22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

48 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 35. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, Mirzâ Menû Cehre yazılmış olup, nasîhat vermekdedir:<br />

Allahü teâlâ, hayrlı ömürler ihsân buyursun! Se’âdet, iyilikler verip, başınızdan<br />

geçen acıları unutdursun!<br />

Yavrum! Gençlikde, nefsin arzûları, insanı kapladığı gibi, ilm öğrenilecek, ibâdet<br />

yapılacak en kârlı zemân da gençlikdir. Gençlikde, şehvetin, asabiyyetin kapladığı<br />

ânlarda, islâmiyyetin bir emrini yerine getirmek, ihtiyârlıkda yapılan aynı ibâdetden<br />

çok üstün ve kıymetli olur. [Hele başka mâni’ler de araya katılırsa, bunları<br />

dinlemeyip yapılan ibâdetin sevâbı o kadar çokdur ki, ancak Allahü teâlâ bilir.]<br />

Çünki, mâni’ler karşısında, ibâdeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibâdetlerin, şânını,<br />

şerefini göklere çıkarır. Mâni’ olmayarak, kolay yapılan ibâdetler, aşağıda kalır. Bunun<br />

içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden dahâ üstün olmuşdur.<br />

Çünki insan, mâni’ler arasında ibâdet ediyor. Melekler ise, mâni’ olmadan<br />

emre itâ’at ediyor. Harb zemânında, askerin kıymeti artar ve muhârebede ufak bir<br />

hizmetleri, sulh zemânındaki büyük gayretlerinden dahâ kıymetli olur. Gençlik arzûları,<br />

Allahü teâlânın düşmanı olan nefsin ve şeytânın sevdiği şeylerdir. İslâmiyyete<br />

uygun şeyler ise, Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir. Allahü teâlânın düşmanlarını<br />

sevindirip, bütün ni’metleri veren, hakîkî sâhibi gazaba getirmek, akllı ve zekî<br />

insanların yapacağı şey değildir. Allahü teâlâ, hepimize akla uygun hareketler nasîb<br />

edip, nefse, şeytâna ve zındıkların, ya’nî müslimân ismini taşıyan din düşmanlarının<br />

sözlerine ve yazılarına aldanmakdan muhâfaza buyursun! [Hele dinsizlerin,<br />

müslimânlarla alay edenlerin çoğaldığı, müslimân evlâdlarını dinden çıkaran propagandaların<br />

yayıldığı zemânda yapılan az bir ibâdete, doğru olmak şartı ile, katkat<br />

çok sevâb verilecekdir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu<br />

ki, (Ey Eshâbım! Siz öyle bir zemânda geldiniz ki, Allahü teâlânın emrlerinden onda<br />

dokuzunu yapıp, birini yapmazsanız, helâk olursunuz, Cehenneme gidersiniz! Bir<br />

zemân gelecek ki, o zemânın mü’minleri, emrlerin birini yapabilip, dokuzunu bıraksalar,<br />

Cehennemden kurtulurlar. O zemânda îmânı olanlara müjdeler olsun!)].<br />

49 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 57. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, mevlânâ Hamîd Ahmedî için yazılmışdır. Âlemin yokdan var edilmiş<br />

olduğunu bildirmekde ve Yunan felsefecilerinin akl-ı fe’âl dedikleri şeyi red<br />

etmekdedir:<br />

Âlemlerin rabbi olan Allahü teâlâya hamd olsun ve Peygamberlerin en üstününe<br />

salât ve selâm olsun. Allahü teâlâ kendiliğinden vardır. Allahü teâlânın varlığı<br />

kendisindendir. Şimdi var olduğu gibi, geçmişde de hep vardı. İleride de hep vardır.<br />

Varlığından önce ve varlığının sonunda yok olması mümkin değildir. Hep var<br />

olması lâzımdır. Yokluk, Ona yaklaşamaz. Allahü teâlâdan başka herşeye (Âlem)<br />

denir. Âlemin hepsi, maddenin fizik hâlleri, [ya’nî, katı, sıvı ve gaz cismler ve atomlar,<br />

moleküller, enerjiler], gökler, akllar, nefsler, [hücreler, bütün canlılar], elementler<br />

ve bileşik cismler, Onun yaratması ile var olmuşlardır. Yok iken, sonradan vücûde<br />

gelmişlerdir. Sonsuz var olan yalnız Odur. Ondan başka herşey, yok idiler. Sonradan<br />

var oldular. Sonra, yine yok olacaklardır. Yer küresini iki günde yaratdı. Sonra,<br />

gökleri ve yıldızları da iki günde yaratdı. Ya’nî yokdan var eyledi. (Ha-mîm Secde)<br />

sûresinin dokuzuncu âyetinde meâlen, (Yeri iki günde yaratdı) ve onikinci âyetinde<br />

meâlen, (Sonra, yedi gökü de iki günde var eyledi) buyuruldu. Bir kimse ortaya<br />

çıkıp, Kur’ân-ı kerîmin bu âyetlerini inkâr ederek, mahlûklardan bir kısmına<br />

ve göklere, yıldızlara ve elementlere, akllara, rûhlara kadîm derse, bunun ahmak<br />

olduğu anlaşılır. Bütün dinler, Allahdan başka herşeyin hâdis olduklarını, ya’nî<br />

yok iken, sonradan var edilmiş olduklarını bildirmişlerdir. Bütün dinlerin bu sözbirliğini,<br />

Huccet-ül-islâm imâm-ı Muhammed Gazâlî, (El-münkızü aniddalâl) ki-<br />

– 116 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!