22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

di. Başka hiçbir zemân, hiçbir yere gitmedi. Ümmî idi. Ya’nî hiç mektebe gitmedi.<br />

Kimseden ders almadı. Fekat, herşeyi biliyordu. Ya’nî her neyi düşünse, her neyi<br />

bilmek istese, Allahü teâlâ Ona bildiriyordu. Cebrâîl “aleyhisselâm” adındaki melek<br />

gelip, Ona her istediğini söylüyordu. Mubârek kalbi, güneş gibi, nûr saçıyordu.<br />

Onun saçdığı ilm, ma’rifet nûrları, radyo dalgaları gibi, yerlere, göklere, heryere saçılıyordu.<br />

Şimdi, kabrinden de yaymakdadır. Yayma kuvveti, her ân artmakdadır.<br />

Elektro-manyetik dalgaları almak için, radyo alıcısı lâzım olduğu gibi, Onun nûrlarını<br />

almak için de, Ona inanan ve seven ve gösterdiği yolda giderek temizlenen kalb<br />

lâzımdır. Böyle kalbi olan insan, bu nûrları alır ve bu da, etrâfa neşr eder, yayar. Böyle<br />

büyük insanlara (Velî) denir. Bu Velîyi tanıyan, inanan ve seven kimse, bunun<br />

karşısında edeble oturur veyâ uzakda, onu edeb ile, sevgi ile düşünürse, bu kimsenin<br />

de kalbi, nûr, feyz almağa, temizlenmeğe, olgunlaşmağa başlar. Allahü teâlâ, bedenimizi,<br />

maddemizi, yetişdirmek için güneş enerjisini sebeb kıldığı gibi, rûhlarımızı,<br />

kalblerimizi olgunlaşdırmak, insanlıkda yükseltmek için de, Muhammed aleyhisselâmın<br />

kalbini, oradan fışkıran nûrları sebeb kılmışdır. İnsanı besliyen, yapısını<br />

ve enerjisini sağlıyan bütün besi maddeleri, güneş enerjisi, özümleme ile hâsıl oldukları<br />

gibi, kalbe, rûha gıdâ olan, Evliyânın sohbetleri, sözleri ve yazıları da, hep<br />

Resûlullahın mubârek kalbinden fışkıran nûrlarla hâsıl olmuşdur.<br />

Allahü teâlâ, Cebrâîl “aleyhisselâm” adındaki bir melek ile, Muhammed aleyhisselâma<br />

(Kur’ân-ı kerîm)i gönderdi. İnsanlara dünyâda ve âhıretde lüzûmlu, fâideli<br />

olan şeyleri emr etdi. Zararlı olanları yasak etdi. Bu emrlerin ve yasakların<br />

hepsine (İslâm dîni) veyâ (İslâmiyyet) denir.<br />

Muhammed aleyhisselâmın her sözü doğrudur, kıymetlidir, fâidelidir. Böyle olduğuna<br />

inanan kimseye (Mü’min) ve (Müslimân) denir. Muhammed aleyhisselâmın<br />

sözlerinden birine inanmıyan, beğenmiyen kimseye kâfir denir. Allahü teâlâ,<br />

mü’min olanı sever. Bunu Cehennemde sonsuz olarak bırakmaz. Yâ Cehenneme<br />

hiç sokmaz, yâhud, kabâhati için, soksa da, sonra Cehennemden çıkarır. Kâfir olan<br />

kimse, Cennete giremez. Doğru Cehenneme girer ve oradan hiç çıkmaz. Ona<br />

inanmak, Onu sevmek, bütün se’âdetlerin, râhatlıkların, iyiliklerin başıdır. Onun<br />

Peygamber olduğuna inanmamak ise, bütün felâketlerin, sıkıntıların, kötülüklerin<br />

başıdır. Aklı, zekâsı, güzel ahlâkı ve deryâ gibi olan her nev’ ilmi ve mu’cizeleri,<br />

islâmiyyetin hak din olduğunu gösteren vesîkalardır. 4, 9, 17, 18, 21, 22, 23, 24,<br />

32, 33, 36, 40, 41, 43, 44, 45, 47, 48, 49, 51, 52, 53, 56, 57, 59, 60, 65, 66, 69, 71, 89,<br />

94, 98, 99, 102, 103, 104, 106, 109, 166, 209, 229, 263, 267, 274, 276, 285, 289, 311,<br />

313, 327, 329, 332, 337, 352, 353, 354, 355, 356, 358, 364, 367, 368, 369, 370, 372, 373,<br />

(374), 378, 380, 383, 384, 385, 386, 387, 388, 390, 393, 399, 404, 407, 408, 411, 435,<br />

449, 450, 451, 457, 475, 479, 480, 482, 485, 486, 488, 489, 493, 495, 501, 509, 510, 512,<br />

525, 528, 531, 535, 564, 575, 598, 625, 698, 717, 737, 738, 761, 770, 771, 908, 910, 943,<br />

952, 954, 955, 960, 961, 969, 995, 1008, 1017, 1043, 1050, 1051, 1056, 1065, 1069, 1070,<br />

1075, 1118, 1123, 1125, 1157.<br />

627 — MUHAMMED ÂKİF “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Osmânlı şâ’irlerindendir.<br />

1290 [m. 1873] da tevellüd, 1354 [m. 1936] de İstanbulda vefât etdi. Edirnekapı<br />

kabristânındadır. Fâtih rüşdiyesinden sonra, mülkiye i’dâdîsini bitirdi. Baytar<br />

mektebini okuyup, veteriner oldu. Dînî, millî şi’rleri çok heyecânlıdır. Her müslimân<br />

türkün kalbine yerleşmiş olup ve her evde saygı ve sevgi ile okunan türk istiklâl<br />

marşının yazarıdır. (Safahât) kitâbı heyecânlı şi’rlerle dolu ise de, seksenaltıncı<br />

sahîfesinde (İstibdâd) adındaki yazısında ve dörtyüzbeşinci sahîfesinde,<br />

müslimânların halîfesi ve islâmiyyetin bekçisi olan sultân ikinci Abdülhamîd hânın<br />

şânını ve kıymetini zedeleyen çok çirkin ve bayağı iftirâları ve Mısr müftîsi sicilli<br />

mason, Muhammed Abdühü öven ve bir çalgıcıyı, çalgısının seslerini nidâ-yı<br />

ilâhîye benzeterek öven şi’rleri kendisini lekelemekde, îmânlı kalblerde nefret hâsıl<br />

etmekdedir. İstanbuldaki yüksek islâm enstitüsü eski müdîrlerinden ve öğretim<br />

– 1140 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!