22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hastaya, ölmek üzere olan bir başkasının sağlam yüreği takılıp takılmaması da, ecelin<br />

gelip gelmemesine bağlıdır. Kalbin değişdirilmesi de hastayı muhakkak iyi yapmıyor,<br />

çoklarının ölmesine sebeb olmakdadır.<br />

Kıyâmetde herkes, öldüğü zemândaki şekli, boyu ve organları ile mezârdan kalkacakdır.<br />

Herkesin kuyruk sokumu kemiği değişmiyecek, başka a’zâ, organlar, bu<br />

kemik üzerine yeniden yaratılacak, rûhlar bu yeni bedenlerini bulup, te’alluk<br />

edeceklerdir. Rûhların bu başka bedenlere te’alluk etmeleri, tenâsüh değildir. Tenâsüh<br />

dünyâda düşünülür. Âhıretde tenâsüh olmaz. İnsanın bedeni, organları<br />

dünyâda da değişiyor. Kırk yaşındaki insanın eti, yağı, derisi, kemikleri başkadır.<br />

Çocukluğunda bulunanlar başkadır. Fekat o, hep aynı insandır. Çünki insan, rûh<br />

demekdir. Beden değişiyor ise de, rûh değişmez. İnsanın parmak izi de hiç değişmez.<br />

Hiçbir insanın parmak izi, başkasının parmak izine benzemez. Bir insanın parmak<br />

uçlarındaki çizgilerin şekli, doğmadan önce, rûh bedene te’alluk etdiği sıralarda<br />

teşekkül eder. İnsan ölüp çürüyünciye kadar hiç değişmez. Beşbin yıllık mumyalarda<br />

aynen kaldıkları görülmüşdür. Parmak ucundaki çizgilerden herbiri, yanyana<br />

dizilmiş deliklerden meydâna gelmişdir. Her delikcikden, ter sızmakdadır. İnsan<br />

birşeyi tutunca, sızan ter, o şey üzerinde çizgilerin şekli gibi yapışıp kalır. Teri<br />

boyayan bir ilâc sürünce, o kimsenin parmak izi, o şey üzerinde görünür. Büyük<br />

âlim, imâm-ı Muhammed Gazâlî, fârisî (Kimyâ-yı se’âdet) kitâbının sekseninci sahîfesinde<br />

diyor ki, (Bir insanın çeşidli yaşlarındaki bedenleri başka başka oldukları<br />

gibi, aynı boy ve şeklde, fekat başka zerrelerden yapılmış bir bedenle kabrden<br />

kalkacakdır. Bu yazımız anlaşılınca, insan insanı yirse, yenilen organın, hangi insan<br />

ile yaratılacağı, yiyen ile mi, yoksa yenilen ile mi birlikde yaratılacağı gibi sorulara<br />

lüzûm kalmaz. Çünki, o uzvların kendi değil, benzerleri yaratılacakdır.)]<br />

Ah, meded Allahım sendendir, meded,<br />

aklım alındığı yerlere geldim.<br />

Düâmı kabûl edip, eyleme red,<br />

sînem delindiği yerlere geldim.<br />

Hep, âh ile zârdır, âşıkın işi,<br />

kan ile karışdı gözümün yaşı.<br />

İnci, mercan olmuş toprağı, taşı,<br />

cevher bulunduğu yerlere geldim.<br />

Dağların başına, bulutlar çıkar,<br />

bağrımın içinde, şimşekler çakar,<br />

Firdevs-i a’lâdan, bir servi çınar,<br />

çıkıp salındığı yerlere geldim.<br />

Sünbülün da’vâsı, servi dalîle,<br />

bülbülün sevdâsı, behâr gülîle,<br />

Muhabbet sunarken, Hakîm dilîle,<br />

gönlüm sızladığı yerlere geldim.<br />

Ah! Şimdi bir, ele geçse nigâhın,<br />

bilemedim kıymetini dergâhın.<br />

Âlem-i ervâhdan, bir şems-ü mâhın,<br />

nûrunu saçdığı yerlere geldim.<br />

– 700 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!