönderdi. Orada bulunanlara en fâideli şey, yanlarında bulunanların, kendilerine<br />

eziyyet etmeleri, sıkıntı vermeleridir. Siz bu ni’meti istemiyor, bundan kaçıyorsunuz.<br />

Evet, hep tatlı yimeğe alışmış olan, şifâ verici acı ilâcdan kaçar. Buna ne<br />

diyeceğimi bilemiyorum. Fârisî beyt tercemesi:<br />

Nazlı olsa da, aşka yakalanan kimse,<br />

naz çekmeğe de alışmalıdır elbette!<br />

İlâh-âbâd denilen yere göç etmek için izn istiyorsunuz. Yâhud bir yer gösteriniz<br />

de, oraya gidip, halkın ifrât derecesindeki cefâsından kurtulayım diyorsunuz.<br />

Buna (Ruhsat), izn verilebilir. Fekat, (Azîmet), dahâ iyi yol, orada kalıp, sıkıntılara<br />

sabr ve tehammül etmekdir. Bildiğiniz gibi, bu mevsimde hâlsiz oluyorum. Bunun<br />

için kısa yazdım. Selâm ederim.<br />

10 — İKİNCİ CİLD, 29. cu MEKTÛB<br />

Bu mektûb, fazîletli şeyh Abdülhak-ı Dehlevîye “rahmetullahi teâlâ aleyh” yazılmışdır.<br />

Bu dünyâda en kıymetli sermâyenin üzüntü ve sıkıntı olduğu ve en tatlı<br />

ni’metin derd ve elem olduğu bildirilmekdedir:<br />

Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun seçdiği, sevdiği kullarına selâm olsun!<br />

Kıymetli efendim. Sıkıntıların gelmeleri, görünüşde çok acı ise de, bunların ni’met<br />

oldukları umulur. Bu dünyânın en kıymetli sermâyesi, üzüntüler ve sıkıntılardır.<br />

Bu dünyâ sofrasının en tatlı yemeği, derd ve musîbetlerdir. Bu tatlı ni’metleri, acı<br />

ilâclarla kaplamışlar, bununla imtihân yolunu açık tutmuşlardır. Se’âdetli, akllı olanlar,<br />

bunların içine yerleşdirilmiş olan tatlıları görür. Üzerindeki acı örtüleri de tatlı<br />

gibi çiğnerler. Acılardan tat alırlar. Nasıl tatlı olmasın ki, sevgiliden gelen herşey<br />

tatlı olur. Hasta olanlar, onun tadını duyamaz. Kalbin hasta olması, Ondan başkasına<br />

gönül vermesidir. Se’âdet sâhibleri, sevgiliden gelen sıkıntılardan o kadar<br />

tat alırlar ki, iyiliklerinde o tadı duyamazlar. Her ikisi de sevgiliden geldiği hâlde,<br />

sıkıntılardan, sevenin nefsi pay almaz. İyiliklerini ise, nefs de istemekdedir.<br />

Ni’mete kavuşanlara âfiyet olsun!<br />

Yâ Rabbî! Bizi, sıkıntıların sevâblarından mahrûm eyleme! Bunlardan sonra,<br />

bizi fitnelere düşürme! İslâmın za’îf olduğu bu günlerde sizin kıymetli varlığınız,<br />

müslimânlar için büyük bir ni’metdir. Allahü teâlâ, selâmet versin ve uzun ömrler<br />

ihsân eylesin! Vesselâm.<br />

Ne bahtiyâr, o kişi kim,<br />

okuduğu Kur’ân ola!<br />

Ezân, ikâmet duyunca,<br />

gönlü dolu îmân ola!<br />

– 426 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!